35,4118
36,3931
3.080,73
T24 Dış Haberler
İsrail ile Hamas arasında Gazze savaşında ateşkes ve rehine takası anlaşmasına 15 Ocak’ta varıldı. Ancak Kasım 2023’ten beri devam eden ateşkes görüşmelerinde aralık ayının ortasından itibaren benzeri görülmemiş bir hızlanma yaşandı. Doha’da iki katlı bir binada gerçekleştirilen görüşmelerde plan sık sık bozuldu ve yeni çabaların ortaya konması gerekti. 20 Ocak’ta göreve başlayacak olan 47. ABD Başkanı Donald Trump‘ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Joe Biden yönetiminin elçici Brett McGurk anlaşmanın sağlanmasında çok etkin bir rol oynadı. Anlaşmaya varıldığının duyurulmasından 10 dakika önce bile hâlâ müzakereler devam ediyordu.
BBC, gizli yürütülen anlaşma sürecinin son gergin günlerinin nasıl geliştiğini bir araya getirmek için müzakerelerin tüm taraflarında yer alan bir dizi yetkiliyle konuştu. Aktarımlara göre; İsrailli ve Hamaslı müzakereciler hiçbir zaman yüz yüze gelmediler ama Doha’daki binada onları birbirinden ayıran bir kat vardı. Anlaşmaya varılmasına saatler kala “kilit oyuncuların” hepsi o binanın içindeydi ve “tempo çılgıncaydı”.
Bir kaynak, Katar başbakanının anlaşmayı duyurabilmesi için sahnenin kurulduğu dakikalarda anlaşmanın çökmesini engellemek için son dakika hamleleri yapıldığını anlattı. Kaynak, BBC’ye yaptığı açıklamada, “Gerçekten de basın toplantısından 10 dakika öncesine kadar müzakereler devam ediyordu” dedi.
Uzun süreç
Başkan Joe Biden’ın geçen mayıs ayında Beyaz Saray’da yaptığı konuşmada ortaya koyduğu teklifle 15 Ocak’ta varılan anlaşmanın genel çerçevesi büyük ölçüde aynı. Aynı üç aşamalı yaklaşım kullanılıyor ve ateşkes, Filistinli tutuklular karşılığında İsrailli rehinelerin serbest bırakılması ve İsrail ordusunun Gazze’den kademeli olarak çekilmesi öngörülüyor.
Ancak görüşmelere aşina olan kaynaklar aralık ortasında görüşmelerin dinamiğinin ve hızının değiştiği konusunda hemfikir.
Adının açıklanmasını istemeyen İsrailli bir yetkili Hamas’ın bir anlaşma yapmak için “acele etmediğini” ve müzakere etmek yerine “dikte ettiğini” söyledi. Yetkili, Hamas’ın askerî kanadının önemli isimlerinden olan ve Siyasî Büro Başkanı İsmail Haniye‘nin ölümünden sonra bu göreve getirilen Yahya Sinvar‘ın ölümü ve İsrail’in Hamas’ın bölgedeki müttefiklerine yönelik operasyonlarının ardından bu durumun değiştiğini söyledi.
Yetkili bunun da ötesinde, “her iki ABD yönetiminin de yarattığı bir ivme” olduğunu söyledi. Yetkili, “Koşullar değişene kadar böyle bir anlaşma yapamazdık” diye ekledi.
Biden’ın temsilcileri 12 Aralık’ta Netanyahu ile görüştü
12 Aralık’ta Biden’ın müzakere ekibi İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu ziyaret etti. Ziyarette Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Orta Doğu Temsilcisi Brett McGurk ve CIA Direktörü Bill Burns de hazır bulundu. Adının açıklanmaması kaydıyla konuşan ABD’li bir yetkili, toplantının “birkaç saat” sürdüğünü ve “yeni bölgesel denklem” ile “Lübnan ateşkesinden Gazze konusunda yeni bir yoğun görüşme turuna nasıl geçileceği” konularına odaklandığını söyledi.
Ancak bu aşamada Donald Trump, seçimi kazanmıştı ve Orta Doğu’daki çatışmalar konusunda kampanya süreci boyunca iddialı vaatlerde bulunmuştu. Trump’ın zaferinden haftalar sonra, 16 Aralık’ta BBC, ateşkes çabaları konusunda alışılmadık derecede iyimser olan bir Hamas yetkilisiyle konuştu ve çabaların daha ciddi göründüğünü öne sürdü.
Trump, Netanyahu’ya baskı kurdu
Kasım 2023’ten bu yana yapılan tüm görüşmelere katılmış olan yetkili, ABD’nin yeni başkanının danışmanının arabuluculara Trump’ın göreve başlamadan önce bir anlaşma istediğini belirten bir mesaj göndermiş olmasından dolayı rahatlamış görünüyordu.
Trump ayrıca Hamas’ın rehineleri serbest bırakmayı kabul etmemesi halinde “kıyametin kopacağı” uyarısında bulunmuştu ama Filistinli yetkili umutluydu. Yetkili, “Bu kez baskı, Biden yönetiminde alışılageldiği üzere Hamas’la sınırlı kalmayacak. Netanyahu üzerinde de baskı olacak. Anlaşmayı engelleyen o ve Trump bunu çok iyi anlamış görünüyor.” dedi.
Ancak aynı yetkilinin Noel’e kadar bir anlaşma yapılabileceği yönündeki öngörüsünün iyimser olduğu ortaya çıktı.
Hamas’ın elindeki rehinelerin yerini bilmediğini söylemesi pürüzlerden biriydi
Aralık ayı boyunca anlaşma sürecine sorunlar yaşandı. İsrail, bazı üst düzey mahkûmları serbest bırakmayacağını açıklarken Beyaz Saray, Hamas’ı rehinelerin serbest bırakılmasına engel olmakla suçladı.
Biden yönetiminden bir yetkili, “Hamas, anlaşmanın birinci aşamasında serbest bırakılacak rehinelerin listesini kabul etmeyi reddediyordu ve bu noktada anlaşma çöktü. Bu çok temel bir konu. Bu bir rehine serbest bırakma anlaşması. Serbest bırakılacak rehinelerin listesini kabul etmediğiniz sürece bir anlaşma olmayacak anlamına geliyor” dedi.
Aynı yetkili Hamas’ın rehinelerin yerini bilmediğine dair “tamamen gerçek dışı” iddialarda bulunduğunu söyledi “Hamas rehine listesini kabul edene kadar çizgiyi koruduk ve temelde masayı terk ettik.” ifadelerini kullandı.
Hamas ise İsrail’in ilk aşamada serbest bırakılmasını istediği rehineler listesine beklenmedik bir şekilde 11 isim eklediğini iddia etti. Hamas bu isimleri yedek asker olarak görüyordu ve bu nedenle onlara göre birinci aşamada serbest bırakılacak kadın, yaralı ve yaşlı rehinelerle birlikte serbest bırakılmaları uygun değildi.
Katarlı ve Mısırlı arabulucuların çabalarını sürdürmeleri için kapı açık bırakıldı ve 3 Ocak’ta Hamas’ın karşılığında müebbet hapis cezasına çarptırılmış 110 Filistinli mahkûmun serbest bırakılmasını önermesiyle görünürde bir ilerleme kaydedildi.
“Hamas iki konuda yumuşadı”
Görüşmelerin bu aşamasında Hamas da uzun süredir talep ettiği iki konuda yumuşadı: İsrail güçlerinin ilk aşamada Gazze’den tamamen çekilmesi ve İsrail’in tam bir ateşkes için resmî taahhütte bulunması.
Bir ilerleme olduğunu hisseden Mısırlı arabulucu, Mısır istihbaratındaki Filistin çalışmalarını yürüten Tümgeneral Ahmed Abdülhalik‘i acil olarak Doha’ya gönderdi. Hamas temsilcileriyle görüştükten sonra, Hamas’ın üst düzey bir yetkilisinin “acı verici tavizler” olarak tanımladığı tavizleri vereceğine dair güvence aldı.
Ancak 6 Ocak’ta Filistinli bir yetkiliye göre İsrail, Hamas’ın 11 rehine için sunduğu teklifi reddetti. Hamas buna BBC’ye ve diğer medya kuruluşlarına 34 İsrailli rehinenin isimlerini ve yaşlarını içeren bir liste göndererek karşılık verdi. İki gün sonra bu listede yer alanlardan birinin, Yusuf El Zayadni’nin cesedi Gazze’de bulundu.
TIKLAYIN | “Karmaşık ve zor bir operasyon” ile Gazze Şeridi’nden bir rehinenin daha cesedi çıkarıldı
Listede yedek askerler de yer alıyordu ki bu da Hamas’ın ilk aşamada onları serbest bırakmaya istekli olduğunu gösteriyordu.
TIKLAYIN | Hamas, olası ateşkes anlaşması kapsamında serbest bırakabileceği 34 rehineyi açıkladı
Bu, Netanyahu’yu utandırmak ve anlaşmayı kabul etmesi için baskı yapmak üzere İsrail’deki ve dünyadaki rehine ailelerini bir araya getirme girişimi olarak değerlendirildi. Ancak aynı zamanda Hamas’ın geri adım atmadığının da bir göstergesiydi.
Her iki tarafın da aynı binada olduğu “yakınlık” görüşmeleri: Hamas heyeti birinci, İsrail heyeti ikinci katta
Doha’da geç saatlere kadar uzayan toplantılar müzakerelerin son döneminde yaygınlaştı.
Üst düzey bir ABD’li yetkili Hamas heyetinin birinci katta, İsrail heyetinin ise bir üst katta olduğunu söyledi. Arabulucular, tarafların arasında kağıt parçaları dolaştırıyordu. İsrail askerlerinin geri çekilme önerilerinin haritaları ve serbest bırakılması beklenen rehineler ya da mahkumlarla ilgili ayrıntılar gidip geldi. BBC’ye konuşan bir yetkili, “Bu muazzam miktarda çalışma gerektiriyor ve tüm bunlar son saatlere kadar tam olarak belirlenmedi” dedi.
Katar Başbakanı, ayrıntılarla bizzat ilgilendi
Binanın içinde heyetler Katar ve Mısır’dan üst düzey isimlerle ayrı ayrı bir araya geldi. Ayrıntılarla yakından ilgilenenler arasında Katar Başbakanı Muhammed bin Abdulrahman El Sani de vardı.
Görüşmelerin son aşamalarında iki önemli konu üzerinde çalışıldı: Hamas’ın elindeki rehinelerin ve İsrail’in elindeki Filistinli tutukluların serbest bırakılmasına ilişkin listeler ve birinci aşamada İsrail askerlerinin Gazze’deki yerleşim alanlarından çekilmesine ilişkin pozisyonlar.
BBC’nin aktardığına göre tarihler 9 Ocak’ı gösterdiğinde baskılar artmıştı. Trump’ın elçisi Witkoff, Biden’ın elçisi McGurk ve Mısır istihbarat şefi Doha’da 8 saatlik ciddi bir müzakere oturumu için bir araya geldi. Anlaşmaya varılamayan konuların yüzde 90’ı üzerinde mutabakata varılmıştı ancak daha fazla görüşme yapılması gerekiyordu.
Trump’ın temsilcisi Witkoff, Tel Aviv’e gitti görüşme için Şabat’ın bitmesini beklemedi
Trump’ın kısa süre önce atadığı Orta Doğu temsilcisi Steve Witkoff, Netanyahu ile görüşmek üzere Tel Aviv’e gönderildi. Henüz resmî olarak göreve başlamamış olsa da emlak kralı, Trump’ın büyük ilgi gösterdiği görüşmelere giderek daha fazla dahil oluyordu.
Witkoff, 11 Ocak’ta İsrail’e vardığında Şabat günüydü. Witkoff’tan Netanyahu ile görüşmeden önce Şabat’ın bitmesini beklemesi istendi ancak elçi geleneklere aykırı bir şekilde bunu reddetti ve başbakanla hemen görüşmeyi talep etti.
Netanyahu’nun toplantı sırasında ciddi bir baskı altında kaldığı ve Trump kampının İsrail hükûmetinin son çekincelerini bir kenara bırakmasını sağlamak için yaptığı müdahalenin kritik olduğu anlaşılıyor.
Görüşmenin kırılgan geçtiği ve yeni başkanın Netanyahu’ya verdiği mesajın net olduğu bildirildi. Trump bir anlaşmaya varılmasını derhal istiyordu.
Trump, golf arkadaşı işadamı Steve Witkoff’u Orta Doğu temsilcisi olarak seçmişti
Eşi benzeri görülmemiş ‘geçiş süreci’
İsminin açıklanmasını istemeyen İsrailli bir yetkili bu görüşmeleri yorumlarken bunun “çok önemli bir toplantı” olduğunu söyledi.
Witkoff Doha’ya döndüğünde, iki ABD’li yetkilinin Amerikan diplomasisinde “neredeyse eşi benzeri görülmemiş” bir geçiş çabası olarak adlandırdığı şekilde, Biden’ın elçisi McGurk ile zaman geçirerek görüşmelerin yapıldığı odada kaldı.
Hamas yetkilisi Besim Naim, Al Arabiya’ya yaptığı açıklamada anlaşmanın “Başkan Trump liderliğindeki yeni yönetimin baskısı olmadan mümkün olabileceğini hayal bile edemediğini” söyledi ve özellikle Witkoff’un görüşmelerdeki varlığına atıfta bulundu.
Son 72 saat
Bir anlatıma göre görüşmelerin son 72 saatinde anlaşmanın nasıl uygulanacağına dair ince noktalar üzerinde sürekli gidip gelindi.
Müzakerelere yakın bir kaynak, Gazze’deki rehinelerin nasıl serbest bırakılacağı ve İsrail askerlerinin geri çekilme hareketleri için “düzenlemeler ve lojistik” üzerinde çalışıldığını anlattı.
12 Ocak’ta müzakerelere aşina üst düzey bir Filistinli yetkili, “Tüm yetkililer burada aynı binada. Bu gece belirleyici olacak. Bir anlaşmaya sadece birkaç adım uzaktayız.” açıklamasında bulunmuştu.
Son çıkmaz
Bu toplantı altı saat sürdü ancak daha önce pek çok kez olduğu gibi bir çıkmaza girildi.
Bu kez ortaya çıkan anlaşmazlık, İsrail saldırıları nedeniyle yerinden edilmiş Filistinlilerin güney Gazze’den kuzeye dönüş mekanizması üzerineydi. İsrail, militan ya da askerî teçhizat taşınmadığından emin olmak için geri dönenleri ve araçlarını aramak istiyordu ancak Hamas bunu kabul etmedi.
Ateşkesin yürürlüğe girmesinden önce yardım taşıyan kamyonlar
Gazze’ye açılan Refah sınır kapısında sıraya girmeye başladı
Arabulucular bunun yerine aramaları Katarlı ve Mısırlı teknik ekiplerin yapmasını önerdi. Her iki taraf da bunu kabul etti ve kalan son çıkmazlardan biri de çözülmüş oldu.