34,4049
36,2919
2.840,94
MELİS YILDIRIM – EREN CESUR
(TBMM) – Muhalefet milletvekilleri, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin görüşmeleri sırasında iktidarın politikaları ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in görev süresindeki hizmetleri eleştirdi. DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Siyasi iktidarın ince bir sosyolojik mühendislik içinde olduğunu bilmeyeniniz yoktur. Dolayısıyla amaç evrensel değerleri de özümseyen, özgür ve bağımsız bireyler yetiştirmek değil” dedi.
Plan ve Bütçe Komisyonu’nda MEB’in 2025 yılı bütçesi üzerinde görüşmeler sürüyor.
Muhalefet milletvekilleri, Bakanlığın ve Bakan Yusuf Tekin’in uygulamalarını eleştirdi. Bakanlığın çalkantılı hale getirilmesindeki temel etkenin yapboz tahtasına çevrilmesi olduğunu belirten DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, iktidarın eğitim politikasını şöyle eleştirdi:
“Milli Eğitim Bakanlığı’nı çalkantılı hale getiren temel etken yapboz tahtasına çevrilmesidir. Siyasi iktidarın ince bir sosyolojik mühendislik içinde olduğunu bilmeyeniniz yoktur. Dolayısıyla amaç evrensel değerleri de özümseyen, özgür ve bağımsız bireyler yetiştirmek değil, esas amaç ideolojik bir gençlik tahayyülü olarak karşımıza çıkması. Öyle olmasaydı eğitimde sorunlar çığ gibi büyüyüp bugün bu noktaya gelmezdi. Özellikle üniversitelerde gençlerin bir yığın sorunu mevcut. Güvenlik de bu sorunun başında yer alıyor.
Ülkede en iyimser haliyle enflasyon yüzde 49. Ama Bakanlığın bütçesindeki artış yüzde 33 düzeyinde karşımıza çıkmakta. Bakanlığın bütçesinde yüzde 80’inin personel giderleri ve cari ödemelere gittiği biliniyor. Çocukların ve gençlerin sorunlarını tamamen çözecek bir kaynak aktarımı yok.”
“Türkiye orta gelir tuzağını yaşamadan orta eğitim tuzağı yaşıyor”
Gelecek-Saadet Grubu İstanbul Milletvekili Selim Temurci de öğretmenliğin eski dönemlerde toplumda değerli bir meslek olduğunu söylerken kaliteyi artırabilmek için iyi yetişmiş insanların bir kısmının buraya akması gerektiğini belirtti. Temurci’nin açıklamaları şöyle:
“Benim kanaatimce Türkiye’de sadece orta gelir tuzağı yaşanmıyor. Türkiye orta gelir tuzağını yaşamadan orta eğitim tuzağı yaşıyor. Çok iyi binalar yaptık. Çok iyi işler yaptık. Burada sabahleyin sayın Bakanımız da ifade etti, Cumhuriyet’in kuruluşuna giderek bir örnek vereyim. ‘Bizim ordularımız bir zafer kazandı. Gerçek zaferi siz kazanacaksınız, zafer sizin olacaktır’ diyordu Mustafa Kemal Atatürk ülkeyi kurarken.
Bir öğretmen 47 bin lira ücret alıyor. Bugün bu ülkede yoksulluk sınırı 60 bin lira. Bakın eskiden öğretmen olmanın bu toplumda bir kıymeti, ehemmiyeti vardı. Ülkenin birçok zeki çocuğu bölgelerinde öğretmen olmak istiyordu. Bence yani eğitimde kaliteyi arttırabilmek için toplumun iyi yetişmiş insanların bir kısmının buralara doğru akması lazım. Burada da büyük bir problem olduğunu düşünüyorum.”
“22 yıldır ülke aynı siyasi parti tarafından yönetilmesine rağmen her değişen bakanla eğitim politikası değişmiştir”
İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş ise iktidarın eğitim politikalarını eleştirerek, “Ülkede eğitim politikaları uzun vadeli olmalıdır ve bu politika ülkenin kendisine çizdiği uzun vadeli vizyona paralel olmalıdır. Son 22 yıldır ülke aynı siyasi parti tarafından yönetilmesine rağmen her değişen bakanla eğitim politikası değişmiştir. 21. yüzyılda temizlik problemi olan okulların konuşulması akıl alacak bir durum değildir. Okulların güvenli ve ulaşım problemi doğurmayacak lokasyonlarda olması çok önemlidir” diye konuştu.
“Milli Eğitim Bakanlığı ticarileşme sürecinde”
Eğitim bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan payın 23 yıl öncesine göre yarı yarıya azaldığına dikkati çeken DEM Parti Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ, “2002 yılında merkezi yönetim bütçesinde genel kamu hizmetlerine ayrılan pay yüzde 42’ymiş. 2024 itibarıyla bu yüzde 25,7’ye kadar düşmüş. Özellikle eğitim ve sağlıkta bir ticarileşme söz konusu, bir özelleştirme söz konusu. Bu da tabii ki özel finansmanlara halkın cebinden yaptığı harcamaların artması demek. Eğitim bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay ise yüzde 9,73’ten 23 yıl öncesinin neredeyse yarısına kadar gerilemiş durumda. Bu Milli Eğitim Bakanlığı’nın ticarileşme sürecini gösteriyor” ifadelerini kullandı.
CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı ise tarikat ve cemaatlerin eğitime etkisine işaret ederek AK Parti iktidarı döneminde bu yapıların yarattığı zararların etkilerinin hep beraber yaşandığını söyledi.