Yargıtay: Mahrem imamla 9 dakika 25 saniye görüşmesi varsa darbe suçunun asli failidir

Diyarbakır’da 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece FETÖ’nün Jandarma'dan sorumlu mahrem imamla konuşması tespit edilden Kurmay Başkanı Şamil Türk Özkan, 15 yıl hapse cezalandırıp tahliye edildi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, İstinaf'ın kararını yanlış buldu ve noktayı koydu: 9 dakika 25 saniyelik mahrem imamla görüşmesi varsa darbe suçunun asli failidir.

Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanlığında Kurmay Başkanlığı yaparken 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece verdiği emir ve talimatlar sonrası tutuklanan ve yargılanan Albay Şamil Türk Özkan, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıldı. 

Bölge İstinaf Mahkemesi, Özkan’ı suç vasfında değişme ihtimali nedeniyle önce tahliye etti, ardından darbeye yardım suçundan 15 yıl hapisle cezalandırıp nihai kararı vermek üzere dosyayı Yargıtay’a gönderdi. 

"MÜŞTEREK FAİLDİR, SUÇ VASFINDA YANILGIYA DÜŞÜLMÜŞTÜR"

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, yerel mahkeme kararının yerinde olduğunu ve sanığın darbeye yardım değil, darbeye teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması gerektiğinin altını çizdi ve karar kesinleşinceye kadar yeniden tutuklama kararı çıkardı. 

Yargıtay, Jandarma Bölge Komutanlığı'nda kurmay başkanı görevi yürüten sanığın planlama, hazırlık ve darbeyi icra organizasyonu içinde yer aldığını, darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenlerden aldığı emir ve talimatları kabullenip konusu suç teşkil ettiği anlaşılan emirler doğrultusunda hareket ettiğini vurguladı.

Albay Özkan’ın darbe suçunun icrasında üstlendiği etkin rol ve fonksiyonel katkısı dikkate alındığında müşterek fail olduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek, darbeye yardım suçundan hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu kaydedildi. 

Sanığın yeniden yargılanarak "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması gerektiğine oy birliğiyle karar verildi. 

İstinaf Mahkemesi bozma sonrası yaptığı yargılamada Özkan’ı söz konusu suçtan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırıp dosyayı yeniden Yargıtay’a gönderdi.

"YANLIŞ ARANMA VEYA BİLİNMEYEN NUMARA DENİLEMEZ"

Dosyayı inceleyen Yargıtay, FETÖ’nün Jandarmadan sorumlu mahrem imamının örgüt evinden rütbeli askerleri tek tek arayarak darbeye destek olmalarını istediğini, aranan bu kişilerden birinin de Albay Şamil Türk Özkan olduğunu belirtti. 

Yargıtay, ikili arasında dört kez 9 dakika 25 saniyelik görüşme gerçekleştiğine vurgu yaparak mahrem imamın aradığı diğer rütbeli askerlere de "Silahlarınızı kuşanıp Şamil Albay’ın emrine girin" dediğine dikkat çekti. Yargıtay sanığın mahrem imam ile arasında geçen görüşme süresine kronometre tutularak bakıldığında bu görüşmenin yanlışlıkla aranma veya tanınmayan biri tarafından aranma olarak değerlendirilemeyeceğini, sanığın mahrem imam ile görüşme saatinin darbe girişiminden hemen sonra başlayıp darbenin başarısızlıkla sonuçlandığı saatlere kadar devam ettiğine dikkat çekti. 

"EN ÜST RÜTBELİ KOMUTAN OLDUĞU İÇİN GARANTÖR SIFATI VAR"

Albay Özkan’ın alt rütbedeki askerlere verdiği sıkıyönetim emirlerini kimsenin görmemesi için harekat merkezine kimsenin alınmaması talimatını da verdiğini belirten Yargıtay, sanığın o gece birlikteki en üst rütbeli komutan olduğu için aynı zamanda garantör sıfatı bulunduğunu kaydetti.

"DARBE BAŞARILI OLSUN DİYE YOĞUN ÇABA HARCADI"

Albay Şamil Türk Özkan’ın mahrem imamdan talimat aldıktan hemen sonra sözde sıkıyönetim emirlerini yerine getirmeleri için Jandarma Özel Harekat tabur komutanlarına tebliğ ederek darbe girişiminin başarıya ulaşması için yoğun çaba harcadığı bildirildi.

Yargıtay kararında, kendisinin hücum yeleği ve tüfek isteyip hazırlık yaptığı, sanığın harp okulunda öğrenim görmeye başladıktan itibaren FETÖ mensuplarıyla aynı evde kaldığı ve örgüt içindeki faaliyetlerini kesintisiz sürdürdüğü kaydedildi. 

Jandarma Bölge komutanı Tümgeneral Musa Çitil’in tutuklanması için binbaşıları görevlendirdiği, darbenin başarıya ulaşamayacağını anlayınca da sabaha karşı bu kez darbe karşıtı mesajlar yayımlamaya başladığı ifade edildi. Sanık hakkındaki delillerin hukuka uygun elde edildiği, vicdani kanının tam ve somut delillere dayandığı için hükmün oy birliğiyle esastan onanmasına karar verdi.