Yeraltında inanılmaz keşif: Kelimenin tam anlamıyla diğer araştırmaları altüst ediyor!

Şimdiye kadar yapılan araştırmalar, Dünya'nın mantosunda farklı bölgelerde yer alan ve çeşitli süreçlerle oluşan, farklı yaşlardaki magma rezervuarlarının bulunduğunu öne sürüyordu. Ancak son yapılan bir araştırma, denizaltı volkanlarından incelenen lav akışlarının kimyasal olarak birbirinden farklı olduğunu ortaya koydu.

Bu bulgu, Dünya'nın iç yapısının daha karmaşık ve çeşitlenmiş olduğunu göstererek, mantodaki magma rezervuarlarının sadece bölgesel değil, aynı zamanda kimyasal çeşitlilik açısından da önemli farklılıklar taşıdığını ortaya koydu.

Matthijs Smit (Britanya Kolumbiyası Üniversitesi) ve Ellen Kooijman (İsveç Doğa Tarihi Müzesi) tarafından oluşturulan araştırma ekibi, daha önceki araştırmalarda gözlemlenen çelişkiyi açıklığa kavuşturdu.

Smit, "Lavlar yalnızca magmaların yukarı çıkarken farklı kaya türleri ile etkileşime girmesi nedeniyle farklılık gösterir" diyerek, lavların kimyasal çeşitliliğinin aslında magma akışlarının yer yüzeyine çıkarken, yer altındaki farklı kaya katmanlarıyla etkileşime girmesinden kaynaklandığını açıkladı. Bu etkileşim, lavların bileşiminde çeşitlilik yaratarak, farklı kimyasal özellikler göstermelerine neden oluyor.


Dünya'nın mantosuna ilişkin resmimizi tam anlamıyla değiştiriyor

FrankfurterRundschau'ta yer alan habere göre volkanik patlamalardan kaynaklanan lavların, Dünya'nın mantosundaki te tip bir rezervuardan geldiği ortaya çıktı. Araştırma ekibinden Matthijs Smit, "Belirli bir element grubunu inceleyerek, yüzeye çıkan magma erimelerini etkileyen farklı süreçlerin kimyasal etkilerini tanımlayabildik ve tüm sıcak nokta lavlarının aslında aynı başlangıç bileşimine sahip olduğunu bulduk" dedi. Bu yeni bulgu, araştırma ekibi için büyük bir sürpriz oldu. 

Smit, "Keşif, sıcak nokta lav akışlarına ve Dünya'nın mantosuna ilişkin resmimizi tam anlamıyla değiştiriyor" diyerek bu önemli bulguyu vurguladı. Çalışma, Nature Geoscience dergisinde yayımlandı.

Araştırma ekibinin analizi, yalnızca Dünya'nın okyanus bölgelerindeki sıcak nokta lavlarına yeni bir bakış açısı getirmekle kalmıyor, aynı zamanda kıtalardaki bazaltik lavlarla da yeni bir bağlantı ortaya koyuyor. Bu bazaltik lavlar, okyanus yanardağlarındaki lavlardan temel olarak farklıdır; ancak yapılan incelemeler, her iki tür lavın aynı magma "atasına" sahip olduğunu kanıtlıyor. Bu bulgu, lavların farklı çevresel koşullarda nasıl benzer bir kaynaktan türediğini göstererek, Dünya'nın mantosundaki magma hareketlerinin daha karmaşık ve bağlantılı bir şekilde işlediğini ortaya koyuyor.


Daha önce düşünülenden çok daha homojen 

Bu çalışma, araştırmacıların doğrudan inceleyemeyeceği Dünya'nın mantosuna dair önemli içgörüler sağlıyor. 

Matthijs Smit, "Bu keşif, Dünya'nın kimyasal evrimine ilişkin modelleri ve küresel element döngülerine bakış açımızı değiştiriyor" diyerek, bulguların önemine dikkat çekiyor. Smit, ayrıca, "Dünya'nın mantosu yalnızca daha önce düşünülenden çok daha homojen olmakla kalmıyor, aynı zamanda muhtemelen artık 'ilkel rezervuarlar' da içermiyor; bu unsurlar, bir zamanlar verileri açıklamak için gerekliydi ancak manto konveksiyonu kavramıyla hiçbir zaman gerçek anlamda bağdaştırılamaz" şeklinde açıklamalarda bulunuyor. Bu yeni bakış açısı, Dünya'nın iç yapısına dair anlayışımızı köklü bir şekilde değiştiriyor.

Bu çalışma, Dünya'nın araştırmacıların doğrudan keşfedemeyeceği bir kısmı hakkında önemli bilgiler sağlıyor: 

Demir çekirdek ile yüzey kabuğu arasında yer alan manto. Dünya'nın mantosu, gezegenin hacminin yüzde 80'inden fazlasını oluşturan, erimiş ve yarı erimiş malzemeden oluşan kabarcıklı bir tabakadır. Manto, Dünya'nın iç yapısının en geniş kısmını oluştururken, aynı zamanda gezegenin dinamik süreçleri, levha tektoniği ve volkanizma gibi önemli olayların kaynağıdır. Bu yeni bulgular, mantonun yapısı ve kimyasal evrimi hakkında daha derinlemesine bir anlayış geliştirmemize yardımcı oluyor.

Mantodan gelen magmanın yerkabuğunun içine nüfuz etmesi ve yüzeye çıkması, lav olarak bilinir. Dünya'nın mantosunun nasıl yapıldığını anlamak, araştırma açısından merkezi bir öneme sahiptir, çünkü bu, mantonun nasıl davrandığını ve bu davranışların levha tektoniği gibi büyük jeolojik süreçlerle nasıl ilişkili olduğunu açıklığa kavuşturur. Mantonun yapısı, içindeki sıcaklık, basınç ve kimyasal bileşim gibi faktörler, levha hareketlerinin ve volkanizmanın temel itici güçlerini belirler. Dolayısıyla, mantonun dinamiklerini anlamak, gezegenin jeolojik evrimini ve günümüzdeki yer kabuğu süreçlerini daha iyi kavramamıza yardımcı oluyor.