34,3139
37,3265
3.032,27
Yenidoğan Çetesine yönelik soruşturma sürerken dikkat çeken detaylar gelmeye devam ediyor.
Milliyet Gazetesi’nde yer alan habere göre, yenidoğan aileleriyle dalga geçen çete üyeleri konuşmalarında arkadaş olarak sohbet ettikleri dikkatlerden kaçmazken, o konuşmalar polis dinlemelerine takıldı ve kayıt altına alındı. Aralarında çete ele başı olarak bilinen Fırat Çelik ile hemşire Tuğçe Toptemel’in bulunduğu kişilerin konuşmaları bu kadarı da olmaz dedirtti.
ÖLÜM HABERİNİ GÜLEREK VERMİŞ
Hakan Doğukan Taşçı: Parasını çalıyoruz. Kapıda aileye bilgi verirken telefonla konuşuyorum. Benimle dalga geçiyorsun beni güldürmeye çalışıyorsun. Kadın ağlıyor gözümün önünde. Ben gülerek bilgi veriyorum.
Hakan Doğukan Taşçı: Kadın diyor ki ‘Bu niye bana gülerek bilgi veriyor?’
Hasan Basri Gök: Hehehehe…
Hakan Doğukan Taşçı: Kadına gülerek dedim ki ‘ilaçla buraya kadar çok devam edemez. Bunu gülerek söyledim senin yüzünden… Tam böyle ‘ölecek’ derken güldüm…
Oysa o aile hemşireye de doktora da güvenip biricik bebeklerini emanet etmişlerdi. Ayrıca o çete ilaçları yasa dışı yollarla da satıyordu.
Kendi içlerinde zaman zaman borçlanmayı bu ilaçlarla gerçekleştiriyordu. Konuşmalardan birinde Hasan Basri Gök, Oğlum sen solunum ilacı verdin ya onun borcu için ben onu unutmuştum. Mehtap cebimize para girer dedim. ‘Hani borcu için alacaktın onları. Parayı aldın sen yedin’ dedi…” ifadelerini kullandığı görüldü.
Hakan Doğukan Taşçı da, “Tamam alsın ilaçları geri, ben satmadım gel vereyim geri, ne dolandıracağım oğlum. Benim ağzımdan bir lira hakkı geçmez.’ yanıtını vermiş.
BEBEĞİN ÖLDÜĞÜNÜ FARK ETMEMİŞLER
Bir diğer konuşmada ise iki çete üyesi hemşirenin yenidoğan bebeğin öldüğünü fark etmemiş olmaları.
TUĞÇE TOPTEMEL: Bu bir anda kötüleşti şimdi, kalp atımı yok gibi bir şey yani…
HAKAN DOĞUKAN TAŞÇI: Şaka mı yapıyorsun ya video at bakayım renginden bir şey anlaşılmıyor.
TUĞÇE TOPTEMEL: İşte anlaşılmıyor hiçbir şey. Siyah olduğu için bir şey anlaşılmıyor.
İkili dakikalarca bu konuşmayı yaparken yoğun bakımdaki bebek ölmüştü. Yani bir bebeğin ölüp ölmediğini anlayamamışlardı.
HAKAN DOĞUKAN TAŞÇI: Tuğçe, çocuğun öldüğünü anlamayacak kadar salak mısınız?
TUĞÇE TOPTEMEL: Ben dedim ama… Kaç kere direkt seni aradım kalbi yok hissedemiyorum dedim.
HAKAN DOĞUKAN TAŞÇI: Tuğçe kalbini hissedemiyorum. Zayıf atıyor demekle çocuk öldü aynı şey mi?
TUĞÇE TOPTEMEL: Doğukan ben sana zayıf atıyor demedim ki zayıf atıyor dedim. Kaç kere söyledim
KENDİLERİNİ AKLAMAK İÇİN YOL ARAMIŞLAR
FIRAT SARI: Anlamıyorsa seni niye aramış? Niye kimseyi aramamış?
HAKAN DOĞUKAN TAŞÇI: Ben işte kalp masajına başlayacaktım. Sen kan şekeri bak deyince kalp masajına başlamadım diyor. Ben ne diyeceğimi şaşırdım hocam. Şu an ben ne yapacağımı bilmiyorum.
FIRAT SARI: Sakin ol. Sen ona entübe yap. Canlandırma yap, adrenalin yap…
Bu konuşmada bebeğin öldüğünü anladılar ama kendilerini aklamak için binbir çeşit yol aramışlar.