34,3502
37,0607
2.971,73
MOURİNHO TRİBÜNDE
Fenerbahçe’de teknik direktör Jose Mourinho, Az Alkmaar deplasmanında kırmızı kart cezası nedeniyle takımını yalnız bıraktı. İç sahada oynanan Manchester United karşılaşmasında kırmızı kart gören tecrübeli teknik adam, AZ Alkmaar maçında takımını tribünlerden yönlendirdi.
HOLLANDA’DA BEKLENMEDİK YENİLGİ
İlk yarıda bulduğu fırsatları değerlendiremeyen Fenerbahçe, 2. yarıdaki gollerle deplasmanda karşılaştığı Hollanda ekibi AZ Alkmaar’a 3-1 mağlup oldu. AZ Stadı’nda oynanan müsabakanın ilk yarısında rakibine pozisyon vermeyen sarı-lacivertli ekip, Dzeko’yla net fırsatlardan yararlanamadı.
BİR DE PENALTI KAÇTI
İkinci yarıda 59. dakikada kalesinde golü gören sarı-lacivertli takım, 62. dakikada En-Nesyri’yle penaltı atışından yararlanamadı. 70. dakikada Fenerbahçe, En-Nesyri’nin golüyle eşitliği sağlarken, 75. dakikada Smit’in golüyle yeniden geriye düştü. 87. dakikada Kasius’un Fenerbahçe filelerine gönderdiği gol, maçın sonucunu belirledi. UEFA Avrupa Ligi’nde ilk mağlubiyetini yaşayan Fenerbahçe, 5 puanda kaldı.
AVRUPA’DA İLK YENİLGİ
Avrupa Ligi’nin ilk maçında Union Saint-Gilloise’yi 2-1 mağlup ederek 3 puan alan Fenerbahçe, sonrasında Twente ve Manchester United takımları ile aynı skorla (1-1) berabere kaldı. Kanarya, bugün aldığı mağlubiyetle 5 puanda kaldı. AZ Alkmaar ise organizasyondaki 2. galibiyetini elde etti ve 6 puana yükseldi. Fenerbahçe, Avrupa Ligi’nin 5. haftasında 28 Kasım Perşembe günü Çekya ekibi Slavia Prag’a konuk olacak.
Spor yazarları da Fenerbahçe’nin deplasmanda AZ Alkmaar’a 3-1 yenildiği maçı köşe yazılarından değerlendirdi. İşte o yazılar…
İYİLİK MELEĞİ! – SERKAN AKCAN
Fred’in ilk yarıda Dzeko’ya orta sahadan attığı pas maçın en güzel hareketlerinden biriydi. O pastan 10 dakika kadar sonra Tadiç’in usta işi ara pası yine Dzeko’yu karşı karşıya bıraktı ama Boşnak golcü yine pozisyonu kaçırdı. Maçta o kadar çok kırılma anı vardı ki, Dzeko’nun kaçırdıkları bu anların başlangıcıydı. Dzeko pozisyonları harcadı ama oyundan kopmadığını gösterecek aksiyonlar maçı Fenerbahçe’ye getirebilirdi. Penaltıyı aldırdı, En Nesyri atamadı. Maximin çıktıktan sonra hücumda aldığı inisiyatif arttı, En Nesyri’ye akıl dolu, harika bir asist yaptı.
Elbette bu 90 dakika Dzeko’nun kaçırdıkları üzerinden okunabilir ama Fenerbahçe’de Dzeko’ya gelene kadar Maximin’den savunmaya kadar tel tel dökülenlerden sıra gelir mi emin değilim. Maximin’e gereğinden fazla tolerans gösteriyor Mourinho. Bu anlaşılır bir durum zira plan onun üzerinden işliyor. Bence sorunun önemli bir bölümünü bu tercih oluşturuyor. Fenerbahçe’nin oyun senaryosunda Maximin’in bire birleri gereğinden fazla yer tutuyor. Maximin de rolünü oynuyor aslında.
RAKİBİNİ HAYATTA TUTTU
Fenerbahçe savunması Alkmaar deplasmanında fazla dağınıktı. Mert Müldür ve Osayi’nin kaçırdığı adamların stoper havuzunda rahat hareket etmeleri dün gecenin en önemli savunma defolarıydı. Becao’nun, oyuna Addai’nin yerine giren 18 yaşındaki Smit’in attığı golde rakibinden yediği fake’i tekrar tekrar izlemesi gerekiyor sanırım.
AZ Alkmaar lige iyi başlamış olsa da son 5 haftada deyim yerindeyse darmadağın olmuş bir takımdı. AZ, lig ve Avrupa’da oynadığı son 7 maçın 6’sını kaybederek büyük bir psikolojik yıkım yaşıyordu. Ne var ki, Fenerbahçe bunu değerlendiremediği gibi bir iyilik meleğine dönüştü ve rakibinin hayata tutunmasını sağladı.
ACI DERS – FAİK ÇETİNER
Mourinho gözdesi Szymanski’yi ve formda En Nesyri’yi kulübeye çekmiş, İsmail Yüksek ve Dzeko’yu sahaya sürmüştü. AZ Alkmaar genç ve çok koşan bir takım olduğu için Portekizli hoca orta alanı defansif yönü kuvvetli (Amrabat, Fred, İsmail Yüksek) oyunculardan kurmuştu. Ancak Fred ve İsmail Yüksek’in etkisiz oyunları takımı olumsuz etkiledi.
İlk 45 dakikada Sarı-Lacivertli futbolcular rakibin yakın markajından pek kurtulamadılar. Sadece Tadiç’in kilit pasları ile fırsatlar yakalayan Fenerbahçe’de Dzeko girdiği net pozisyonlarda son vuruşları cılız yapınca goller kaçtı. Sol kanatta oynayan Maximin de kale önü becerisinden yoksun olunca Fenerbahçe ilk 45 dakikayı golsüz geçti. Rakibin önemli oyuncularının olmayışı ise Fenerbahçe için büyük avantaj idi. Golsüz giden oyunda Fenerbahçe’de hamleler son yarım saatte geldi. İsmail Yüksek ve Maximin yerlerini Szymanski ve En Nesyri’ye bıraktılar. Değişikliklerden sonra golü ev sahibi buldu.
EVLERE ŞENLİK DEFANS
Fenerbahçe bocalamadan bir penaltı kazandı. Oyuna henüz ısınmadan penaltıyı En Nesyri kullandı, zayıf vuruşunu kaleci kurtardı. Fenerbahçe çok geçmeden penaltıyı kaçıran En Nesyri’nin golüyle eşitliği yakaladı. Artık roller değişir diyorduk ki, rakip Sarı-Lacivertli defansın evlere şenlik halinden yine golü bulup öne geçti.
Sonra Mourinho talimatıyla sahaya kurtarıcı (!) olarak Mert Hakan girdi. Vah ki vah. Sonra tek yıldızı olmayan AZ Alkmaar bir gol daha bulup, çok yıldızı olan Fenerbahçe’ye acı bir ders verdi. Bu ders işe yarar mı, önümüzdeki maçlarda göreceğiz.
BİR FENERBAHÇE KLASİĞİ – HALİL ÖZER (MİLLİYET)
Hollanda’dan beklenmeyen bir sonuç geldi. Geldi ama Fenerbahçe bu yenilgiyi sonuna kadar hak etti. Maçın 2. yarısında bu sezonun belki de en kötü F.Bahçe’si vardı. Fenerbahçe’nin özellikle Avrupa kupaları maçlarında bu futboluna alışmamız lazım. Kontrollü oyun, savunma önemi, rakibe boşluk vermemek ve geliştirdiği ataklarda bir golü sıkıştırmak. Dün ilk yarıda bu çok mümkündü. Taktiği tıkır tıkır işledi. Dzeko kafasını saymıyorum iki çok net pozisyonu harcadı. Birini atsa maç orada bitebilir ve zaten genç olan rakibinin moral motivasyonunu düşürebilirdi. Üstelik bu iki kaçan golde iki mükemmel asist heba oldu. Birinde Fred diğerinde Tadiç şapkadan tavşan çıkardı.
İlk yarının genelinde Fenerbahçe rakibine pozisyon vermedi. Sadece bir pozisyonda etkili oldular onda da Mert Müldür’ün kademesi golü önledi.Tabii bu taktiğin golü atarsan geçerli. Oyun disiplinini sürdürmezsen dağılma ihtimalin de var. Nitekim dün öyle oldu.İlk yarıda netleri kaçırdı, 2. yarı ilk gelen topta golü yedi. Zaten bu Fenerbahçe klasiği bir olay. Tarihte onlarca kez başına geldi. Bu yüzden şampiyonluklar verdi. Avrupa kupalarından elendi.Üstelik bir de bu yarıda Tadiç’i kitlediler. Ayağına top değdirmediler. Fizik gücü yüksek Hollanda takımının orta alanda bu kadar çok hata yapan Fenerbahçe’yi eli boş göndermesi çok doğaldı.
Fred ilk yarıda attığı bir pasın dışında hiç yoktu, etkili olamadı. Amrabat çok ağır kaldı. İsmail bölük pörçük oynadı. Tüm dönen topları rakip aldı. Rakibin hızı Fenerbahçe’de yoktu. Bu kadar ağır oynamak hele Avrupa kupalarında akla zarar bir durum. Belli ki Fenerbahçe hala Trabzonspor maçının psikolojisinden çıkamamış. Ve bu maça hiç iyi hazırlanmamış. Kim bilir belki de rakibi küçük gördüler. Başında Mourinho gibi bir hoca varsa bunlar olacak iş değil. Sanıyorum Portekizli hoca 2. golü futbolcularına tekrar tekrar izlettirecek. En başından son vuruşa kadar. Bir savunma bu kadar rezil gol yemez.