Vekaleten atananlara yapılacak ödemelere ilişkin kritik görüş

Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’nün mahalli idarelerin personele yönelik sorularına ilişkin cevaplardan okuyucularımıza yol ve yön gösterecek nitelikte olanları paylaşmaya devam ediyoruz. Bu Genel Müdürlük adeta kapatılan Devlet Personel Başkanlığı’nın fonksiyonunu üstlenmiş durumda.

Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü çok az sayıda personelle mahalli idarelerde görev yapan personel sorunlarıyla ilgili sorulan görüşlere çözüm üretmeye gayret ediyor ve görüşleri internet sitesinde yayımlıyor. Demek ki bu konuda ciddi bir boşluk var ve çözüm üretilmesi gerekiyor.

Bir belediyede zabıta memuru kadrosunda görev yapan ve temizlik işleri müdürü olarak tedviren görevlendirilen personele vekalet aylığı ödenmesine ilişkin birçok soruya cevap verilmiştir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Vekalet görevi ve aylık verilmesinin şartları başlıklı 86 ncı maddesi, aynı Kanunun Vekalet, ikinci görev aylık ve ücretleri ile diğer ödemeler başlıklı 175 inci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 9 uncu maddesinin beşinci fıkrasında vekaleten atamalarda ödemelerin nasıl yapılacağı açıklanmıştır.

Yine 17.04.2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Kararın Vekalet başlıklı 9 uncu maddesinde vekaleten atamalarda yapılacak ödemelere yer verilmiştir.

Ayrıca, Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelikte görevde yükselme sınavına tabi olarak atanacaklarda aranacak özel şartlara yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde şu ifadeleri kullanabiliriz:

1- Müdür ve şube müdürü kadrosuna vekaleten atanacak personelin, sınav hariç asilde aranan şartları sağlaması gerekmektedir.

2- Yönetmelikte sayma yoluna gidilen alt görevlerde öngörülen süreler ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 68/B maddesinde belirtilen süreler kadar toplam hizmetinin bulunması, alt görev sürelerinin hesabında ise, sayma yoluna gidilen alt görevler dışında çalışılan sürelerin dikkate alınmaması gerekmektedir.

3- Vekaleten atanan personele, vekaletin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 86 ncı maddesine göre yapılmış ve bu hususun onayda belirtilmiş olması, vekaleten atamanın asili atamaya yetkili amir tarafından yapılması, vekalet görevinin fiilen yapılması ve söz konusu Yönetmelikte şube müdürü kadrosu için sınav hariç aranan şartların taşınması koşullarının bir arada gerçekleşmesi halinde kurum dışından boş kadrolara vekaleten atananlara; vekalet görevine başlanıldığı tarihten itibaren vekalet aylığı, zam ve tazminat farkı ile ek ödeme farkı ödenmesi gerekmektedir.

4- Kurum içinden yapılan vekaleten atamalarda; vekalet görevinin üç aydan fazla devam eden süresi için vekalet aylığı, vekalet görevine başlanıldığı tarihten itibaren ise; zam ve tazminat farkı ile ek ödeme farkı ödenebilecektir. Ancak kurum içinden veya kurum dışından dolu kadroya vekaleten atananlara yalnızca vekalet aylığı ödenebilecektir.

Rize’de Burger King şubesi açılışı sırasında İsrail’i protesto eden Artvin Çoruh Üniversitesi’nde Sanat Tasarım Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Kemal Sağlam, saldırıya uğradı. Sağlam’ın burnunda kırık oluştuğu, kulak zarının patladığı ve vücudunun çeşitli yerlerinde darp izi olduğu belirlendi. Hocamıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Hoca son derece demokratik bir hakkını kullanarak Ülkece İsrail’e yapılan boykotu delmeye yönelik Burger King şubesi açılışına tepki gösteriyor ve kahrolsun İsrail diyor. Ancak gösterdiği tepkisiyle alkışlanacak hoca bir grup maganda tarafından öldüresiye dövülüyor ve dövenler de elini kolunu sallayarak geziyorlar. Adalet Bakanımızın bu konuya hassasiyet göstereceğini ve takip edeceğini düşünüyoruz. Nihayetinde şiddet gören hayvanlara dahi sahip çıkan Bakanın şiddet gören bir akademisyene destek vermemesi düşünülemez.

Gözlerim YÖK Başkanından acaba bir açıklama var mı diye yazılı ve görsel basını taradı ama bir açıklama göremedi.

Başkan tarafından yapılan açıklamalarla ve faaliyetlerle ilgili YÖK Basın biriminden sürekli olarak bana bildirim geliyor. Beni de ekledikleri gruba YÖK’ün basın iletişim bildirimlerinin gönderilen bildirimler arasında YÖK Başkanının Rize’de öldürülesiye dövülen akademisyen hakkında destek açıklaması yapmasını bekledim. Ama nafile grupta da açıklama göremedim. Acaba sosyal medya hesabında açıklama var mı diye baktım maalesef orada da göremedim.

Başkan Özvar’ın dövülen akademisyene ne zaman sahip çıkacağını doğrusu merak ediyorum. Başkan elbette akademisyenin göreviyle ilgili bir olay olmadığını iddia edebilir. Ama öyle veya böyle YÖK Başkanının haksız yere dövülen meslektaşına sahip çıkması gerekirdi diye düşünüyorum. Bizim ki de züğürt tesellisi işte. Hoca dayağı yemiş, YÖK Başkanı destek verse ne olur vermese ne olur. Diyebilirsiniz ki en azından akademisyenlerin sahipsiz olmadığı mesajı verilebilirdi.

Ayrıca Milli Eğitim Bakanı sayın Yusuf TEKİN’den de bir açıklama göremedik. Son tahlilde bir eğitimci öldüresiye dövüldü ve Bakanın bir destek açıklaması yapması gerekirdi. Kim bilir belki yapılan açıklamayı biz göremedik.

Gelinen noktada önce kim ne diyecek diye sağa sola bakarak gözlemliyoruz. Sonra yapılan açıklamalara göre de istisnalar dışında hizaya geçip nabza göre şerbet cinsinden açıklama yapıyoruz. İşte kaybettiğimiz nokta burası olsa gerektir.

Bu arada sağa sola bakmadan Kemal hocaya destek veren memur sendikalarına teşekkür ediyorum. Yaptıkları amasız fakatsız destek açıklamaları çok değerlidir. Keşke olayın yaşandığı yerde dövülen akademisyenle birlikte basın açıklaması yapılsaydı. Ama hala çok geç değil.

Özetle haksızlık karşısında susmamamız gerekiyor. Bugün İsrail’in bu kadar saldırganlığının sebebi şu veya bu sebeple haksızlık karşısındaki suskunluktan başka bir şey değildir. Bunun küçüğü veya büyüğü olmaz. Haksızlık haksızlıktır.