TÜRKONFED Başkanı Sönmez: Halk domatesin fiyatının artmayacağına inanmalı

TÜRKONFED Başkanı Sönmez, yıllık enflasyonun 2026’dan önce yüzde 20’nin altına inmesini beklemenin iyimser bir yaklaşım olduğunu belirterek, “Hanehalkı enflasyonun düşeceğine halen inanmıyor. Vatandaş pazardan domatesini alırken, bir dahaki sefere o domatesin fiyatının artmayacağına inanmalı” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin en büyük bağımsız iş dünyası örgütü Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Sönmez, kamunun hanehalkını, reel kesimi enflasyonun düşeceğine inandırması gerektiğinin altını çizdi. Sönmez, “Vatandaş pazardan domatesini alırken, bir dahaki sefere o domatesin fiyatının artmayacağına inanmalı” dedi.

Sözcü’nün haberine göre enflasyonla mücadelede kamunun elini taşın altına koyması gerektiğini vurgulayan Sönmez, kamuda tasarrufun ise sadece belli bölümlerde değil, kümülatif olarak yapılması gerektiğinin altını çizdi.

“Yüksek enflasyon, iş yapış biçimlerini belirliyor”

“İş dünyasında stres birikti” diyen Sönmez, bu durumun 2025’te de devam edeceğini belirterek, “Stres birikti, enflasyon önümüzde. Öngörülebilirliği henüz yakalayamadık. 2025’te bunun hafiflemesini umut ediyoruz. Bunun için de gereken adımların atılacağına inanıyoruz. Özellikle yüksek enflasyon, iş dünyasının kurallarını, iş yapış biçimlerini belirleyen bir faktör haline geldi. Bunun yanında döviz kuru dalgalanmaları ve düşük yatırımcı güveni de ekonomik büyümede istikrarsızlığa neden oldu. Zor bir yılı geride bırakıyoruz” değerlendirmesin yaptı.

“En büyük sorunumuz yüzde 50’nin üzerine asgari ücretli olması"

En büyük sorunumuz Türkiye’de yüzde 50’nin üzerine asgari ücretli olması “Ülkenin asgari ücrete endekslenmesi aslında bir sıkıntı, daha yüksek katma değerli üretim yapmalıyız” diyen Süleyman Sönmez, “En büyük sorunumuz Türkiye’de yüzde 50’nin üzerine asgari ücretli olması. Ülkemiz son birkaç yıldır ‘enflasyon-faiz-kur’ sarmalında. Ücret artışlarının toplumsal refah artışına katkı yapması için ekonomimizin ücret-enflasyon kısır döngüsünden çıkması gerekli. Çünkü ücret artışlarının alım gücü ile refaha katkısını artırmak ancak enflasyonun kontrol altına alınması ile mümkün. Yüksek katma değer üretemediğimiz her süreç, bizi asgari ücret ekonomisine mecbur bırakıyor” diye konuştu.