34,3326
36,3354
2.843,01
Şule Aydın’ın moderatörlüğündeki Kayda Geçsin programında yeni doğan bebek çetesi hakkında kamuoyunun bilmediklerini açıklandı.
Bir doktorun hemşire ile iddianameye yansıyan konuşmalarını aktaran Aydın, “Doktor, ölüyorsa ölsün akşam maç var, demiş” diye konuştu.
“İLAÇ VER HASTALANSIN”
Gazeteci Murat Ağırel doktorlar ve hemşireler arasında kan donduran konuşmaları aktardı.
Ağırel süreci şu şekilde aktardı:
“Erken doğum olan çocuklara ‘pire’ diyorlar. Çocukları hasta edebilmek için kullandıkları ilaçları farklı raporluyorlar. Bebeklere ait olmayan ciğer raporları bebeklerin epikriz raporlarına ekliyorlar. Bunları doktor ve hemşireler konuşuyor. Hemşire “Çocuk iyi” diyor doktor “Sen ver de bu ilacı” diyerek çocuğun hastalanacağını söylüyor.
Yenidoğan bebeklerde kullanılan bir hastalık var. Ciğerlerini geliştiremedikleri için hastalıkları var. Belli dozda verilmesi gereken ilaçları vermiyorlar. İlaç tekeli ilacı 5 bine liraya satarken iç pazarda yalnızca 500 lira. Çocuklara vermiş gibi gösterip ilaçları stokluyorlar. Bu ilaçları başka hastanelerden de toplayıp Avrupa’ya satıyorlar. Stoklarında tarihi geçen ilaçları da çocuklara veriyorlar.”
OLMAYAN DOKTORUN DİPLOMASI KULLANILDI
İddianamede çete üyelerinin konuşmaları içerisinde yenidoğan bebek servisini kurabilmek için Fırat Sarı’nın bir çocuk doktorunun diplomasını serviste çalışıyor şekilde gösterdiği yer aldı.
Ağırel, “Ceyhan’da bir hastanede öyle bir tezgah kurulmuş ki şöfor idaresinde yenidoğan açılmış. Hasta çocuğa müdahale edecek kimse olmadığı için gelen hasta çocuk ölmüş” dedi.
Mehmet Gürül’ün Mehmet Başlı’nın konuşmasını aktaran Ağırel, “Entübe olmayan hastaların entübe olması yönünde rapor hazırlanması yönünde talimat verilmiş. Burada da epikriz raporları değiştirilmiş” şeklinde konuştu.
LABORATUVARDA KAN DEĞERLERİ DEĞİŞTİRİLDİ
Gözde Kul Yadigar ile Fırat Sarı’nın konuşmalarını aktaran Ağırel şunları belirtti:
“Bir çocuğun kan tahlilleri iyi çıkıyor ve Gözde Kul Yadigar çocuğun iyi olduğunu Fırat Sarı’ya bildirdi. Fırat Sarı da kan değerlerinin bir şekilde düşük gösterilmesi gerektiğini söylüyor. Gözde Kul Yadigar da ‘Tamam ben laboratuvar ile konuşurum’ diyor.“