34,3680
36,5394
2.880,63
Kahramanmaraş merkezli depremlerde Adıyaman’ın Merkez ilçesi Yeni Mahallesi’nde bulunan Sueda Kent Sitesi B bloku yıkıldı. Enkaz yığınına dönen binada 65 kişi hayatını kaybederken 14 kişi de yaralandı.
Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı, Sueda Kent Sitesi’nin yıkılmasıyla ilgili müteahhitler Mehmet Murat Bulut, Muhittin Büyük ve statik fenni mesulü Ömer Yılmaz hakkında, “bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle dava açtı.
DURUŞMAYA KATILMADILAR
Davanın ikinci duruşması, Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya depremde yakınlarını kaybedenlerin aileler ile taraf avukatları katıldı. Daha önce 7,5 ay hapis yatan ve tahliye edilen dönemin Kızılay Adıyaman Şube Başkanı olan müteahhit Mehmet Murat Bulut, ortağı Muhittin Büyük ile firari statik fenni mesul Ömer Yılmaz ise duruşmaya gelmedi.
“KARDEŞLERİMİN UMUTLARINI ÇALDILAR”
Duruşmada ilk olarak müştekilere söz verildi. Enkazdan yaralı kurtulan ve hastanede tedavi gören müşteki Tuğçe Deniz Özkan, beyanında, “Ben 5 tane canı toprağa verdim. Sorumlulardan şikayetçiyim” dedi.
Bu sitede 3 evladını kaybeden müşteki Dilek Gölgelikaya da “Sorumluların hepsinin cezalandırılmasını istiyorum” diye konuştu. Enkaza dönen sitede 2 kardeşini kaybeden ve annesiyle enkazdan 29 saat sonra akrabaları tarafından kurtarılan Hatice Özciriş ise beyanında, şunları söyledi:
“‘Adalet mülkün temelidir” yazıyor ancak, ben buna inanmıyorum. Bu sanıkların kasten öldürmeden yargılanması gerekiyordu. Benim kardeşlerimin umutlarını çaldılar. Burada adalet yok. Bana adaleti gösterin. Sanıkların tutuklanmasını talep ediyorum.”
“SİYASİ BAĞLANTILARI DA VARDIR”
Müşteki avukatları, Sueda Kent Sitesi’nde 65 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatarak, “Bu 65 kişinin aileleri perişandır. Burada ciddi manada problem vardır. Herkes adalet istiyor. Haykırıyor ancak herhangi bir karşılığını göremediler, keyfi bir şekilde dışarıdalar. Yurt dışına kaçmaya yetecek güçleri de vardır. Kaçma durumları söz konusudur. Biz bu aşamada suçun vasfı da göz önünde bulundurularak ortada çok büyük bir ceza vardır. Delilleri karartma ihtimalleri de vardır. Bu insanların siyasi bağlantıları da vardır. Bu sebeple sanıkların tutuklu olarak yargılanmalarını talep ediyoruz. Dosyanın bilirkişiye gönderilmesini talep ediyoruz. Dosya üzerinde bilirkişilere etki edeceğini düşünüyoruz. Ayrıca dosyanın ivedi bir şekilde bilirkişiye tevdi edilerek yeni raporun düzenlenmesini talep ediyoruz” dedi.
“BİLİM İNSANLARI TARAFINDAN TAHMİN EDİLEMEMİŞTİR”
Müşteki avukatlarından sonra sanıkların avukatlarına söz verildi. Tutuksuz müteahhit Mehmet Murat Bulut’un avukatı, müvekkilinin suçsuz olduğunu iddia etti. Bilirkişi raporlarında depremin şiddetine hiç değinilmediğini ve depremin ivmesinden bahsedilmediğini ileri süren Bulut’un avukatı, “Bu depremin büyüklüğü bilim insanları tarafından tahmin edilememiştir” şeklinde konuştu.
Cumhuriyet Savcısı mütalaasında, “Sanık Ömer Yılmaz hakkında çıkarılan yakalama emrinin infazının beklenilmesine, daha önce tahliye edilen sanıkların tahliyelerinden sonra dosyaya giren aleyhine giren bir delil bulunmaması nedeni ile bu aşamada tutuklamaları yönündeki talebinin reddine ve eksik hususların giderilmesine karar verilmesi kamu adına talep olunur” dedi.
“2 SANIK TUTUKLANSIN” TALEBİ REDDEDİLDİ
Mahkeme heyeti, 2 sanığın tutuklanmasını talebini reddetti. Heyet, sanık Ömer Yılmaz hakkında çıkarılan yakalama emrinin infazının beklenilmesine, akıbetinin sorulmasına karar verdi. Heyet, “Taraflarca bilirkişi raporuna itiraz edilmesi karşısında dosyanın geçen celse ve bu celse sunulan ve celse sonrası sunulacak olan yeni fotoğraf ve deliller ile birlikte 9 Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’ne gönderilerek iddiaya konu yapının neden yıkıldığı, depremin ivme kat sayısı ve periyodunun binanın yıkılmasındaki etkisi, projedeki uyumsuzlukların, binanın yıkılmasındaki etkisi hususunda, itirazlarda değerlendirilmek suretiyle yeniden heyet şeklinde bilirkişi raporu aldırılmasına, dosya içerisindeki diğer bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması durumunda da bu hususun neden kaynaklandığının da açıkça belirtilmesinin istenilmesine” karar vererek duruşmayı 11 Şubat 2025 tarihine erteledi.