34,3359
36,2271
2.834,28
(TBMM) – İzmir Selçuk’ta 5 küçük kardeşin hayatını kaybettiği yangın, TBMM Genel Kurulu’nda tartışılmaya devam ediyor. CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya, “Sizin yarattığınız sefalet, yoksulluk yaktı. Siz dün burada acılar çok tazeyken oturduğunuz yerden ahkam kestiniz, yargı dağıtıp anneyi suçladınız. ‘Siz bir de annenin hayat tarzına bakın’ dediniz. Çöplüklerden yiyecek arayan, hurda parası peşinde koşan bir kadının nasıl bir hayat tarzı olabilir? Bakanlık o sefaleti 18 kez görmüş, bir çözüm üretememişsiniz. İktidar olarak bir kadının nasıl bu hale geldiğine kafa yordunuz mu? Herhalde bu hayatı o da istemezdi” dedi. AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise, “Siz belediyenizde bir lokma ekmek vermemişsiniz, siz sahip çıksaydınız bir de kadın belediye başkanınız var cenazeye bile gelmemiş” ifadelerini kullandı.
TBMM Genel Kurulu’nda CHP tarafından İzmir’de 5 küçük kardeşin hayatını kaybettiği faciadan dolayı ‘kadın ve çocuklara ilişkin sosyal devlet ilkelerinin araştırılması’ için verdiği önerge AKP- MHP oylarıyla reddedildi.
“Bakanlığın yapmadığını küçücük bir ilçe belediyesinden bekliyorsunuz”
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı ve Osmaniye Milletvekili Asu Kaya, şunları söyledi:
“Genel Kurul’un açılışında Sayın Özlem Zengin’in şahsıma yönelik bir takım sözleri oldu. ‘Ben siyasete yoksul mahallelerde çalışarak geldim’ demişsiniz ben de bir hekim olarak 23 yıllık meslek hayatımın 8 yılını verem savaş dispanserlerinde yoksul hastalarla ve 15 yılını o yoksul bıraktığınız mahallerde tuvaletsiz, bebeklerini şekerli suyla besleyen o evlerde çalışarak geldim dolayısıyla ben de siyasete öyle paraşütle gelmedim. Türkiye’nin koskoca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yapmadığını küçücük bir ilçe belediyesinden, tasarruf tedbirleriyle elini kolunu bağladığınız belediyelerden beklemenizi hayretle karşılıyorum.
“Günümüz Türkiye’sinde paranız yoksa karnınız aç yanarak ölürler”
Attığım tweette ‘bütün yurttaşlarım sizin gideceğinizi biliyor’ dedim. O insanlar çarenin Cumhuriyet Halk Partisi’nde olduğunu görüyor. Üst üste acıların yaşandığı bir ülke haline geldik. İzmir’de ölen çocukları siz kabul etmeseniz de yoksulluk yaktı. Sizin yarattığınız sefalet, yoksulluk yaktı. Siz dün burada acılar çok tazeyken oturduğunuz yerden ahkam kestiniz, yargı dağıtıp anneyi suçladınız. ‘Siz bir de annenin hayat tarzına bakın’ dediniz. Çöplüklerden yiyecek arayan, hurda parası peşinde koşan bir kadının nasıl bir hayat tarzı olabilir? Sayın Zengin, bir kadın milletvekili olarak esas konuşmanız gereken bu değil. Bakanlık o sefaleti 18 kez görmüş, bir çözüm üretememişsiniz. İktidar olarak bir kadının nasıl bu hale geldiğine kafa yordunuz mu? Herhalde bu hayatı o da istemezdi. Hayat hepimize eşit mi geliyor? Bu yaşadıklarının mesulü o kadın mıdır? O kadına güvenceli bir çalışma, yaşam ortamı sağlayabilseydiniz o çocuklar bugün yaşıyor olacaktı ama artık yoklar. Suçu anneye, kadına, belediyeye yüklemek en kolayı. Siz hala ‘3-5 çocuk yapın’ demeye devam ediyorsunuz ama bu ülkede 15-19 yaş arası her bin kadından 13’ü doğum yapıyor. Siz tüm bu eşitsiz şartlar altında hala ‘her şeyin altında parasal sebepler mi var’ diyebiliyorsunuz. Günümüz Türkiye’sinde paranız varsa karnınız tok, yoksa karnınız aç yanarak ölürler.”
“Böyle bir durumda mütemadiyen kadınlar suçlanıyor, kadınların yaşam tarzı sorgulanıyor”
Saadet Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç, “Hurda toplamak zorunda olan beş çocuklu bir anne, çocuklarını evde bırakıyor, soba devriliyor ve baraka ev yanıyor. En büyüğü 5 yaşında olan bu çocuklar hayattan kopuyor. Bunda hepimizin sorumluluğu var. Bu aileyi ihmal eden, ihmallere karşı gerekli itirazları yapmayan herkes suçludur. Günde 4 milyar lirayı faize harcarken beş yavrumuzu yoksulluğa kurban eden düzen açıkça ifade ediyorum ki zulüm düzenidir” dedi.
DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk ise, “Bu anne kendi yaşayamadığı hayatın beş çocuğunun kaderi olmasını istememiş ama fatura bu kadına çıkartılıyor. Böyle bir durumda mütemadiyen kadınlar suçlanıyor, kadınların yaşam tarzı sorgulanıyor fakat bu derin yoksulluğun müsebbibi hiçbir suçumuz yok, belediye şunu yaptı diyor. Orada yaşanan bütün bir umudun çalınması ve pompaladığınız kutsal aileyle daraltılmış hayatın bir cendere içinde mahvolmuş bir gerçeklik vardır” diye konuştu.
“Siz belediyenizde bir lokma ekmek vermemişsiniz, siz sahip çıksaydınız”
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in, “Yaşam tarzı deyince kafanızda ne şekilleniyor? Gördünüz bir ton suç kaydı var, bunları söylemeyecek miyiz? Başına bu olay gelen hanımefendiye üzgünüz. Evin mahremiyeti olduğunu unutuyoruz. Bir evin içerisine tak diye girme şansınız yok. Kapıyı çaldığınızda arama evrakı, mahkeme emri olması lazım. Buradaki problem arkadaşlarımızın kendi belediyeleri olduğu zaman hiçbir sorumluluk almamaları. Bizim meselemiz olduğu zaman her şeyden biz sorumluyuz. Biz iktidar olmaktan gurur duyarız. 22 yılı aşağılar gibi kullanıyorsunuz, gurur cümlesidir. Becerebiliyorsanız siz de yapın. Siz belediyenizde bir lokma ekmek vermemişsiniz, siz sahip çıksaydınız bir de kadın belediye başkanınız var cenazeye bile gelmemiş. Önce kendi adamınızla ilgilenin” dedi.
Temelli: “Kimse evlerin mahremiyetine söz söylemiyor ama kapısını kırmadığınız evimiz kalmadı”
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, “Kimse evlerin mahremiyetine söz söylemiyor ama evlerin mahremiyetine en fazla dikkat etmesi gereken iktidardır, kapısını kırmadığınız evimiz kalmadı. Yatak odalarına kadar girerken bir bakın. Burada bir sosyal sorundan bahsediyoruz. Orası evin içidir ‘ne oluyorsa olsun’ diyemezsiniz. Aile ve Sosyal Hizmet Bakanı’na sormak istiyorum; Belçika’da böyle bir olay olsaydı nasıl davranılırdı? Kendisi Belçika’dan geldi ya. Beş çocuk yanarak ölmüş Bakan ortada yok. Bari Belçika’daki kimliğiyle hareket etseydi de istifa etseydi” diye konuştu.