34,6024
36,6113
2.943,37
Yenidoğan Çetesi’nin gaddar faaliyetlerinin 27 Mart 2023’te CİMER’e yapılan bir ihbarla ortaya çıktığı açıklanmıştı. Nitekim iddianame de bu tarihten sonraki soruşturmayı kapsıyor. Oysa, bu tarihten önce birçok kez devlete bildirimde bulunulduğu, davalar açıldığı ortaya çıkmıştı. Arena Muhabiri Gökmen Ulu, organize suçla ilgili ilk bildirimin 28 Kasım 2014 tarihinde Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi SABİM’e yapıldığını kanıtladı.
Bazı hastane yönetimlerinin gereksinim yokken bebekleri yoğun bakım ünitelerinde uzun süre tuttuğu ve SGK’den haksız şekilde daha fazla para almak için devleti dolandırdıkları organize suçlar hakkında ilk mağdurlardan biri Derya Aslan Ateş – Evren Ateş çiftiyle çocukları Deniz Rüzgar Ateş oldu.
MAĞDUR ANNE SÖZCÜ’YE KONUŞTU
Vahim olay şöyle gelişti: Hamile olan Derya Aslan Ateş, kontrol için 6 Mayıs 2014’te Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi’ne gitti. Hastaneye yatırıldı. 11 Mayıs Anneler Gününde bebeği Deniz prematüre olarak doğdu. “Bende hell rahatsızlığı olduğu için oğlum erken doğdu, hasta olan bendim, bebeğimin hiçbir hastalığı yoktu. Sağlıklıydı” diyen Ateş yaşananları şöyle anlattı:
GEREKSİNİMSİZ VE GEREKÇESİZ OLARAK BEBEĞİ YOĞUN BAKIMA ALDILAR
-Bebeğimin belli bir süre kuvöze ihtiyacı olduğu söyleyerek yeni doğan yoğun bakım ünitesinde tutmaya başladılar. Sadece kan eksikliği olduğunu ifade ettiler, başka hiçbir gerekçe sunmadılar. Kan bulmamızı da istemediler.
HASTANE KOŞULLARI KÖTÜYDÜ
-Bazı kuvözler kırıktı ve kapaksızdı. Bebeğimi hasta beziyle kundaklamışlardı. Bir başka bebeğin ağzına emzik yerine ameliyat eldiveni verdiklerini gördüm.
-Grip hastası olan hemşireler vardı. Sigara içip, ağız ve ellerini dezenfekte etmeden bebeklerin yanına gelen hemşireler vardı. Bir gün hemşirenin bebeğimin altını tamamen silmeden bezi bağlamaya çalıştığını görünce “İyice temizleyip pişik kremi sürseniz” dedim. Sonra bebeğim hastane enfeksiyonu kaptı. Hemişere sordum, “Battaniyeden mikrop kapmıştır” dedi.
SÜREKLİ OYALAMA TAKTİĞİ UYGULADILAR
-Sorumlu doktor, üç hastanede birden çalışan Metin B (Biçer) idi ama bu süreçte bizimle asla diyalog kuramadı. Bilgi vermedi, muhatap olmadı. Sadece hemşirelerle muhatap olabiliyorduk. Günler, haftalar geçiyor, “Çocuğum ne zaman çıkacak” diye her sorduğumda “Az kaldı” diyerek sürekli bir geçiştirme ve oyalama taktiği izliyorlardı.
“EPİKRİZ RAPORUNU VERMEMEK İÇİN DİRENDİLER”
-51 gün sonra çocuğumuzu hastaneden çıkarabildik. Özel bir doktora muayeneye götürdük. Epikriz raporunu istedi, “Vermediler” dedim. Tetkik için raporu temin etmemizi istedi. Özel Yeni Ufuk Hastanesi’nden talep ettik, bize epikriz raporunu vermediler. Çok direndiler ama ısrarlı çabalarımız sonucu iki buçuk ay sonra alabildik. Özel doktorumuz rapora bakınca, “Ah canım, bu çocuk hep makineye bağlı mıydı” dedi.
-Makineye hiç bağlanmadığını söyledim. Bebeğimi her görmeye gittiğimde gün be gün cep telefonumun kamerasıyla kayıt tutmuştum, gösterdim. Özel doktorumuz şaşırdı, “Fakat epikriz raporunda makineye bağlı kaldığı yazıyor” dedi.
“KİLO ALMASIN DİYE BEBEĞİMİ AÇ BIRAKMIŞLAR”
-Ayrıca, bebeğimi anneden sağılarak biberona konulan süt ve mama ile azar azar beslediklerini, kilo almaması için bilinçli olarak aç bıraktıklarını anladık. Çünkü 2,5 kilo olunca taburcu edilmesi gerekiyordu. Nihayetinde, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan daha fazla para almak için bebeğimizi gereksiz yere yoğun bakımda tuttukları, yapmadıkları işlemleri gerçekleşmiş gibi gösterdikleri anlaşıldı.
HASTANEYE SADECE PARA CEZASI KESİLMİŞ
Derya Aslan Ateş, üzüntülü ve zor günleri geride bıraktıktan sonra, 28 Kasım 2014 tarihinde Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi SABİM’e yaşananları ayrıntılarıyla anlattı. Bu bildirimden dört ay sonra Güngören İlçe Sağlık Müdürlüğü’nden aranan Ateş, ifade verdi ve detayları orada da anlattı.
Ateş, “Daha sonra Sağlık Bakanlığı’nın Özel Yeni Ufuk Hastanesi’nde denetim yaptığı, ikinci acil servisin kaçak olduğunun tespit edildiği ve bu bölümün kapatıldığı, sadece para cezası verildiği bildirildi” dedi. hastane yönetiminin SGK’den haksızca daha fazla para alabilmek için devleti dolandırdığı ve bebeklerin sağlığının bozulması veya ölüme sürüklenmeleri hakkında bir işlem yapılmadığı anlaşıldı.
İMZA KAMPANYASI BİLE YAPILMIŞ
Bundan bir ay sonra da olay basında yer buldu. Habertürk’ten Tülay Acar, Deniz Ateş ve başka mağdur ailelerle röportajlar yaparak vahim olayı 13 Nisan 2015’teki yayında duyurdu. Bu arada, 6 Mayıs’ta birçok mağdur ve duyarlı yurttaş change.org’de imza kampanyası yaptı. “Yoğun bakım ünitelerinde sağlıklı bebeklerin boş yere tutulmasını yasaklayın” başlıklı sayfada altı maddelik dilekçe yer alırken sonuç bölümünde şu ifadeler yazıldı:
“Sağlıklı doğmuş veya ihtiyacı olmayan bebeklerin geçerli tıbbi sebep göstermeden yoğun bakım unitelerinde tutulmamasını, tıbbi zaruriyet olduğu rapor edilmedikçe rutin radyasyona (röntgen) maruz bırakılmamalarını ve bu dilekçede belirtilen temel hak ve yükümlülüklerin, yen, doğan yoğun bakım ünitelerinin ruhsat alımı ve devamlılığı için Sağlık Bakanlığı tarafından mecburi şart sayılmasını ve bakanlık tarafından düzenli aralıklarla “hastane idaresinin haberi olmayacak şekilde” objektif teftişini ve hastanelerin bu maddeleri ihlali durumunun tespitinde ise en ciddi yaptırımın uygulanmasını talep ediyoruz.”
YARGI SÜRECİ SONUÇSUZ KALDI
Aradan aylar geçti, olay savcılığa intikal etti. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturmanın tamamlanmasının ardından açılan dava 2019 yılında sona erdi ve esastan reddedilerek dosya kapatıldı.
Dr. Ali Aksu, 2014 yılında Bağcılar Özel Yeni Ufuk Hastanesi Başhekimiydi. Aksu, Yeni Doğan Çetesi İddianamesinde sanık olarak yer alıyor.
Türkiye’de yaşadıklarından dolayı umudu kesen Derya – Evren Ateş çifti, biricik oğulları Deniz’le birlikte yurt dışına yerleşti. Bankacı olan Derya hanım ve üst düzey şirket yöneticisi Evren bey, İngiltere’de yepyeni bir yaşam kurdu. Yüreklerindeki yara kapanmayan aile, geç de olsa adaletin tecelli etmesini istiyor.