34,5343
36,4962
2.883,20
Dünyanın önemli Sümeroglarından, Türkiye’nin ilk kadın Sümerologu, “Son Sümer Kraliçesi” hayata 110 yaşında gözlerini yumdu. Hayatın anlamının üretmek ve sevmek olduğunu söyleyen ‘Son Sümer Kraliçesi’ ömrünün son günlerine kadar daima bilginin peşinde koştu.
Hayata gözlerini Birinci Dünya Savaşı’yla açan Çığ, Osmanlı’nın son yıllarını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin doğumuna şahitlik eden, kuşakları deviren bir isim.
Güzelliğe, iyiliğe inancını hiç kaybetmeyen, Sümer tabletlerinin çözülmesi, yayımlanmasını sağlayan, sayısız çalışmalara ve kitaplara imza atan Çığ’ın 110 yıllık yaşamını bir yazıya sığdırmak elbette ki çok zor…
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna da tanıklık eden, Türkiye’de ‘bilim insanı’ denince akla ilk gelen isimlerden Muazzez İlmiye Çığ’ın çizdiği yol ardından gelenlere ışık tutmaya devam ediyor.
“TÜM MİRASIM ÖĞRETEBİLDİKLERİM”
İşte Çığ’ın “Ne diyor Sümerliler? Biliyorsun, neden öğretmiyorsun?” Benim de tüm mirasım öğretebildiklerimdir” diyen Çığ’ın gençlere ilham verecek yaşamı ve yaşam felsefesi…
ÇIĞ’IN HAYATININ DÖNÜM NOKTASI
1936’da Ankara Üniversitesi’nde Hititoloji bölümünde eğitimine başlayan Çığ hayatının dönüm noktasının bu yıllarda olduğunu söylemiş, “Zaman zaman geçmişi düşünüyorum. Önemli şeyler yaşadık. Ama en önemlisi Ankara’da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde Hititoloji-Sümeroloji bölümünü bitirdim. Alman hocamız üniversitede kalmamızı istedi. O zaman nişanlı olduğum için üniversitede kalmayı istemedim. “Ya nişanlım üniversitede kalamazsa.” diye üniversitede kalıp kariyer yapmayı istemedim. Sonrasında beni İstanbul Arkeoloji Müzesine tayin ettiler. İşte hayatımın en muazzam zamanı o dönemde oldu. Benim için büyük bir dönüm noktası. O nokta ile bugüne geldim. Orada yaptığım çalışmalar beni bugüne getirdi. Çok muazzam zamanlardı” demişti.
BAŞARISININ SIRRI DÜŞÜNMEDEN ÇALIŞMAK
Çığ için başarının sırrı düşünmeden çalışmaktı. Sümer’e göre sadece bilmek yetmezdi, bilgi öğretilmeliydi. Çığ Anadolu Ajansı’na verdiği röportajda, “Düşünmeden çalışsınlar, bol bol okusunlar. Kendilerine bir hedef koydularsa o hedefi devam ettirsinler. Oradan oraya geçmesinler. Bol bol çalışmak başka bir şey değil, hayat çalışmaktır. Eğer çalışırsanız güzel gidiyor. Sümerliler 5 bin yıl önce “Boş vakit geçirdiniz, neye yarar?” demiş. Boş vakit geçirdin neye yaradı? Madem ki biliyorsun neden öğretmiyorsun? Bildiğini öğreteceksin o da bir şeydir. Bazı insanlar okur ama hepsi kendinde kalır. Hiçbir kıymeti yok. Bence mezara götürecek o bilgileri. O bilgiden bir şey yapmak lazım. Kitap, makale yazacaksın, anlatacaksın, bildiğini muhakkak etrafa saçacaksın. Bu çok önemli.” ifadelerini kullanmıştı.
“CESUR DEĞİLSEN HAYATTA İZ BIRAKAMAZSIN”
Çığ’ın şu tavsiyeleri de yaşamımızı anlamlı kılacak cinsten:
“Anlamlı bir hayat yaşadıktan sonra ne kadar yaşadığımızın bir önemi yok. Elimizi taşın altına koyacak sorumluluk alırken tereddütsüz olacağız. Hayatın anlamı üretmek ve sevmek. Bu yüzden de çareyi çalışmakta, hem de çok çalışarak yaşamakta ve karşılık beklemeden sevmekte buldum. Gelişmeye cüret edecek kadar cesur değilsen hayatta iz bırakamazsın.”
“BU HAYATTA YAŞACAĞIMI YAŞADIM, AKLIMDA KEŞKE DİYE BİR ŞEY KALMADI”
Büşra Sanay’ın kendisiyle yaptığı röportajlardan oluşan “Yaşadım Demek İçin” kitabında kaleme aldığı önsözünde de “Bu hayatta yaşayacağımı yaşadım, alacağımı aldım. Yapmak istediğim hemen her şeyi yaptım. Aklımda “keşke” diye bir şey kalmadı. Ne diyor Sümerliler? ‘Biliyorsun, neden öğretmiyorsun?” Benim de tüm mirasım öğretebildiklerimdir. Hâlâ gelip benden bir şey öğrenmek, almak isteyene kapım her zaman açık. Hepinizden tek beklentim var: Yaşınız kaç olursa olsun, okumaktan ve yorumlamaktan vazgeçmeyin. Ne, neden olmuş, fikir edinin. Ne olursa olsun iyi düşünmekten feragat etmeyin. Koşullar sizi yoruyor, biliyorum. Yine de ölüm hariç her şartta, sizi mutlu edecek detayların gizli olduğunu bilin. Ve asla kin beslemeyin.” sözleri yaşam felsefesine dair ipuçlarını içeriyordu.
Cumhuriyet’in aydınlık yüzlerinden Çığ gençlere Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk kitabını okumalarını tavsiye etmiş, “Atatürk olmasaydı biz olmayacaktık” sözleriyle de Atatürk sevgisini dile getirmişti.
Türkiye “Son Sümer Kraliçesi”ni kaybetse de fikirleri, yaşam felsefesi gençlere örnek olmaya devam edecek.