34,5363
35,9986
2.992,16
T24 Haber Merkezi
İzmir’de iki kişinin hayatını kaybettiği ve hem İZSU hem de GDZ Elektrik’ten toplam 42 kişinin yargılandığı davanın, üç gün sürecek ikinci duruşmasının ilk günü sona erdi. Duruşmanın ilk gününde, tutuklu ve tutuksuz sanıkların tamamının savunmalarının alınması işlemi tamamlandı. Duruşmaya, Gediz A.Ş’nin iş yaptığı iki taşeron firmanın yazıları arasındaki ”görev bölgesi” anlaşmazlığı dikkati çekti.
İzmir’de 12 Temmuz’daki sağanak yağışta Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay’ın elektrik akımından dolayı hayatları kaybetmişti. Olayın ardından aralarında İZSU ve Gdz Elektrik AŞ.’den İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, Gdz Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, İZSU önceki dönem genel müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, Gdz Elektrik Dağıtım A.Ş. Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Gdz Elektrik’te Dağıtım Sistemi İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım ve Yapım İşleri Sorumlusu Uzmanı Alper Doğan’ın da bulunduğu 13’ü tutuklu toplam 42 kişinin yargılandığı ve İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın bugünkü duruşması tamamlandı.
İlk oturumda, İZSU Genel Müdürü Erdoğan ve olaya konu mazgalın yapıldığı dönemin İZSU Genel Müdürü Köseoğlu’nun da aralarında olduğu 10 tutuksuz sanığın savunmaları alındı. Erdoğan ve Köseoğlu’nun avukatları, iki sanığın görevleri gereği memur iznine tabi olduklarını söyleyerek 4483 sayılı kanuna tabi tutulmasını talep ettiler ancak talepleri mahkemece reddedildi. Savcı ise tarafların talebini reddetti.
Ne olmuştu? İzmir’in Konak ilçesi Alsancak semtinde 12 Temmuz’da sağanakta yolun karşısına geçmeye çalışırken su birikintisine basıp akıma kapılan Özge Ceren Deniz (23) ile onu kurtarmaya çalışan İnanç Öktemay (44) yaşamını yitirmişti. Olaya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında ilk etapta haklarında gözaltı kararı verilen 48 şüpheli yakalanmış, 13’ü tutuklanmış, 6’sının dosyası ayrılmıştı. Hazırlanan iddianamede 42 şüphelinin, “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 22,5’ar yıla kadar hapsi isteniyor. |
Alkan: “Sadece benzer ihbar olduğu için buradayım”
İkinci celsenin ikinci oturumunda savunmalar alınmaya devam edildi.
Tutuksuz sanık Mehmet Zeki Alkan, savunmasında olay yerinde çalışması olmadığını belirterek, “Olayın geçtiği trafo 1027. Benimle alakası yok. Sadece benzer ihbar olduğu için buradayım. Benimle ilgisi yok. Arıza ve onarım ünitesinde çalıştığım için buradayım” dedi.
Alkan, olay gününe ilişkin soruya, “12 Temmuz’da bize telsiz üzerinden bilgi geldi. Anonstan 10-15 dakika sonra oraya giderek enerjiyi kestik. 12 Temmuz’da 15.00-23.00 vardiyasında çalıştım” yanıtını verdi.
Atakan: “Olaya konu ızgaranın yapımında bulunmadım”
Tutuksuz sanıklardan Mustafa Atakan ise “2006 yılında İZSU’ya kanalizasyon ve temizlik işçisi olarak başladım. 2011 yılında geçirdiğim bir kazadan dolayı sağ gözümü kaybettim ve beni gözlemci olarak atadılar. Olaya konu ızgaranın yapımında bulunmadım. 2 Ocak’tan itibaren izinliydim. Görmedim” dedi.
Atakan, görev tanımında iş sırasında orada bulunmak olmadığını ve görevinin yapım alanına giderek işin yapılıp yapılmadığını kontrol etmek olduğunu, izni bittikten sonra olaya konu ızgaranın yapıldığı alana giderek işin yapılıp yapılmadığını kontrol ettiğini ve raporladığını söyledi.
Ergin: Sahada anlık olarak gelişen olaylara ilişkin görev ve sorumluluğumuz yoktur
Gdz A.Ş’de planlama ve teknoloji direktörü Necati Ergin, savunmasında şunları söyledi:
“Gdz Elektrik’te Planlama ve Teknoloji Direktörlüğü görevine 2021 yılı Mart ayında başladım. Görev alanım, şirketin kısa, orta ve uzun vadeli planlamalarını yapmak. Akabinde yönetim kurulu, bütçe onayı ve ihale onaylarını hazırlayıp satın almaya göndermek. Bunun ardından bütçesel gerçekleşmeleri takip etmek. Bunlar bana bağlı birimler tarafından yürütülür. Benim ve bana bağlı birimlerin olaya ilişkin görev ve sorumlulukları yoktur. O nedenle yargılananlar arasında sadece sistem işletme sorumlusu olan Ekrem Yıldırım bana bağlıdır. Anladığım kadarıyla bilirkişi raporunda kendisi hakkında saha sorumlusu gibi yanlış bir algı yaratılmış. Kendisi bana bağlı olduğu için ben de buradayım. Benim ve bana bağlı birimlerin sahada anlık olarak gelişen olaylara ilişkin görev ve sorumluluğumuz yoktur. O nedenle 9 Ocak’taki çalışmayla ilgili de bilgim yok. Bilirkişilerin ifade ettiği gibi sistem içerisinde doğrudan haberleşme yazılımı söz konusu değildir. Saha operasyonlarında benim ya da bana bağlı birimlerin görev ve sorumluluğu yoktur.”
Sadi: İddia edilenin aksine olaya konu ızgaranın hak edişinin yapılmasında imzam bulunmamaktadır
Tutuksuz sanık İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, iddianamede şahsına yönelik ifadelerin gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:
“657 devlet memurları kanunlarına tabi olarak 2023 tarihinden itibaren genel müdür yardımcısı olarak görev yapmaktayım. Hakkımda 4483 sayılı kanuna tabi olmayı talep ediyorum. İZSU teşkilat şemasında her birimin ayrı ayrı belirlenmiştir. Dava konusu yağmur suyu ızgaraları gibi yağmur suyu ızgaralarının yapımı, bakımı, onarımı gibi teknik çalışmaların yönetilmesi, görev tanımında İzmir merkezde Kanalizasyon Dairesi’nce yürütülmektedir. Yani ızgaraların yapılması, denetlenmesi, temizlik ve bakımlarının yapılmasında görevim bulunmamaktadır. İddianamede, iddia edilenin aksine olaya konu ızgaranın hak edişinin yapılmasında imzam bulunmamaktadır. Bu da iddianamenin ne kadar kısa sürede acelece hazırlandığının kanıtıdır. Genel müdür yardımcısı olarak söz konusu konuda görev ve sorumluluğum bulunmadığından iddianamede ifade edildiği gibi kusurum bulunmamaktadır.”
Yüksel: “Gerekli yatırımları yapmamak imkansız”
Gdz Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, şirket tarafından gerekli yatırımların yapıldığını belirterek, savunmasında şunları kaydetti:
“Organizasyon şeması ve bunun içinde görev dağılımları verilmiştir. 2015 tarihindeki olaya ilişkin bir bilgim yok. O zaman Gdz’de çalışmıyordum. 9 Ocak’taki arızayı olaydan sonra öğrendim. Elektrik dağıtım faaliyeti Türkiye’de yapılan bir faaliyet. Tüm faaliyetleri kamu tarafından denetlenir. Şirket olarak 2023 yılı yatırım gerçekleşmemiz yüzde 120 oldu. Yatırım yapmamak, gerekli yatırımları yapmamak imkansız. Teknik hususlarla ilgili yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum.”
Taşeron firma yetkilisi Halit Özpelit’in savunması alındı. Avukatı olmadan savunma yapan Özpelit’e mahkeme hakimi taşeronluk sözleşmesine ilişkin sorular sordu. Mahkeme hakimi, Demircan A.Ş ile taşeronluk sözleşmesinde Özpelit’in imzasının olduğunu söyledi.
İmzayı inceleyen Özpelit, imzanın kendisine ait olduğunu kabul etti.
Davanın duruşmasına yarın devam edilecek. (ANKA)
Neler yaşandı? İzmir’de 12 Temmuz saat 18.00 sıralarında başlayan sağanakta, Bayraklı’da metrekareye 39,7 kilogram yağış düştü. Yağış nedeniyle kent merkezi Bayraklı ve Konak ilçelerinde bazı cadde ile sokaklar suyla dolarken, araç sürücüleri ve yayalar zor anlar yaşadı. Sağanaktan korunmak için kaçmaya çalışan Demokrasi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Özge Ceren Deniz suyla dolan yolda elektrik akımına kapıldı. Onu kurtarmak isteyen ikinci el eşya satışı işiyle uğraşan İnanç Öktemay da akıma kapılıp, bir anda yere yığıldı. Deniz ve Öktemay, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. İnanç Öktemay İzmir’de, Özge Ceren Deniz Osmaniye’de toprağa verildi. 14 kişi tutuklandı Soruşturma kapsamında ilk olarak gözaltına alınan 30 kişiden 14’ü tutuklandı. Hakkında gözaltı karar verilen 2 şüpheliden birinin kanser tedavisi gördüğü, 1 şüphelinin de yurt dışında olduğu belirtildi. Tutuklanan şüphelilerden Zekeriya T. ise daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Yürütülen soruşturmada 11 kişi hakkında daha gözaltı kararı verildi. Savcılık talimatı ile 26 Temmuz’da Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, İZSÜ Genel Müdür Gürkan Erdoğan, Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, Gediz Elektrik’ten Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım, Operasyon Direktörü Sefa Pişkinleblebici, Planlama ve Teknoloji Direktörü Necati Ergin, Yapım İşleri Saha Sorumlusu Mürsel Arıcı, Yapım İşleri Sorumlusu Uzman Alper Doğan ve Gediz Elektrik personeli Halit Özpelit gözaltına alındı. 11 şüphelinin tamamı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Zincirleme kusur Olayla ilgili 5 kişilik bilirkişi heyetinin tuttuğu raporda, olayın gerçekleşmesinde Deniz ve Öktemay’ın herhangi bir kişisel kusuru olmadığı belirlendi. Raporda olayın öngörülebilir ve önlenebilir olduğu, kaçınılmazlık unsurunun ise bulunmadığı değerlendirildi. Buna göre, olayın gerçekleşmesinde, öngörülemeyecek ve önlenemeyecek olan herhangi bir olağanüstü doğa olayının bulunmadığı kanaatine varıldı. Olayın gerçekleşmesinde birtakım ihmaller ve teknik kusurlar silsilesi ile Deniz ve Öktemay dışında gelişen zincirleme kusur unsurlarının sebep olduğu tespit edildi. Bilirkişi raporunda, söz konusu olayın gerçekleştiği yerde iki kurumun da koruyucu ve önleyici tedbirler almadığı belirlendi. Soruşturma sürerken faciaya ilişkin bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan ön rapor da ortaya çıktı. Bilirkişi incelemesine ilişkin teknik detayların yer aldığı raporda, bir besleme devresine ait kablonun yağmur tahliye mazgalı altına sıkıştığı ve yalıtımının zedelendiği, ölümlere bu bölümdeki faz toprak arızasının neden olduğu belirtildi. Besleme devrelerine ait kabloların zeminden 36 ila 45 santimetre derinlikte olduğu, temasın olduğu noktada ise bu derinliğin 15 santimetreye kadar gerilediği neredeyse mazgalın kalınlığıyla aynı seviyeye geldiğinin vurgulandığı raporda, ilgili yönetmeliğe göre ise bu derinliğin normalde 60 ila 80 santimetre olması gerektiğine dikkat çekildi. Raporda şu ifadelere yer verildi: “Kablo derinliğinin 15 santimetreye düştüğü noktada, bu kadar küçük gömülme derinliğine neden olan etken; rögar kapağı bitişiğinden geçirilen beyaz renkli drenaj borusunun kabloları kapağa doğru yükseltmesi ve bu arada kablo koruyucu borunun bu bölümde iptal edilmiş olmasıdır. İZSU uygulamalarının sonucu olan bu durumun kazanın asli nedenlerinden biri olduğu kanaatindeyiz. Kabloların 36 ve 45 santimetre aralığındaki derinliğe gömülmüş olması, kazanın yaşanmış olmasının asli nedenlerinden biri olarak Gdz Elektrik’in uygulamaları sonucu olduğu kanaatine varılmıştır. Sonuç olarak her iki kurumun ihmalleri olduğu kanaatine varılmaktadır.” Bilinçli taksir nedeniyle istenen cezalar yarı oranda artırıldı İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, olaya ilişkin soruşturmasını tamamladı. İddianamede, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, Gediz Elektrik Genel Müdürü Uğur Yüksel, Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Gediz Elektrik Dağıtım Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım ve Yapım İşleri Sorumlusu Uzmanı Alper Doğan’ın da aralarında bulunduğu 13’ü tutuklu, 42 kişinin ‘taksirle öldürme’ suçundan 15’er yıla kadar hapisleri istendi. Suçun bilinçli taksir nedeniyle işlenmesi nedeniyle TCK’nın 22/3’ün maddesi gereğince sanıklara verilecek cezanın yarı oranında artırılarak 22,5’ar yıla çıkarılması talep edildi. İddianame mahkemeye gönderildi. Sanıkların, kusurlarının yoğunluğu, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman dikkate alınmak suretiyle eylemlerinin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak ayrı ayrı cezalandırılmalarını talep edildi. İzmir 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianame kabul edildi. Yapılan ihbarlar da yer aldı İddianamede elektrik şirketine gelen ihbarlar da yer aldı. 17 Ocak 2023’teki ihbarda elektrik şirketini arayan bir vatandaşın, “Yer altından geçen kabloların birleşim olduğu bağlantı yerinde çukur var, beton kapağı kırılmış, insanlar zarar görmesin diye duba ile o noktayı belirttim ancak tehlike arz etmekte” şeklinde ihbar yaptığı yer aldı. 21 Aralık 2023’te yapılan bir diğer vatandaş ihbarında ise “Yol üzerinde açıkta kablolar var duman çıkıyor, tehlike arz ediyor” denildiğine yer verildi. 9 Ocak 2024’te yapılan bir başka ihbarda da “Yerden geçen kablolardan duman çıkmakta mazgala giderse elektrik çarpması oluşabilir” ve “Yüksek gerilim hattı yer altından yüksek dumanlar çıkıyor, patlayabilir, yaya geçidi var, çok tehlikeli, ıslak her yer” denilerek firmanın uyarıldığı ortaya çıktı. Son olarak olay tarihinde ise sağlık ekipleri tarafından “Hatlar kopmuş, çarpılma durumu mevcut. Olay yerine ambulans girişi yapılamamakta, hatlardaki enerjinin kesilmesi gerekmekte. Hastaya müdahalede bulunamıyoruz” denilerek ihbar yapıldığı da iddianamede yer aldı. İddianamede sosyal medya paylaşımları da yer aldı. 4 Ocak 2024’te olay yerinden çekilen görüntülerde cadde üzerinde bir noktadan su fışkırdığı ve duba koyulmak sureti ile su akışının çevreye yayılmasının engellenmeye çalışıldığına yer verildi. İddianamede, Google Street Wiew uygulaması kayıtlarında 3 ay öncesinde çekilen bir fotoğrafta, elektrik kablosu olduğu değerlendirilen cismin sokak üzerinde açık vaziyette bulunduğu gösterilen sosyal medya paylaşımı yapıldığının anlaşıldığına da değinildi. Ölenlerin kusuru yok, ihmaller silsilesi var Elektrik kaçağından hayatını kaybeden Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay’ın olayın gerçekleşmesini tetikleyecek herhangi bir tehlikeli hareketlerinin ve kişisel kusurlarının bulunmadığına dikkat çekildi. Ayrıca olayın sanıkların birtakım ihmal ve teknik kusurları silsilesiyle yaşandığına yer verildi.
|