Spor müellifleri AZ Alkmaar – Fenerbahçe maçını kıymetlendirdi

EMRE BOL – SANFTRFOR SORUNU VAR

İnanın Galatasaray- Tottenham maçından sonra bu müsabakayı izlemek çok zordu! Bunu itiraf etmek gerekiyor. Öncelikle AZ Alkmaar ekibinin Fenerbahçe’nin ayarında olmadığını söyleyelim. Bu türlü bir rakip karşısında oyunu bu kadar geride kabul etmek, 3 defansif orta alanla oynamak Mourinho’nun en çok eleştirdiğimiz kısmı aslında…

Bu ortada Fenerbahçe’nin santrfor badiresi olduğu kesinlikle. Hem Fred hem de Tadiç rakibin bütün sınırlarını kıran paslarıyla Dzeko’yu kaleciyle karşı karşıya bıraktılar. Fakat bu toplara çok berbat vuran Dzeko, sarı-lacivertlilerin öne geçmesini engelledi.
İşte tekrar o sorunsala geliyoruz: Dzeko mu En-Nesyri mi?

Sahaya çıkan 11 prestijiyle Dzeko tercihi bence doğruydu. Çünkü Dzeko ağır olmasına, çok duruma girip az atan bir santrfor olmasına rağmen Mourinho oyunu için daha yanlışsız. Lakin Fenerbahçe ekibinin gerçekleri farklı! Forvetlerin asist düşmanı olursa bu sonuç kaçınılmaz oluyor. Bu kadar savunma yüklü bir takımla maça başlayıp gol yiyorsan, bu kadar santrforla gol atamıyorsan bu işte bir karşıtlık var demektir.

Defansın yanlışları ezber bir oyun oynayamamaktan geliyor. Hala savunma tandemin aşikâr değilse, hala ana santrforun belirli değilse muvaffakiyet gelme mümkünlüğü çok güç. Dünkü maçta Tadiç’i farklı bir yere koyuyorum. Elinden gelen her şeyi yaptı, inanılmaz milimetrik paslar attı. Gelin görün ki alanda ona ayak uydurabilecek öbür futbolcu yoktu. Yazık!

GÜRCAN BİLGİÇ – HAK EDİLMİŞ YENİLGİ

AZ’nin temposuyla kayıp bir birinci 45 vardı Fenerbahçe’nin hanesinde. Sakatlıklarla boğuşan rakibi, pas örgüsü ve dinamizmi ile birinci etapta merkezden söküp attı tüm planları. Fred kayıplar ortasına karıştı, Maximin kendine çalım atmadı bir tek. Amrabat ve İsmail’in topun peşinden koşmasıyla da, uygunca kaleden uzaklaştılar.

Buna karşın Dzeko’yu kaleci ile karşı karşıya bırakmayı başardılar. Yedikleri tüm baskıya karşın net gol fırsatı verdiler fakat kaçmaz denilen konumları da AZ kalecisine nişanladılar. Ustalık, F.Bahçe’nin en değerli silahıydı aslında. Tadic bunun kararını de verdi birçok konumda. Kanatlardan gelmek, Dzeko’nun stoperler ortasında tek kaldığı yüksek ortalar dışında da durum talihi vermedi.

Fenerbahçe’nin alanda bu kadar çaresiz kalmasının açıklaması ne olabilir bilmiyorum. Trabzonspor galibiyetinin getirdiği başarma hissinin üstüne, gencecik bir ekip karşısındaki “kibir” olabilir mi? Rakip Hoca, “Zaafları biliyoruz, son derbiyi izledik” derken, Fenerbahçe’nin Mert Müldür tarafını mı “ima” etti?

Müthiş bir hırsla, istekle ve akılla geldiler Fenerbahçe üstüne. Hak edilmiş bir galibiyeti Fenerbahçe ismine hak edilmiş bir mağlubiyete de dönüştürdüler. Direnen tek oyuncunun Dzeko olması, her duruma katkıda bulunması lakin O’nun kadar isteyen olmaması da bir öteki sorun. Mourinho bilhassa Fred ve Maximin üzere önlerinde “ekstra” yazan futbolcularının form grafiğini üst çekmeli. Bu maç düzgün bir “ders”… Almasını bilene…