Türkiye Türkiye’den daha büyüktür
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde Suriye başta olmak üzere bölgemizde yaşanan her hadisenin “Türkiye, Türkiye’den daha büyüktür” gerçeğini hatırlattığını söyledi. Erdoğan, TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri Töreni’ndeki konuşmasında sözlerini şöyle sürdürdü: Millet olarak ufkumuzu 782 bin kilometrekareyle sınırlandıramayız. İnsan nasıl kaderinden kaçarak kurtulamazsa, Türkiye ve Türk milleti de mukadderatından kaçamaz, saklanamaz. Tarihin, millet olarak bize yüklediği misyonu görmek, kabul etmek ve buna göre davranmak mecburiyetindeyiz.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Türkiye, Türkiye'den daha büyüktür” dedi. Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri Töreni'ne katılan Erdoğan, göreve geldikleri süreçte ilk etapta zihinlere vurulan prangaları kırmaya, “Yapamayız”, “Başaramayız”, “Bizden bir şey olmaz” algısının yerine, “Yapabiliriz”, “Başarabiliriz” öz güvenini yerleştirmeye çalıştıklarını anlattı.
Türkiye'nin, kimsenin müstemlekesi olmadığı gibi “yan sanayi fikirlerin”, “ikinci el düşüncelerin üretildiği bir ülke” de olmadığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: “Özgür olmak için özgün olmak, orijinal fikirler ve projeler geliştirmek mecburiyetindeyiz. Kendi rotamızı çizmeye yalnızca siyaset ve diplomaside değil, bilim ve teknoloji alanında da ihtiyacımız var.”
“Siyasette, dış politikada, savunmada nasıl bize dayatılan kalıplara bağlı kalmıyor, bize biçilen rollerin ötesine geçiyorsak, milli teknoloji hamlemizle bilim ve teknolojide kendi hikayemizi yazmanın mücadelesini veriyoruz. Teknolojide, bilimde, sanatta, düşüncede başkalarına muhtaç bir ülke olmaktan çıkıp, kendi imkanlarımızı, kaynaklarımızı, kendi potansiyellerimizi en üst seviyede harekete geçirmek istiyoruz. Allah'ın izniyle her alanda bağımsız Türkiye vizyonumuzu mümkün olan en kısa sürede gerçeğe dönüştüreceğiz.”
Son 22 yılda bunun altyapısını çok güçlü bir biçimde oluşturduklarını, ilk olarak insan kaynağı ve altyapı eksiklerini gidermek için çalıştıklarını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “2002'ye göre bugün çok iyi bir konumdayız. İnşallah gelecekte çok daha iyi seviyelerde olacağız. Sadece kendimiz için değil, umudunu bize bağlamış olanlar için de bunu başaracağız. Şu gerçeği Suriye başta olmak üzere son dönemde bölgemizde yaşanan her hadise bizlere hatırlatmaktadır, Türkiye, Türkiye'den daha büyüktür.”
“Millet olarak ufkumuzu 782 bin kilometrekareyle sınırlandıramayız. İnsan nasıl kaderinden kaçarak kurtulamazsa, Türkiye ve Türk milleti de mukadderatından kaçamaz, saklanamaz. Tarihin, millet olarak bize yüklediği misyonu görmek, kabul etmek ve buna göre davranmak mecburiyetindeyiz. Kendi ülkelerine, başkalarının gözünden bakanlar bunu fark edemeyebilir. Burunlarının dibini dahi görmekten aciz olanlar bunu anlamayabilir. ‘Türkiye'nin Libya'da, Suriye'de, Somali'de ne işi var?’ diye soranlar bu vizyonu ve misyonu idrak edemeyebilir.”
“Türkiye'nin 22 yılda nasıl büyük bir değişim geçirdiğini bilmeyenler, olayların seyrini kavramakta zorlanabilir ama biz bunu görüyoruz, süreçleri okuyoruz, çağrılara kulak tıkamıyoruz. Türkiye'nin başarılarına sevinemeyenleri kendi haset dolu dünyalarında vehimleriyle, korkularıyla, komplo teorileriyle, safsata ve hezeyanlarıyla baş başa bırakıyoruz. Milletiyle duygudaşlığını kaybetmiş olanlara ne söylesek boş ne anlatsak faydasız. Biz, onlarla vakit kaybetmeyeceğiz. Biz, hep olduğu gibi önümüze bakacağız, hedeflerimize odaklanacağız. Bu kutlu yolculukta sizlerin de üzerinize düşen her türlü sorumluluğu en güzel şekilde yerine getireceğinize inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Suriye’nin istikrarı, bölgenin istikrarı demektir" dedi. Erdoğan, Lübnan Başbakanı Necib Mikati'yi resmi törenle karşıladı. Mikati, Muhafız Alayı Tören Kıtası'nı “Merhaba asker” diyerek selamladı. İkili ve heyetler arası görüşmeye geçen Erdoğan ve Mikati, görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında konuşan Erdoğan, özetle şunları kaydetti: "Suriye’de artık yeni bir dönem başlamıştır. Suriye’nin iki önemli komşusu olarak birlikte hareket etmemiz gerektiği hususunda mutabıkız. Suriye’nin istikrarı, bölgenin istikrarı demektir. Suriye’deki kargaşanın sıkıntısını da son 13 yıldır tüm bölge çekmiştir. Tıpkı bizim gibi Lübnan da Suriyeli kardeşlerimize tereddütsüz kucağını açmış, ev sahipliği yapmıştır. Suriye’nin yeniden imarıyla günlük yaşamın normalleşmesi önceliğimizdir. Tüm kesimlerin temsil edildiği, kapsayıcı ve kuşatıcı daimi bir idarenin teşkili Suriyeliler kadar biz bölge ülkeleri için de önem arz ediyor."
Lübnan’ın içinden geçtiği tarih boyunca her çetrefilli ve zorlu döneminde Türkiye’nin bir destek ülkesi olarak ortaya çıktığını belirten Mikati, "İsrail saldırıları neticesinde zarar görmüş ülkelerin desteklemesi hususunda üzerinize düşen rolü fazlasıyla yapacağınıza inanıyorum" dedi. Mikati, Lübnan'ın bir kriz sürecinden geçtiğini belirterek "Ancak şunu öğrendik. Önce Allah’a daha sonra da Lübnan dostlarına, özellikle de Türkiye’ye güvenmemiz gerektiğini de öğrendik" diye konuştu.
Bilimsel çalışmaların merkezi olan üniversitelerin sayısını 76'dan 208'e yükselttiklerine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti: “Sadece belli şehirlerde değil, tüm coğrafi bölgelerimizde güçlü, dinamik, üretken bir araştırma, geliştirme ve girişimcilik ekosistemi inşa ettik. Sıfırdan aldığımız Araştırma-Geliştirme Merkezi sayımızı 1329'a, yine sıfır olan Tasarım Merkezi sayımızı 331'e çıkardık. Teknopark sayımız 2'den 104'e yükseldi. Teknolojiye yönelik farkındalığı artırmak amacıyla ülkemizin her ilinde toplam 130 'Deneyap Teknoloji Atölyesi' kurduk. İlk ve ortaöğrenim müfredatlarına, bilgi teknolojilerine ilişkin dersler koyarak, bu alanda öğrencilerimizin ufuklarını açtık. Teknoparklarımızda, üniversite-sanayi işbirliğiyle 11 bin 158 firma ve 116 bin 321 personel ortak üretim yapıyor. Toplam 61 bin 500 projeyi tamamladık, 15 bin 955 projemiz devam ediyor. TÜBİTAK Akademik Araştırma Geliştirme programlarıyla 32 bin 940 projeye toplam 128 milyar lira tutarında destek sağladık. Bilim İnsanı Destekleri kapsamında, 381 bin 730 bilim insanına 35 milyar liralık destek verdik. Özel sektöre yönelik yürütülen destek programları kapsamında ise 26 bin 447 projeyi,109 milyar lira kaynakla destekledik.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile telefonda görüştü. Görüşmede, Türkiye-Fransa ilişkileri, bölgesel ve küresel konular ele alındı. Erdoğan, Suriye'nin toprak bütünlüğü ve egemenliğinin korunmasının önemli olduğunu, Fransa'nın da elçiliğini yeniden açma kararından memnuniyetini ifade etti. Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönüşleri için çalışmaların başladığını aktaran Erdoğan, Suriyelilerin orada kalmalarını sağlayacak sürdürülebilir şartların oluşturulması, imar ve ihya çalışmalarının yürütülmesi için uluslararası toplumun iş birliği yapması gerektiğini vurguladı.
Elysee Sarayı'ndan yapılan açıklamada ise Türkiye ile ikili ilişkilerde olumlu bir gündem oluşturmaya hazır olduklarını ifade ettiği bildirildi.
TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri ile kıymetli çalışmalar yürüten 57 bilim insanına ödüllerini tebliğ edeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "TÜBA TESEP kapsamında 4'ü telif eser ödülü, 1'i Halil İnalcık Özel Ödülü, 1'i Kemal Karpat Özel Ödülü ve 1'i jüri özel ödülü olmak üzere toplam 7 eser ödüle layık görüldü. Böylece bugüne kadar 246 Türkçe bilimsel telif eserimize TÜBA TESEP ödülü vermiş oluyoruz. TÜBA Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı ödüllerimiz dünyada Genç Akademi oluşumunun ilk ve en özgün örneklerinden biri olarak öne çıkıyor” ifadelerini kullandı. Erdoğan, bu yıl 20 farklı üniversitede bilimsel çalışmalar yürüten 25 genç bilim insanına bu ödüllerini takdim edeceklerini de belirtti.