34,5666
36,0131
3.002,23
ABD’deki California Üniversitesi, San Francisco (UCSF) araştırmacıları tarafından fareler üzerinde yapılan bir çalışma, keto diyetinin otoimmün hastalıklara iyi gelebileceğini ortaya koydu. Keto diyetinin anti-enflamatuar bileşiklerin üretimini artırarak bağışıklık sistemini yatıştırabileceği düşünülüyor. Bu keşif, özellikle multipl skleroz (MS) gibi otoimmün rahatsızlıkları olan hastalar için umut verici olabilir.
Keto diyeti, karbonhidrat alımını ciddi şekilde kısıtlayıp yağ tüketimini artırarak vücudu keton cisimleri üretmeye teşvik ediyor. Çalışmada, keto diyetindeki farelerin bir keton cismi olan β-hidroksibütirat (βHB) seviyelerinin arttığı ve bu durumun MS semptomlarını hafiflettiği gözlendi.
BAĞIRSAK BAKTERİLERİNİN ROLÜ
Araştırma ayrıca βHB’nin bağırsak bakterilerinden Lactobacillus murinus’un bir metaboliti olan indol laktik asit (ILA) üretmesini sağladığını gösterdi. Bu metabolit, MS ve diğer otoimmün rahatsızlıklarda rol oynayan T helper 17 hücrelerinin aktivasyonunu engelliyor.
SCiTechDaily’de yer alan habere göre; çalışmanın başındaki Dr. Peter Turnbaugh, “Bu diyet ve bileşenler ile fareleri inflamatuar hastalıklardan koruyabildiğimizi görmek heyecan vericiydi,” dedi. Turnbaugh, βHB’nin bağırsak tarafından salgılandığında bağışıklık aktivasyonunu baskıladığını daha önce göstermişti. Bu keşiften yola çıkarak, ekibi farelerde MS semptomlarını iyileştirmeye yönelik çalışmalar yürüttü.
Araştırma ekibi, keto diyeti, yüksek yağlı diyet ve βHB ile takviye edilmiş diyetle beslenen farelerin bağırsak mikroplarını izole etti. Bu gruplar arasındaki farkları inceleyen bilim insanları, pozitif etkinin Lactobacillus murinus’tan kaynaklandığını buldu. Genom dizilimi ve kütle spektrometrisi ile, L. murinus’un indol laktik asit ürettiği doğrulandı.
Turnbaugh, bu buluşun umut verici olduğunu ancak sonuçların otoimmün rahatsızlığı olan insanlarda da geçerli olup olmayacağının araştırılması gerektiğini söyledi. “En büyük soru şimdi bu sonuçların hastalara ne kadar yansıyacağı” diyen Turnbaugh, keto diyetine katı bir şekilde bağlı kalmaktansa daha tolere edilebilir bir alternatif tedavi geliştirilmesi için umut ışığı doğduğunu belirtti.