34,8594
36,7477
3.028,81
Alican Uludağ
Çanakkale’de çıkan orman yangını, gözleri bir kez daha Türkiye’deki orman yangınlarıyla mücadeleye çevirdi. 2021’deki büyük yangınların ardından Orman Genel Müdürlüğü, envanterine uçak ve helikopter almaya başladı. Ancak uzmanlar, yangınlar çıkmadan alınması gereken önleyici tedbirlere işaret ediyor.
DW Türkçe, Çanakkale’deki yangının ardından yeniden Türkiye’nin orman yangınlarıyla mücadelesine mercek tuttu. Orman Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, yangınların damgasını vurduğu 2021 yılında 2 bin 793 yangın sonucunda 139 bin 503 hektar orman alanı zarar gördü. Geçen yıl ise 2 bin 160 yangında 12 bin 799 hektarlık alan kül oldu. 2023 yılının ilk 6 aylık döneminde 547 adet orman yangını çıktı, 656 hektar orman alanı zarar gördü.
Yangınla mücadele yeterli mi?
Türkiye’deki orman yangınlarına havadan müdahale, uzun yıllar tartışmalı konuların başında geldi. 2021 yılındaki yangınlar sırasında Türk Hava Kurumu’na ait uçakların yangınlara müdahalede kullanılmasına izin verilmemesi eleştiri konusu olmuştu. O dönem, Orman Genel Müdürlüğü’nün envanterine kayıtlı herhangi bir yangın söndürme uçağı veya helikopteri bulunmuyordu.
2021 yılında ciddi oranda ormanlık alanın yanmasının ardından Tarım ve Orman Bakanlığı hava gücünü artırma yönünde adımlar atmaya başladı. Buna yönelik ilk adımlar, Bekir Pakdemirli’nin bakanlığı bırakmasının ardından gerçekleşti. Dönemin Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, 30 Aralık 2022’de yaptığı açıklamada ilk T70 yangın söndürme helikopterini teslim aldıklarını açıkladı. Bu helikopter, TUSAŞ ve Sikorsky tarafından ortak üretildi.
2023’te 4 uçak alındı
Buna paralel olarak Türkiye, 2023 yılında da 20 yangın söndürme uçağı satın alma kararı aldı. Bu uçaklardan 4’ü, bu yıl Orman Genel Müdürlüğü’nün filosuna katıldı. 3 Mayıs 2023 tarihinde düzenlenen törende, 1 adet Sikorsky T70 tipi yangın söndürme helikopteri, 4 adet Air Tractor model yangın söndürme uçağı ile 1 adet keşif uçağı envantere girdi.
16 tane daha alınacak
Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, burada yaptığı konuşmada TUSAŞ tarafından yerli olarak üretildiğini söylediği 3 adet T70 yangına su atar helikopterini bu sezon orman yangınları ile mücadelede kullanacaklarını duyurdu. Kalan 16 uçağın ise 3 yıl içinde Orman Genel Müdürlüğü’nün filosuna katılacağını belirten Karacabey, “Envanterimizdeki uçak ve helikopter sayılarını her yıl kademeli olarak artırmaya devam edeceğiz ve filomuzun büyük kısmı da yerli ve milli olacaktır” dedi.
Kiralık araçlarla mücadele ağırlıkta
Son bir yıldaki alımlara karşılık Türkiye, orman yangınlarına havadan müdahaleyi büyük oranda kiralık uçak ve helikopterlerle yürütüyor. Buna ek olarak 5 Bayraktar TB2 İHA da kiralanmıştı. Mart 2023’te açıklanan Orman Genel Müdürlüğü’nün 2022 Faaliyet Raporu’na göre envantere kayıtlı 1 adet yangın yönetim uçağı ve 6 adet yangın yönetim helikopteri orman yangınlarıyla mücadele kapsamında görev yaptı.
3 milyar TL’lik kiralama
Rapora göre, geçen yıl Millî Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığına ait 25 adet helikopter ve 2 adet uçak orman yangınları ile mücadele kapsamında kullanıldı. Ayrıca, Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından toplam süresi 3 yıl olmak üzere (2022-2023 ve 2024) 7 adet sözleşme ile 75 adet hava aracı ve 2022 yılı için 6 adet insansız hava aracı kiralandı. 75 adet hava aracı için 2 milyar 391 milyon 685 bin 506 TL, 6 adet insansız hava aracı için 184 milyon 702 bin 450 TL ödeme yapıldı. Döner sermaye yatırım programında yer alan “Helikopter ve Uçak Alımı Projesi” kapsamında toplam bir milyar 509 milyon 440 bin 323 TL ödenek Savunma Sanayii Başkanlığına aktarılmak üzere muhasebeleştirildi.
Orman Genel Müdürlüğü’nün 2023 Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu’nda ise yangın söndürme uçağı için 300 bin TL, helikopter alımı için ise 687 bin 315 TL ayrıldığı ifade edildi. Ancak rapordaki “gerçekleşme” bölümü boş kaldı. 2022’deki helikopter ve uçak alım projesi kapsamında 300 milyon TL ayrıldığı, ancak harcamanın “0” olduğu bilgisi raporda yer aldı.
Personel sayısı kaç?
Haziran ayı itibarıyla Orman Genel Müdürlüğü merkez ve taşra birimlerinde istihdam edilen memur ve sözleşmeli personel ile sürekli ve geçici işçi personel sayısı 43 bin 94 oldu. Bunlardan 20 bin 590’ı memur, 462’si sözleşmeli personel, 16 bin 495’i sürekli işçi, 5 bin 547’si ise geçici işçi oldu. Ayrıca geçen yıl orman yangınlarıyla mücadele ve önleme kapsamında toplam 113 bin 830 kişi yangın gönüllüsü olarak kaydedildi. Müdürlüğün 2 bin 369 hizmet vasıtası, 5 bin 121 adet iş ve koruma makinesi ve bin 86 adet üretim makinesi olmak üzere 8 bin 576 adet araç ve makine bulunuyor.
Uzmanlar ne diyor?
Peki, uzmanlar Türkiye’nin orman yangınlarıyla mücadelesini yeterli buluyor mu? DW Türkçe’ye konuşan uzmanlar, özellikle uçak ve helikopterle yangın söndürmenin tek başına mücadelede yeterli olmayacağına, yangınlardan önce alınması gereken önleyici tedbirlerin önemine işaret etti. Emekli Öğretim Üyesi, Orman Yangınları Ekolojisi Uzmanı Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, bu büyük yangınların ortaya çıkışının temel nedeninin, yangınların uçak ve helikopterlerle söndürme stratejisinden kaynaklandığını savundu. “Ne kadar uçak veya helikopter kullanırsanız büyük yangınların sayısını artırırsınız” diyen Neyişçi, sadece çıkan yangınları söndürmeye odaklanmanın yanlış olduğunu kaydetti.
Yangınları çıkmadan engelleyecek önlemler alınması gerektiğini belirten Neyişçi, “Yangına dirençli orman oluşturma stratejiniz maalesef yok. Yangına dirençli orman dediğimiz, özellikle kolay tutuşan ince kuru yanıcılar; ince dallar, kuru yapraklar, ormanın içinden bunu temizleyin. Sadece yeşil bitkiler kalsın. O zaman mazot dökseniz neredeyse yakamazsanız ormanı” dedi.
“Orman içinde önlem alınmalı”
Neyişçi, büyüyen yangınları uçak ve helikopterlerin söndürdüğü tezine de karşı. “Bugüne kadar hiçbir yangın uçak ve helikopterle söndürülmedi” diyen Neyişçi, bunların ya rüzgâr yönünün değişmesi ya yağan yağmur ya da yangının denize ulaşmasıyla söndüğünü kaydetti. Bir yerde yangın çıkmışsa orada yangın çıkmasını kolaylaştıracak koşulların olduğunu belirten Neyişçi, “Orman içindeki yanıcı etkisi olan maddeleri azaltıcı tedbirler almazsanız, o alandaki ağaçlar büyümeye, yapraklar ve kozalaklar dökülmeye, ormanın içinde birikmiş olan yanıcı madde miktarı artmaya devam eder. Yarın bir gün çıkan yangında oradaki birikmiş olan enerji uçakla söndüremeyeceğiz şiddete ulaşır” değerlendirmesini yaptı.
Çanakkale’deki yangına dikkati çeken Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, 6 Temmuz günü çektiği fotoğrafta bölgede yol kenarlarında orman teknik elemanlarının kesimden çıkan yanıcı ağaç parçalarını yol kenarlarına attığını, bunların temizlenmesi gerektiğini söyledi.
“Yangın karadan söndürülür”
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Cihan Erdönmez de 2021’deki büyük yangınlar sırasında da uçak ve helikopterlerin çok konuşulduğunu anımsattı. Oysa yangınların çıkmadan önlenmesinin daha önemli olduğunu belirten Erdönmez, şunları söyledi:
“Biz yangın çıkınca neden söndürülmüyor, uçak nerede diyoruz. Ama büyüyen ve kontrolden çıkan yangınlarda uçak ve helikopterlerin avantajı ortadan kalkar. Yangın karadan söndürülür. Uçak ve helikopter bir takım destek gücü sağlar. Uçak, belirli bir mesafeden uçmak zorundadır. Attığı suyun büyük bölümü ateşe yaklaşana kadar rüzgârla uçar veya ateşin etkisiyle buharlaşır.”
“İnsan-orman etkileşimi azaltılmalı”
Erdönmez, yangınlarla mücadelede özellikle işçi konusunda ciddi eksikliklerin olduğuna işaret etti. Bununla birlikte teknik elemanların yeterli olmadığını belirten Erdönmez, “Orman Genel Müdürlüğü norm kadrosu 80 binken, şu an aktif çalışan 40 bin personel. Yangınlar büyüdüğünde işçiler, araçlar, bir yerden bir yere taşınmak zorunda kalınıyor. Bu da yanlış bir uygulama. Orman yangın sezonunda alınan işçiler de yeterli eğitimden geçirilmeli” diye konuştu.
Orman yangınlarını “ulusal savunma” olarak gördüğünü belirten Erdönmez, buna karşı taşeronlardan kiralık uçak veya helikopterle mücadele edilemeyeceğini kaydetti.
Her on yangından 9’unun insan etkisi, birinin ise yıldırım düşmesi nedeniyle çıktığını anlatan Cihan Erdönmez, çözüm olarak insanın ormanlarla etkileşiminin azaltılmasını önerdi. Anız yakma, kamp ateşi, izmarit, enerji nakil hatları gibi insani nedenlerle yangınların çıktığını anımsatan Erdönmez, şu değerlendirmeyi yaptı:
“2013-2022 yılları arasında orman içinde 55 bin tesis yapılmasına izin vermişiz. Bunlar maden işletmesi, enerji nakil hatları, nükleer santral, termik santral, üniversite, hastane, savunma tesisi, yol vs. Yani biz, insan-orman etkileşimini azaltmak yerine ormanları yolgeçen hanına çeviriyoruz. Bu kadar araç ve insan ormanlara girdiğinde yangınlar artar. Anız yakmaların engellenmesi, çiftçilerin eğitilmesi gerekir. Enerji nakil hatları bu kadar ormandan geçmemeli, geçecekse de bakımlarının yeterli düzeyde yapılması gerekir. Özetle insanın orman üzerindeki etkisini azaltmak, insan faaliyetlerini minimum düzeylere çekmek gerekir.”
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.