Yeni reyting ölçümü dizileri kısaltır

Dizi ve sinema sektörünün en temel sorunu uzun çalışma süreleri. Özellikle dizilerde günde 12 saat ve haftada 6 gün çalışılması insanlık dışı bir durum. Sebebi ise çok tanıdık: Reklam pastası. Çözümü de net: Yeni reyting ölçüm sistemi.

Dizi ve sinema sektöründe yaşanan her kriz aslında çözümü de işaret ediyor. Son olarak menajerlerin ve ajansların sektörü domine ettiği, bununla kalmayıp siyasete bile etki ettikleri ortaya çıkınca temel sorunlara yeniden bakmak gerekti.

Özellikle diziler söz konusu olduğunda karşımıza çıkan başlıca sorun çalışma süreleri… Günlük çalışma süresi sektörde 12 saat. Haftalık repo (tatil) 2 gün olması gerekiyor ama genellikle tek gün. Sinemada da çalışma şartları neredeyse aynı. Diziden farklı olarak çıkarılan ürün farklı hüviyette elbette. Sinema setlerinde çalışanlar, bir film bittiğinde yeniden ne zaman sete girer belli olmaz. Mevsimlik işçiye benzetilebilir. Bazen aylarca işsiz kalınır. Bu yüzden sadece sinema filmlerinde çalışmak kolay bir tercih değil.

DİZİ SÜRELERİ NEDEN UZUN?

Diziler sektörü domine eden alan. Çünkü televizyon ağırlıklı üretimlerde aynı anda 70’e yakın dizi çekilir. Major kanallarda ‘prime time’ denen akşam saatlerinde bir dizi yayınlanır. Yani ulusal frekansa sahip her majör kanalın 7 dizisi olur. TRT1, ATV, Star TV, Show TV, Kanal D, Now, TV8 ve Kanal7’de yayınlar sadece ve sadece reyting verilerine göre planlanır. Elbette bunun sebebi de reklamların bu verilere göre dağıtılıyor oluşu… Ve reyting sistemi güncellenmesine rağmen eski usuldür. Dijitalleşme hayatımıza bu denli girmişken hala televizyonlara yerleştirilen sınırlı sayıdaki cihazlarla ölçümler yapılıyor. Sonuç olarak da reklam pastası neredeyse sadece televizyonda dönüyor.

Sektördeki uzun çalışma sürelerinin temel sebebi dizi sürelerinin uzun olması… Bunun sebebi ise reklam pastasının en geniş zaman dilimi olan prime time’da tek dizi yayınlanıyor olması. Eskiden akşamları iki dizi yayınlanırdı. Yani 60 dakikalık süreye sahip diziyi hazırlayanların çalışma süresi de günlük 10 saati geçmezdi.

Sinema ve dizi sektöründe çalışanların genel olarak mutsuz olmasının sebebi bu çıkmazdır. Evet, durum bir çıkmazsa sokulmuştur. Çünkü çalışanlar sendikalaşsa da şartları biraz iyileştirmenin ötesine geçemiyor. Yapımcılar, her akşam tek dizi şartını gönüllü ya da zaruri rıza gösteriyor. Balığın baştan kokmasının sebebi olan yayıncı kuruluşlar ise daha az maliyetle daha çok reklam geliri elde etmek için tek bir dizi yaptırıyor.

AKIL ALIR GİBİ DEĞİL!

Normal şartlardaki üretime örnek olması açısından sinema ile diziyi kıyaslayalım. Sinemada 4 saatte filmin 1 dakikası çekiliyor (takribi elbette, projeye göre değişir). Günde 12 saat çalışarak 3 dakikasını çekersiniz. 30 günde ise filmi bitirirsiniz. Tatil günlerini de düşünürsel bir sinema filminin 5 haftada çekildiğini söyleyebiliriz (ancak son dönemde bağımsız filmler bütçe sorunları sebebiyle 3 haftaya sıkıştırılıyor). Dizide ise süre en az 120 dakika ve çekim için 6 günleri var. Aradaki farkı düşünebiliyor musunuz? Dizilerdeki genel sinematografi ve hikayede kalite sorununun buradan doğduğunu söylesek yeridir.

ÇÖZÜM BELLİ: YENİ REYTİNG ÖLÇÜMLERİ

İşte sektörün en temel sorununun çözümü de dönüp dolaşıp reklam pastasına ve reyting ölçüm biçimine odaklanıyor. Dizi film, ticari bir yapımdır. Haliyle öncelikli gaye kazanç sağlamaktır. İlk maddede maddi kazanç olan hiçbir işte de inisiyatif iş sahiplerinin eline bırakılmamalıdır. Bu konuda devlet adım atmalı. Reyting ölçümleri acilen şeffaflaşmalı ve sadeleştirilmeli. Sadece bilgisayar, telefon, tabletlerden veri alınsa bile her şey değişir.

Gündemdeki menajer tartışması, Ayşe Barım’ın ismi etrafında dönen iddialar ve daha fazlasının yegane sebebi de budur. Sektöre dair kangrenleşmiş hangi sorunu ele alırsak alalım altından aynı şey çıkacak. Çare de belli…