Yordu
Yıllık enflasyonun yüzde ellinin altına düşmesi, farklı hesaplamalara ve beklentilere göre reel faizin pozitif bir görünüme sahip olmasıyla birlikte Merkez’in Para Politikası Kurul toplantıları yeniden ilgi odağı olmaya doğru gidiyor. At yarışı takip eder gibi faiz indirim takibinin sinyalleri piyasa oyuncuları tarafından veriliyor. Peki biz buraya hangi gerekçelerle geldik ve bulunduğumuz nokta faiz indirimini hak ediyor mu, en azından Merkez’in ortaya koyduğu başlangıç misyonu açısından ona bir
Yıllık enflasyonun yüzde ellinin altına düşmesi, farklı hesaplamalara ve beklentilere göre reel faizin pozitif bir görünüme sahip olmasıyla birlikte Merkez’in Para Politikası Kurul toplantıları yeniden ilgi odağı olmaya doğru gidiyor. At yarışı takip eder gibi faiz indirim takibinin sinyalleri piyasa oyuncuları tarafından veriliyor. Peki biz buraya hangi gerekçelerle geldik ve bulunduğumuz nokta faiz indirimini hak ediyor mu, en azından Merkez’in ortaya koyduğu başlangıç misyonu açısından ona bir bakalım.
Merkez bankasının tüm raporlarında üzerinde durduğu, saydığımız faktörlerde ve beklentilerde normalleşme yaşanmamışken faiz indirim koridoruna girmesi, enflasyonu kontrol altına aldığı manasını taşır. Türkiye’deki mevcut enflasyon seviyesinin çok yüksek olmadığı anlamına gelir. Hane halkı ve reel sektör enflasyon beklentileri ortada iken faiz indirimine git baskısı güven kaybı ve döviz istikrarsızlığı riskini artırır. He biz yıllık % 49,38, aylık %2,97 enflasyonu faiz indirimi için yeterli bir tını olarak alıyorsak, Müslüm’ün “bunca gamı bunca derdi” şarkısının yanında, bu nasıl bir derttir dermanı yoktur…,yürüyorum dikenlerin üstünde yaralıyam mısralarını niye iç çeke çeke mırıldandık diye sormadan da edemiyor insan kendi kendine.
Türkiye ekonomisinin yapısal sorunları, küresel ekonomik dinamikler ve enflasyon beklentileri dikkate alındığında faizlerin indirilmesi bu noktada çekilen çilenin kutsallığına gölge düşürür. Enflasyon artış hızının azalma trendine mali ve yapısal önlemleri, arz yönlü şokları mininize edecek mekanizmaları, tarımda ve sanayide verimliliği artıracak reformları entegre edebilirsek faiz indirimini o zaman konuşabiliriz. Tüm ekonomik karar birimlerini bu kadar yormuşken tekrar aynı faiz indirim örüntüsüne girmek, üstelik kalıcı hedeflerin henüz hiçbiri gerçekleşmemişken enflasyonla mücadeleyi zora sokmaktan başka bir işe yaramaz.