h Dolar 34,2588 % -0.01
h Euro 37,0863 % -0.01
h Altın (Gr) 3.027,45 %0,01
a İmsak Vakti 05:53
İstanbul 17°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
  • DOLAR 34,2588h

    34,2495

  • EURO 37,0863h

    36,9574

  • Gram Altın 0,01h

    3.027,45

a
  • ONHaber.Net
  • Gündem
  • Dr. Öğr. Üyesi Gezer: ‘Yenidoğan Çetesi’ tarafından mağdur edildiğini düşünen aileler, savcılığa başvurmalı; davaya katılma şansı elde ederler

Dr. Öğr. Üyesi Gezer: ‘Yenidoğan Çetesi’ tarafından mağdur edildiğini düşünen aileler, savcılığa başvurmalı; davaya katılma şansı elde ederler

Dr. Öğr. Üyesi Gezer: ‘Yenidoğan Çetesi’ tarafından mağdur edildiğini düşünen aileler, savcılığa başvurmalı; davaya katılma şansı elde ederler

Dr. Öğr. Üyesi Gezer: ‘Yenidoğan Çetesi’ tarafından mağdur edildiğini düşünen aileler, savcılığa başvurmalı; davaya katılma şansı elde ederler
0

BEĞENDİM

T24 Haber Merkezi

Ceza ve Ceza Muhakemesi Anabilim Dalı Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Özge Sırma Gezer, ‘Yenidoğan Çetesi’ olarak isimlendirilen sanıkların, bebeklerinin ölümüne yol açtığını ya da bebeklerini herhangi bir zarara uğrattığını düşünen ailelerin savcılıklara başvurarak suç ihbarında bulunmaları gerektiğini söyledi.

İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Anabilim Dalı Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Özge Sırma Gezer, ‘Yenidoğan çetesi’ haberlerinin ardından, iddia edilen kişilerin, bebeklerinin ölümüne yol açtığını ya da bebeklerini herhangi bir zarara uğrattığını düşünen ailelerin derhal savcılıklara başvurarak suç ihbarında bulunmaları gerektiğini söyledi.

‘Yenidoğan çetesi’ olarak isimlendirilen ve örgüt içinde çeşitli suçları işlediği iddia edilen sanıkların fiillerinin CİMER başvurusu ile önce il sağlık müdürlüğü ardından emniyet ve savcılığa iletilerek ortaya çıktığına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Özge Sırma Gezer, “Bu bildirimler ceza yargılamasında ihbar olarak kabul edilir. Bu tür bildirimler herhangi bir şekil şartına ve süreye tabi değildir. Bildirimin mutlaka mağdur tarafından yapılmasına da gerek bulunmuyor. İhbarı alan kişi ya da kurumun bu bildirimi derhal savcılıklara iletmesi gerekiyor. Savcılıklar bu ihbarlar üzerine harekete geçer. İhbara konu eylemin suç oluşturup, oluşturmadığını ya da suç oluştuysa kim tarafından işlendiğini ortaya çıkarmak amacıyla adli kolluk vasıtasıyla bu işi soruşturur” dedi.

“Davaya katılma şansı elde edebilirler” 

Yenidoğan çetesinin yargılanma sürecinin hukuken iddianameden sonra başlayacağını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Özge Sırma Gezer, suç mağdurlarının ya da suçtan zarar görenlerin bu aşamada haklarını şöyle özetledi: “Mahkemeden katılma talep ederek ilerleyen aşamalarda davaya katılma şansı elde edebilirler ve sonrasında istinaf, temyiz gibi kanun yollarına başvurabilirler”

“Hastaların bilgi edinme hakkı var” 

Sağlık hizmetlerine erişimde hastaların haklarına ilişkin bilinç ve farkındalığın çok önemli olduğunu kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Özge Sırma Gezer, Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 6’ncı maddesine ilişkin şunları ifade etti: “Yönetmelik herkesin eşit biçimde, ayrıma tabi tutulmadan sağlık hizmetlerinden faydalanabileceğini düzenler. Diğer bir deyişle sağlık hizmetlerine erişim herkesin sahip olduğu bir haktır. Bu hak, sağlık hizmeti veren bütün kurum ve kuruluşların ve sağlık çalışanlarının eşit bir biçimde ayrım gözetmeden sağlık hizmeti verme yükümlülüklerini de içermektedir”

“Sağlık çalışanları hakkında da bilgi sahibi olabilir”

Sağlık hizmetine erişim dışında hastaların bilgi edinme hakkına da dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Gezer, “Hastalar kendilerine yapılacak her türlü tıbbi müdahalenin nedenini, risklerini, olası sonuçlarını hekimlerden öğrenme hakkına sahiptir. Hasta dilerse kendisine tıbbi yardımda bulunacak sağlık çalışanları hakkında da bilgi sahibi olabilir. İmkan dahilinde hekimini ya da sağlık çalışanlarını değiştirebilir ya da başka bir hekimden görüş alabilir. Hasta kendisine yapılan teşhis, tedavi ya da koruma amaçlı tıbbi müdahalelerin ve işlemlerin kayıtlarından bir örnek alabilir” diye konuştu.

Hastaların ilgili mevzuata uygun olmak koşuluyla, sağlık kurum ve kuruluşunu seçme ve seçtiği sağlık kuruluşunda verilen sağlık hizmetinden yararlanma hakkına da sahip olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Gezer, “Sevk sistemine uygun olmak şartı ile hasta sağlık kuruluşunu değiştirebilir. Elbette söz konusu sevk hayati tehlike doğuracaksa bu konuda hekim tarafından bilgilendirilmesi ve hastanın sağlığı bakımından sakınca görülmemesi gerekmektedir” dedi.

“Sağlık Bakanlığına bildirilebilir” 

Dr. Öğr. Üyesi Özge Sırma Gezer, sağlık hizmetlerinde hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğini düşünen hasta ve hasta yakınlarının izlemesi gereken yolları ise şöyle açıkladı:

“Kişilerin hasta haklarına yönelik bir ihlal olduğuna ilişkin düşünceleri ya da şüpheleri varsa ister devlet ister özel sağlık kuruluşu olsun Sağlık Bakanlığı’na başvurarak söz konusu durumu bildirebilirler. Hak ihlalinin aynı zamanda hastada bir zarara yol açması durumunda hekim ya da sağlık çalışanından yargı yoluyla zararını giderebilirler. Aynı zamanda suç oluşturan bir fiil söz konusuysa cumhuriyet savcılıklarına başvurabilirler” (DHA)

Ne olmuştu?

İstanbul’da gerek olmadığı halde özel hastanedeki yoğun bakım ünitesine yatırılan 12 bebeğin ihmalden öldüğü iddiasına ilişkin olarak Büyükçekmece Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatılmış, soruşturmayı yürüten savcı Y.E. ise makamında tehdit edilmişti. Olayın ortaya çıkması kamuoyunda infial yaratırken, 22’si tutuklu, 47 şüpheli hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlandı.

İddianamede neler var?

İddianamede şüpheliler için “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası istendi.

İddianamede, ölen 10 bebeğin “maktul”, 5 kişinin “müşteki”, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğünün “suçtan zarar gören”, 19 hastane ve sağlık şirketi “malen sorumlu”, 47 kişi de “şüpheli” olarak yer aldı.

Doktor Fırat Sarı’nın lideri olduğu iddia edilen suç örgütünün sevk ve idaresini Doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı belirtilen iddianamede, suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yaparak SGK’den üst sınırdan ödeme almak olduğu aktarıldı.

Sağlık Bakanlığı Müfettişliğince hazırlanan uzman görüşü raporunda, yenidoğan ünitelerindeki 10 bebeğin hayatını kaybetmesine neden olan tıbbı eksikliklere yer verildi. Buna göre, fezlekede maktul olarak yer alan bebek A.K’nin ölümüne ilişkin değerlendirmede, solunum sıkıntısı artan bebeğe devre olmadığı için entübasyonun gecikerek yapıldığı belirtildi. Tekrarlayan resusitasyonlar (solunumu veya kan dolaşımı durmuş bir kişiye dışarıdan yapılan destekleyici müdahale) ile hastanın ertesi güne kadar yaşatıldığı belirtilen raporda, o sırada hastanede bulunması gereken Dr. D.E’nin görevinin başında olmadığı ifade edildi.

6 aylık bebek, doktoru olmayan yenidoğan yoğun bakıma sevk edildi

Raporda, ayrıca hasta yönetiminin hemşireye bırakıldığı da kaydedilerek, bebeğin ölümünden Dr. D.E, ile Dr. İ.G. ve hastane yönetiminin sorumlu olduğu belirtildi. Bebek M.N.O’nun ölümüne ilişkin değerlendirmede de 6 aylık bebeğin çocuk yoğun bakımı yerine, doktoru olmayan yenidoğan yoğun bakımına sevk edildiği, burada da doktorun haberi olmadan hemşirenin müdahalede bulunduğu anlatıldı. Bebek H.K. ile ilgili tespitte ise, hastaya kalp masajı yapıldığı esnada Dr. D.E’nin orada olmaması nedeniyle Dr. İ.G. tarafından olayın örtbas edilmesi için ölüm saati değiştirilerek, epikriz yazdırıldığı aktarıldı.

Sevk edilmeyen bebek hayatını kaybetti

Raporda, bebek Ö.H’ye kalp masajını hemşirelerin yaptığı belirtilerek, bu esnada kullanılan en önemli ilacın adrenalin olduğu, ancak Dr. İ.G’nin hemşirelere “adrenalini kapat” talimatını vererek, yanlış yönlendirme yaptığı vurgulandı.

Raporda ayrıca, bebek M.S’nin, yenidoğan temel bakımının gereklerinin yerine getirilmemesi, ameliyat edilebileceği bir merkeze sevk edilmemesi ve hastayı hayatta tutan “prostavazin” isimli ilaç tedavisinin kesilmesiyle ihmallere bağlı olarak hayatını kaybettiği kaydedildi.

Fezlekede maktul olarak yer alan diğer bebeklere ilişkin değerlendirmede de ihmallere yer verildi.

Dehşete düşüren telefon kayıtları

İddianamede, şüpheliler arasında geçen telefon konuşmalarına da yer verildi. Şüpheli doktor Fırat Sarı ve özel hastanede çalışan acil tıp teknisyeni şüpheli Hakan Doğukan Taşçı arasında hasta sevkleri ve denetim hakkında yapılan görüşmede, Taşçı’nın Sarı’ya “Erişkin yoğun bakıma denetime gelinmesi halinde, ruhsatın ve kuvözlerin değişmesi gerektiğini, panelin fazla olduğunu, monitörün bulunmadığını, yoğun bakım içerisinde bir çok eksiklik ve usulsüz işlemin olduğunu” söylediği iddianamede yer aldı.

Yenidoğan çetesinde yer alan doktor ve hemşirelerin ismi ortaya çıktı

​​​​​​​Reyap Hastanesindeki bebek hastaların takibini yürüten şüpheli hemşire Mehtap Sayar’ın şüpheli Hasan Basri Gök’le yaptığı telefon konuşmasında bebek hastanın tedavisinin uygun olmayan koşullarda gerçekleştirildiği anlatılan iddianamede, konuşma içeriğinde şüpheli Gök’ün “Mehtap çocuğu öldür elli satürasyonlu çocuk mu olur” dediği, Sayar’ın ise “Öldüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun yani” dediği aktarıldı. İddianamede, tedavi yöntemlerinin usulüne uygun değil örgüt faaliyetine hizmet edecek şekilde yapıldığı değerlendirildi.

Şüpheli doktor Şeyhmus Çelik’in hastanede olması gerekirken gitmediği, denetim olması ihtimaline karşı özellikle sabah hastanede bulunması gerektiğinin söylendiği anlatılan iddianamede, şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir’in şehir hastanesinden kabulünü yaptığı bebeği, maddi menfaat karşılığında anlaşmış olduğu Fırat Sarı’nın hastanelerine yönlendirdiği kaydedildi.

Sağlık Bakanı Memişoğlu’ndan “yenidoğan çetesi” açıklaması: Cezasızlık algısı oluşturulmaya çalışıyor, böyle bir şey yok

Aileler anlattı

Hazırlanan iddianamede bebeklerini kaybeden ailelerin ifadeleri de yer aldı. H.H., eşinin hamilelik sürecinde başka bir hastaneye gittiğini ancak doğum aniden başladığında doktorlarının bel fıtığı sorunu yaşadığı için başka bir hastaneye gittiklerini söyledi. Gittikleri hastanede yenidoğan yoğun bakımı servisinde yer olmadığı cevabını alan Hakan H., “112’ye bildireceklerini ve müsait hastane bakacaklarını söylediler. Yaklaşık yarım saat sonra Bağcılar’daki özel bir hastaneden bizi kabul ettiklerini söylediler” dedi.

Soruşturmaya konu olan hastanenin özel ambulansının gelerek kendilerini aldığını söyleyen H.H., “Hastaneye vardığımızda bizimle ilgilenen bir doktor yoktu. Sadece ebe vardı. Sabaha B.Y. İsimli doktor eşimi muayene etti ve sezaryen doğum gerektiğini söyledi. Hamileliğin henüz 25. haftası olduğu için bebeğin daha gelişimini tamamlamadığı bu yüzden anne karnından bir iğne yapacaklarını söylediler” ifadelerini kullandı.

“Bebeğimizi kaybettik”

Doktorun iğneyi yaptıktan sonra da 1 gün beklemek gerektiğini söyleyen H.H., “Ertesi gün eşimi doğuma aldılar. Ameliyat sonrası eşimin de çocuğumun da şu anlık durumlarının iyi olduğunu, bebeği yenidoğan yoğun bakım ünitesine alacaklarını söylediler. İki gün sonra eşimi eve bıraktığım sırada hastaneden aradılar. Doktor beyin benimle görüşmek istediğini söylediler. Yoldayken hastaneden bir daha aradılar. Doktor olduğunu söyleyen biri bebeğimin ölüm haberini verdi. Hastaneye vardığımızda da bebeğimin morgda olduğunu söylediler” dedi.

“Yenidoğan çetesi” nasıl deşifre edildi?

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün özel hastanelerin denetiminden sorumlu bir doktorun (T.E.) Ocak 2023’te Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yaptığı başvuru ile olay fark edildi.

Doktor T.E., bazı özel hastanelerde doldurulması gereken yenidoğan yoğun bakım üniteleri defterlerinin boş bırakılması üzerine olayın üzerine gitti.

İddianamede yer aldığı şekliyle doktor, “Ayrıca bebeklerin dosya üzerinde gösterilen sağlık durumları ile fiili sağlık durumlarının uyuşmadığını örneğin entübe olarak kayıtlı gösterilen bebeğin gayet sağlıklı ve nefes alabilir durumda olduğunu gördük. Durumu hastane yetkililerine sorduğumuzda az önce düzeldi gibi cevaplar aldık” dedi.

Ne kadar ceza isteniyor?

İddianamede, şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve 11 kez uygulanmak üzere “resmi belgede sahtecilik” suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.

Şüpheli Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “resmi belgede sahtecilik” suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi.

Diğer şüpheliler hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülen iddianamede, ayrıca, malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine “dolandırıcılık” suçu işlenerek maddi menfaat temin edildiğinden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi talep edildi.

İddianame, gönderildiği Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince değerlendiriliyor.

Savcı tehdit edilmişti

Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E’nin, bu soruşturmayı yürüttüğü sırada, bazı şüphelilerin tahliyelerini gerçekleştirmezse suikast yapılacağı ve ailesine zarar verileceği yönünde tehdit edilmesine ilişkin yürütülen ayrı soruşturmada da 12 kişi jandarma ekiplerince gözaltına alınmıştı. 4 kişi serbest bırakılırken, adliyeye sevk edilen 8 şüpheliden 5’i tutuklanmış, 3’ü hakkında da adli kontrol kararı verilmişti.

19 hastane ve sağlık kuruluşu “malen sorumlu” sayılmıştı

Fezlekede, Özel Avrupa Şafak, Özel Bağcılar Medlife, Özel İstanbul Şafak Hastanesi, Silivri Kolan Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Doğa Hospital, Özel Avcılar Hospital, Özel TRG Hospitalist, Akabe Sağlık Tesisleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, Doğamed Sağlık Hizmetleri Sanayi ve Ticaret AŞ, Ekip Sağlık Hizmetleri Ticaret Anonim Şirketi, Güney Hastanesi Sağlık Hizmetleri LTD ŞTİ, Medilife Sağlık Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi, Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri ve Ticaret Anonim Şirketi, Refik Arslan Sağlık Hizmetleri ve Ticaret Anonim Şirketi, Reyap Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi, Yonca Sağlık Hizmetleri Limited Şirketi, Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi ile GMZ Sağlık Hizmetleri İnş. ve Tur. Ltd. Şti. de “malen sorumlu” olarak yer aldı.

 

 

 

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP