Yüzde 25’lik düşüş kayıp pazarları kurtarır

Üretimde en pahalı ülkeler liginde Portekiz’i de geçen Türkiye hazır giyim sektöründe en iyi fabrikalarda kapasite yüzde 60’a kadar düştü. Kayıp pazarlar ise yüzde 25’lik ucuzluk bekliyor.

Başta enerji olmak üzere artan üretim maliyetleri ile hazır giyimde dünyanın en pahalı ülkeleri arasına girdiği belirtilen Türkiye, fiyatlarda Portekiz ile yarışırken, talebin yeniden artışı için yüzde 25'lik fiyat düşüşüne ihtiyaç olduğu vurgulandı. Rakip ülkeler ile fiyat farkının yüzde 50'ye kadar çıktığı bu dönemde global hazır giyim pazarındaki yüzde 20'lik düşüşün de üretim yapan şirketleri zorladığını belirten Uluslararası Hazır Giyim Federasyonu Başkanı Cem Altan, “Türkiye ile rakipler arasında fiyat farkı şu an yüzde 50'lere ulaşmış durumda. Bu fiyat farkının en az yüzde 20'lere düşmesi lazım ki kaybettiğimiz pazarları geri alabilelim. Bangladeş şu an bir basic tişörtü 2-2.5 dolara yapıyorsa, biz 4.5-5 dolara yapıyoruz. Türkiye'den alım iştahının açılması için bizim şu anki fiyatlardan en az yüzde 20-25 daha ucuz hale gelmemiz lazım” diye konuştu.Yıla 23 milyar dolarlık ihracat hedefiyle başlayan sektör, daralan talep ve pazarlar ile hedeflerini 19.5 milyar dolara indirmişti.
Alım gruplarının Türkiye'den memnun olduğunu tek sorunun fiyat olduğunu aktaran Altan şunları söyledi:

MALİYETİNE ÜRETİM

“Türkiye şu anda Portekiz'den daha pahalı hale geldi. Türkiye, en pahalı üreticilerinden biri. Kâr etmeden işi elimizde tutmaya çalışıyor ve en düşük fiyatı veriyoruz işi elimizden kaçırmamak için. Maliyetini yakalayan ‘hayır' demiyor. Sektör zararına dönmeye çalışıyor. Ne kadar uzun dayanabileceklerine bağlı bu durum. Dayanamazlarsa da maalesef yavaş yavaş sektör daralacak, küçülecek.”

En iyi fabrika %60 kapasitede

Türkiye'de alım gücünün artması ve üreticinin de maliyetleri kontrol altına alması gerektiğini aktaran Cem Altan, henüz katma değerli işlerin de Türkiye'ye çekilemediğini belirtti. En önemli sorunun enflasyon olduğunu söyleyen Altan, “Tabi enflasyon düşer ve dolar da yükselirse şansımız daha da artar ama sadece doların yükselmesi de bizim rekabetimizi tek başına etkilemeyecek. Enflasyon daha kritik. Dolar yüzde 50 arttı son bir yılda ama buna karşılık işçilik yüzde 120, enerji de yüzde 200'den fazla arttı. Bu dengelerin oturması ve DNA'nın düzelmesi lazım. Ekonomi yönetiminin işi çok zor. Şu an en iyi bildiğiniz fabrika bile yüzde 60 kapasite ile çalışıyor” diye konuştu.

Krediler üretime gidiyor

Yeşil dönüşüm için hazır giyim sektörünün kaynağının olmadığını aktaran Cem Altan, şöyle devam etti: “Şu an Türkiye'de yeşil fabrikalara yatırım minimum düzeyde. Gelecek görmediği için yatırım yapmıyor ki yapmak istese de para yok. Alınan krediler üretimi döndürmeye yetiyor. 6 aylık kredi ile neye yatırım yapacaksınız. Bizim 5-10 yıllık uzun vadeli kredilere ihtiyacımız var ki o yatırımları yapalım. Bunlar büyük yatırımlar ve büyük maliyetler. İşimiz zor.”