34,3529
37,0133
3.024,48
T24 Dış Haberler
2024 ABD seçimlerinin sonuçlarının ne olacağı özellikle bu sene için oldukça sonucu belirsiz. Hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler açısından zorlu bir yarış oluyor.
Seçim öncesinde yapılan anketlere göre, seçmenlerin sadece yüzde 40’ı ABD Başkanı Joe Biden’ın performansını onaylıyorken sadece yüzde 28’i ise ülkenin doğru yönde ilerlediğini düşünüyor. Bu durum önce Biden’ı, sonrasında yardımcısı Kamala Harris’i aday gösteren Demokratlar için ciddi bir dezavantaj.
Öte yandan, Donald Trump için de durum pek olağan değil; birden fazla süren davasının olması kendisi ve partisi Cumhuriyetçiler için büyük bir dezavantaj yaratıyor.
Her iki tarafın da “sahiplendiği” ABD’ye dair büyük sorunlar bulunuyor. Bu sorunlar Cumhuriyetçiler için kürtaj iken Demokratlar için ise göçmen politikaları.
2024 başkanlık seçimine katılım oranının, ABD için yeni bir rekor kırması bekleniyor.
Seçim sonuçları için gerçekleşmesi muhtemel 4 büyük senaryo var. İşte o senaryolar…
Demokratların zaferi ve Cumhuriyetçiler’in tanımaması
2016’da Cumuriyetçiler ve Donald Trump’ın kazandığı seçimden bu yana Demokratlar oldukça güç kazandı. Bu gücün, kendisini 2020 seçimlerinde de göstermesiyle Demokratlar yükselişteydi.
Eğer bu güç hala korunabildiyse, Harris bu seçimi kazanabilir. 2024 seçimleri de 2020 seçimleri gibi sonlanırsa, “Cumhuriyetçiler’in seçimi redddetmesi” senaryosu, çok da uzak bir ihtimal olmayacak.
2020’nin tekrarı
ABD’nin kutuplaşmış yapısı göz önüne alındığında, 2020 seçimlerine benzer bir sonuç ortaya çıkabilir. Harris, bu durumda 2020’deki seçim sonucuna büyük ölçüde yaklaşabilir ancak bu, genç, siyah ve Hispanik seçmenlerin desteğine bağlı. Georgia, Arizona ve Wisconsin gibi kilit eyaletler belirleyici olacak.
2022 orta seçimleri tekrarı
2024 seçimleri, ulusal eğilimlerden çok eyaletlere özgü meseleler üzerinden şekillenebilir. Bu, farklı eyaletlerde farklı eğilimlerin ortaya çıkmasına sebep olabilir.
Örneğin, New York’ta göçmenlik ve suç oranları gibi sorunlar öne çıkarken, Michigan gibi eyaletlerde kürtaj ve demokrasi meseleleri öne çıkabilir. Kampanyaların yoğunluğu da burada önemli bir etken olabilir.
“2022’nin tekrarı” senaryosunun gerçekleşmesi, ABD’deki siyasi kutuplaşmanın eyaletler düzeyinde belirginleşmesine yol açabilir. Ulusal bir uyum yerine, her eyaletin kendi önceliklerine göre oy vermesi, yerel meselelere daha çok odaklanan bir siyasi manzara oluşturur.
ABD’de ve partilerde paradigma değişimi
Trump büyük bir zafer kazanırsa, seçimin çok belirsiz olmasından kaynaklı çok büyük bir sürpriz olmayacak. Anketler, seçmenlerin Biden yönetiminden memnun olmadığını ve ülkenin yanlış yönde ilerlediğini gösteriyor.
Bu senaryo, Amerikan siyasetinde kalıcı bir “yeniden düzenleme” olarak, Cumhuriyetçi Parti’yi popülist ve milliyetçi bir çizgide şekillendirirken Demokrat Parti’nin de koalisyonunu yeniden yapılandırmasına yol açıyor.
Siyasi kutuplaşma derinleşirken, kurumsal yapıya olan güven azalabilir, toplumdaki kültürel ayrışma artabilir ve ABD’nin dış politika yönelimi değişebilir. Bu değişimler, Amerika’yı uzun vadede sadece iç politikasında değil, küresel politikada da farklı bir konuma taşıyabilir.