34,3001
37,1624
3.017,79
Dışişleri Bakanı Hakan Fiden ve 14 Afrika ülkesinin dışişleri bakanı, Türkiye-Afrika Ortaklığı Üçüncü Bakanlar Gözden Geçirme Konferansı kapsamında 2-3 Kasım günlerinde Cibuti’de bir araya gelecekler.
Afrika ile ilişkilerini kurumlaştırma açısından büyük önem veren Türkiye, 55 ülkede 1,4 milyar insanın yaşadığı kıtayla ilişkilerini dış politikasının temel sütunlarından biri olarak görüyor.
Zirvede, tarafların stratejik işbirliği vizyonunu vurgulamaları ve güvenlik, enerji, ticaret gibi başlıklarda devam eden projeleri değerlendirmeleri bekleniyor.
Toplantıda, 2021’de İstanbul’da Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’nde alınan kararların ve eylem planlarının uygulanması sürecini gözden geçirecek.
Liderler seviyesinde beş yılda bir yapılan Ortaklık Zirvesi, 2026 senesinde Afrika’da bir ülkede gerçekleştirilecek.
Türkiye, kıtadaki 55 ülkeyi temsil eden Afrika Birliği ile ilişkilere kıtayla daha kurumsal ve sürdürülebilir bir bağ oluşturmak için büyük önem veriyor. Türkiye, Afrika Birliği tarafından 2008’de Stratejik Ortak olarak tanımlandı. Taraflar arasındaki ilişkiler, o tarihten itibaren ivme gösterdi.
Türkiye ne mesajlar verecek?
Diplomatik kaynaklara göre, Dışişleri Bakanı Fidan bu toplantılarda Afrikalı muhataplarına kıtanın tümüyle ilişkilerin Türk dış politikasının temel sütunlarından birini oluşturduğunu ve bunların karşılıklı saygı ve çıkar temelinde geliştirilmesinin amaçlandığını aktaracak.
Türkiye’nin kıtaya yönelik politika ve faaliyetlerinde Afrika ülkelerinin kendi öncelik ve gereksinimleri temelinde insani, sosyal ve ekonomik kalkınmalarına odaklandığını iletmesi beklenen Fidan’ın Afrika’da barış ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunmaya devam edeceğini de kayda geçirmesi öngörülüyor.
Türkiye ile Afrika arasında 2021’de uzlaşılan işbirliği başlıkları arasında güvenlik, ticaret, yatırımlar, eğitim, gençlik ve kadın gelişimi, tarım ve sağlık gibi alanlar bulunuyor.
Zirvede bu alanlarda geliştirilen projelerin uygulamasının göden geçirileceğini kaydeden diplomatik kaynaklar, zirve sonunda yayımlanacak ortak bildiride tarafların stratejik işbirliği vizyonuna vurgu yapacaklarını belirtiyorlar.
Türkiye’nin Afrika’daki öncelikleri
2000’li yılların başından bu yana Afrika açılımını sürdüren Türkiye, birçoğu az gelişmiş ülkelerden oluşan Afrika’da öncelikle ekonomik işbirliği, ticaret ve yatırıma odaklandı. Fidan’ın katılacağı toplantıda da taraflar arasındaki ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi ve yaklaşık 45 milyar dolar olan ticaret hacminin daha da artırılması ele alınacak.
Bunun yanında Afrika kıtasının zengin doğal kaynakları da taraflar arasında enerji işbirliğinin gündeme gelmesine neden oldu. Türkiye, kıtada 20 kadar ülkeyle hidrokarbon kaynakları ve madencilik alanlarında işbirliği anlaşmalar imzaladı.
Türkiye açısından diğer önemli bir konu başlığı da askeri ve savunma işbirlikleri. Kıtadaki birçok ülkeye askeri eğitim veren ve askeri ekipman satan Türkiye, özellikle Batı Afrika’da artan “terör” sorununa karşı bölge ülkelerine “terörle mücadele konsepti” aşılamaya çalışıyor.
Sahel altı bölgede IŞİD’in giderek varlığını artırmasının hem bölgesel hem de küresel güvenlik sorunlarını yarattığını belirten diplomatik kaynaklar, Nijer, Mali ve Çad gibi ülkelerle yapılan işbirliğinin önemine dikkat çekiyorlar.
Türkiye, birçok bölgesinde devletler arasında ya da iç çatışmalar nedeniyle istikrarsızlık yaşayan Afrika’yı savunma sanayi ürünlerinin ihracı için önemli bir Pazar olarak görüyor.
Türkiye’nin birçok Afrika ülkesine insansız silahlı hava araçları (SİHA) sattığı biliniyor. Diplomatik kaynaklar, Türk SİHA’ları sayesinde Burkina Faso’nun ülkesinde ayrılıkçılara karşı alan hakimiyetini yüzde 30’dan yüzde 65’e çıkarttığını kaydediyorlar.
Arabuluculuk da Türkiye’nin gündeminde
Türkiye, Afrika Boynuzu olarak bilinen Doğu Afrika tarafında ise bölgede süregiden çatışmaların sonlanması ve ülkeler arasında sıcak çatışmaların önlenmesi için arabuluculuk mesaisini de gerçekleştiriyor. Bunun en önemli uygulamalara alanlarında biri Somali ile Etiyopya arasında.
Denize kıyısı bulunmayan Etiyopya, Somali’den 1990lı yılların başında ayrılan ancak hiçbir devlet tarafından tanınmayan Somaliland ile tanıma karşılığında denize ulaşım ve liman kullanım hakkını içeren bir anlaşma yaptı. Bu anlaşmaya sert tepki gösteren Somali ile Etiyopya arasında sıcak çatışma olasılığı arttı.
Türkiye, Etiyopya’nın talebiyle sürece arabulucu olarak girdi ve tarafları iki defa dolaylı görüşmelerde bir araya getirdi. Türkiye, Sudan’da yaşanan iç savaşın da bir an önce sona erdirilmesi için devrede.
Afrika ile ‘eşit ortaklık’ ilkesi
Türkiye’nin kıtada varlık gösteren, yatırım yapan diğer ortaklara göre daha avantajlı olduğunu kaydeden diplomatik kaynaklar, Afrika’da sömürgeci bir geçmişi olmamasının ve tüm ülkelere eşit ortak anlayışı ile yaklaşımının önemine dikkat çekiyorlar.
Uzun yıllar sömürgeci ülkelerin yönetiminde yaşayan Afrika ülkelerinin hassasiyetleri arasında eşit ortak olarak görülmek ve saygı görmek olduğunu belirten kaynaklara göre Türkiye, bu hassasiyetlere göre davranıyor ve “Afrikalı sorunlara Afrikalı çözümler” ilkesiyle harekete geçiyor.
Ayrıca Türkiye’nin Çin’in kıtada yarattığı borç baskısı veya Rusya’nın Wagner paralı askerlerinin varlığıyla neden olduğu sorunlar gibi bir yükünün olmaması da diplomatik kaynakların üzerinde durduğu bir başka unsur.
Diplomatik kaynaklar, “Afrikalı muhataplarımız ortaklarına baktığında Türkiye’yi kendi hassasiyetlerine en büyük saygıyı gösteren ülke olarak algılıyor. Bu mantık, Afrika açılımımızın Afrika ortaklık politikasına evrilmesini sağladı ve AfB’nin 9 ortağından biri olarak konumumuzu pekiştirdi. Bir sonraki zirveye en iyi hedeflerle çıkmayı planlıyoruz. 2026 yılındaki zirve de Afrika’da yapılacak” değerlendirmesini yapıyor.
Cibuti’deki konferansa Moritanya, Angola, Kongo Cumhuriyeti, Gana, Komorlar Birliği, Güney Sudan, Çad, Cibuti, Ekvator Ginesi, Libya, Nijerya, Zimbabve, Zambiya ve Mısır’ın katılması öngörülüyor.