34,5518
35,9827
3.000,59
T24 Politika
Halk TV yazarı Mehmet Tezkan, bugünkü köşesinde, Türkiye’nin giderek akraba ve yakın çevre ilişkilerine dayanan bir yönetim modeline evrildiğini söyledi. AKP döneminde liyakatin önemi azalırken, parti devletinin resmî bir yapıya geçtiğini belirtti.
“Hısım akraba devleti de diyebilirsiniz?
Baba, ana, kardeş, amca, yenge, hala, dayı, yiyen, kuzen devleti de diyebilirsiniz?
Siyasal Bilimler literatüründe yeri var mı? AKP sayesinde olacak? Parti devletinin bir üst aşamasıdır bu… Veya son aşaması…
İzah edeyim…
Liyakat diye bir şey kalmadığını Mısır’daki sağır sultan bile biliyor. Eskiden AKP il ve ilçe örgütlerinin sözü geçerdi. Genel Merkez üzerinde etkiliydiler. Genel Merkez yöneticileri onların isteklerini yerine getirirdi…”
“Teşkilatlar, iş ve işçi bulma kurumu gibi işledi”
Tezkan’a göre, eski AKP teşkilatları iş ve işçi bulma kurumu gibi işledi ve sözlü sınavlar yazılı sınavlara tercih edildi. Ayrıca, valiler ve kaymakamlar parti il ve ilçe başkanları gibi görevler üstlendi, ihaleler ve işe alımlar akraba ilişkileri üzerinden yürütüldü.
“Şirkete özel ihaleler, kişiye özel ilanlarla işe adam almalar bu dönemin ürünüdür. Parti devleti modeli kök salıyordu ama ekonomi kötüye gidiyordu. İş alanları daraldıkça daraldı…
Hal böyle olunca, bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları, rektörler, dekanlar, üst düzey bürokratlar, illeri yönetenler tercihlerini akrabalarına kullandılar.
AKP’li belediye başkanı önce hısım akrabam demeye başladı… Bakanlar birinci derece yakınlarına öncelik verdi. Milletvekilleri kardeş, dayı, yiyenlerine iş kapısı açmak için ter döktü.
Kıt kaynak, kıt iş olunca, kart vizit geçerliliğini yitirdi. O kıt kaynaklar o kıt iş imkanları oğul, kardeş amca, yiyen, dayı, yenge, teyze için kullandı…”
“Düzenin son simgesi”
Mehmet Tezkan, devlet düzeninde liyakatin yerini akrabalık ilişkilerinin aldığı, örneğin Almanca bilmeyen ve daha önce aşçılık yapan bir kişinin Düsseldorf konsolosluğuna çalışma ateşesi olarak atanmasının bu yeni düzenin simge örneklerinden biri olduğunu belirtti.
“Akraba-i Taallukat devleti böyle doğdu… Parti devleti yerini aldı…
İyi bir şey değil ama, parti devletinde en azından partide yetişen, partide kendini ispat eden kişilere devlet kadroları açılır. Akraba-ı Taallukat devletinde bu bile yok…”
Yazının tamamını okumak için .
“Rumca bilmeseler de Yunanistan’a gönderildiler”; Kayıp bir kuşağın hikâyesi ‘Mübadele’ |