35,3333
36,6116
3.009,31
İstanbul Sözleşmesi’ne vurgu yapan İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Sözcüsü avukat Birsen Baş Topaloğlu, “Sözleşmeden çıkılması kadına şiddet vakalarında bir kırılma noktası oldu. Bir diğer kırılma noktası da toplumda af olarak algılanıp cezasızlık algısı oluşturan ceza infaz düzenlemeleri.
İster İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olsun veya olmasın, ister koruma tedbir kararları olsun veya olmasın kadına şiddeti ve kadın cinayetlerinin önlemek ve kadınların can güvenliğini sağlamak devletin yükümlülüğüdür ve devlet önlemediği/ önleyemediği tüm cinayetlerden sorumludur” dedi.
“Neden olaya özgü tedbir kararları verilmiyor” diyen Topaloğlu, “Sıradan ve belirli birkaç tedbir kararı veriliyor ve bu kararların da hiçbir etkinliği olmuyor. İkinci neden tedbir kararlarının doğru düzgün bir müeyyidesi yok. Üçüncü ve en önemli neden de tedbir kararları sadece kâğıt üzerinde. Şiddet mağdurundan kendi imkânlarıyla korunmasını beklemek cinayetleri ve şiddeti durdurmaz” diye konuştu