Trabzonspor’da Rize yenilgisi sonrası sert sözler! ‘Skandal! Bu kadar kabul edilemez’
TRABZONSPOR’A BİR ŞOK DAHA
Rize'de oynanan Karadeniz Derbisi'nde Çaykur Rizespor, Trbzonspor'u 3-1 mağlup etmeyi başardı. Trabzonspor'un tek golü 23. dakikada Edin Visca'dan geldi. Rizespor'a 3 puanı getiren goller ise 45+10. dakikada Amir Hadziahmetovic, 71. dakikada Babajide Akintola ve 81. dakikada Ibrahim Olawoyin'den geldi.
ATEŞ HATTIYLA FARK 1’E DÜŞTÜ
Önceki 2 sezonda Trabzonspor’u evinde mağlup eden Çaykur Rizespor, seriyi 3’e çıkardı. Toplamda ise iki Karadeniz ekibi arasında oynanan son 4 lig maçını da Yeşil-Mavililer kazandı. Şenol Güneş’in ekibi üst üste 3. yenilgisini alırken, 12 puanda milli araya girdi. 13. sıraya kadar inen Trabzonspor ile ateş hattındaki Bodrum FK arasındaki puan farkı sadece 1.
ÇOK KONUŞULACAK SÖZLER
Trabzonspor’un Çaykur Rizespor’a da kaybederek kötü gidişatı sürdürdüğü maçı spor yazarları köşe yazılarında değerlendirdi. İşte o yazılar…
KAYIP SEZON! - OLCAY ÇAKIR
Ön alan baskılarıyla başlayıp golü buluyorsun ama skoru koruyamıyorsun. 10 ya da 15 dakikalık bir takımsın. Enerjin kötü. Oyun planların sadece A düzeyinde. Plan olarak B yok. Oyuncuların inisiyatif kullanmaktan uzak, özgüvensiz. Saha içinde övgü hak edecek bir tane isim bulmak bile imkansız. Saha içinde sonuçlara isyan edecek bir tane lider ara ki bulasın. Enis-Banza’dan UmutBurak çıkarmaya çalışıyorsun ki şeklen bu arayış gayet anlaşılabilir durumken, Banza bir tane topu bırak yana geriye vermeyi tutamıyor bile. Güçsüz, aciz, vücut dili mutsuz. O plan da çöküyor. Güzel penaltı kullanıyor Allah için. Santraforun bir tane top tutamıyor. Arkadaşlarını yanına alıp çoğalamıyor. Haricinde orta alanda üç benzer oyuncu ile sürekli aynı şeylerde ısrar ediyorsun. Bir önceki hocanın gidiş sebeplerinden, en ağır eleştiri nedenlerinden Mendy’yi stoperde devam ettiriyorsun. Maç başı tamam. Oyun planlarında değişiklik yapmak bu kadar zor mu oyun içinde. Fotoğrafı çekmek, ekiple yorumlamak bu kadar mı zor? Peki o zaman neden teknik adam değişikliği yapıldı ki?
KABUL EDİLEMEZ
Öyle şeyler izliyoruz ki, bizim izlediğimiz maçları izlememiş dedirtiyor teknik ekip. Sahi kaç maç izlediniz sezon başından itibaren? Kayıp sezon bu. Adı tam olarak kayıp. Ancak ayıp sezon olmamalıydı. Trabzonspor gibi bir büyük takımın, yüksek maliyetli bu oyuncularla bu kadar kötü oyun üretmesi kabul edilemez. Oyuncular hocanın sistemine uygun değil bunu kadro kalitesi bağıra bağıra söylüyor. O halde hocam, kadro kalitene göre bir oyun mu arasan devre arasına kadar?
SKANDAL! - SAFA CAN KONUKSEVER
Trabzonspor’un ilk yarıdaki görüntüsünün de sahaya çıkan 11’in de pek izahı yok! Bu orta saha ile Şenol hoca nasıl üretmeyi düşündü anlamak güç. Dikine giden, hücumu düşünen kimse yok. Ozan geriye oynuyor, Okay geriye oynuyor, Lundtram da öyle... Yana veya geriye! Sol kenara Enis Destan’ı koyarak, daha önce Cenk Tosun, Burak Yılmaz hatta Bakambu’dan aldığı verimi belki alırım dedi herhalde Güneş. Ancak Enis etkisizdi. Banza ileride hiç top tutamadı. Denswil ile Eren Elmalı’nın savunma performansı zaten malum! Her şeye rağmen bu kötü oyundan 1 gol çıktı. Visca kolayı atamayıp, daha zorunu ağlara yolladı. Devre biterken Rizespor’un duran top sonrası attığı gol, 6.5 dakikalık VAR incelemesi ve iptal kararı derken; 45 artı 10’da Hadziahmetovic ile ev sahibi 1-1’i yakaladı. Pozisyonda defans evlere şenlik, topa giden yok, vuruşu yapan adama giden yok.
HERKES İZLİYOR!
İbretlik savunma... İkinci yarı Trabzonspor’un facia görüntüsü devam etti. Bu kez Rizespor da çok daha etkiliydi. 80. dakikada 3. golü atana kadar 5-6 tane yakaladıkları önemli fırsat vardı. Bordo-Mavililer’in gollerde yaptığı savunma hataları ve top kayıpları ise zaten ibretlik! Bir önceki milli araya sıkıntılı giden Trabzonspor, bu milli araya çok daha problemli giriyor. Üst üste 3 haftadır kaybeden BordoMavililer’in küme düşme potasındaki Bodrum ile arasındaki puan farkı sadece 1! Ve işin en acı tarafı; tarihinin en kötü lig başlangıçlarından birine imza atan işte bu Trabzonspor, 1 Aralık’taki başkanlık seçimine tek adayla gidiyor!
BİLEK GÜREŞİ! - TUNÇ KAYACI
Karadeniz derbisinde maç öncesi iki takım da keyifsizdi. Puan cetvelindeki yerlerine bakınca nasıl keyifli olunabilirdi. Avrupa’ya erken veda etmiş Trabzonspor’dan iyi bir lig performansı beklemek çok doğaldı ama işler Şenol Güneş’in istediği gibi gitmiyordu. Rize cephesinde ise kırılgan bir savunma ve kaybeden bir İlhan Palut takımı taraftara heyecan vermiyordu oynadığı futbolla... Dün gece bir bilek güreşi izledik, gücünü kabul ettirmek için iki takım da gergindi. Bu gerginlik ister istemez futbolcuları da özellikle hücumsal anlamda olumsuz etkiledi.
İlk yarıda az ama net gol pozisyonları vardı. Visca öyle bir gol kaçırdı ki inanılmazdı, ardından aynı oyuncu daha zorunu gole çevirdi. Tabi ki bu golde bu maçlık sol bek oynayan Mithat’ın acemice savunması da etkendi. Rizespor adına ise Varesanovic, Mithat’ın asistinde topu kale yerine yakın mesafeden dışarı atarak, takımının beraberlik şansını heba etti... İlk yarı biterken Uğurcan’ın hatasını affetmedi ve topu Trabzonspor ağlarına yolladı ve skoru 1-1’e taşıdı zannettik, ancak VAR yaklaşık 7 dakikalık bir uğraştan sonra, ofsayt çizgisini çizmeyi başardı ve golü iptal etti. Rizespor pes etmedi ve Hadziahmedovic’in iptal edilme ihtimali olmayan harika golüyle skoru tekrar 1-1’e taşıdı...
BASKI GOLÜ GETİRDİ
İkinci yarı ev sahibinin üstünlüğü vardı ve bu baskı galibiyet golünü de getirdi. İlginçtir Trabzonspor için lig şimdiden bitmiş, futbolcuların hal ve tavırlarına bakarsak. Dün gece 3 puanı daha çok isteyen taraf, hırsıyla, mücadelesiyle Rizespor’du dersek, abartmış olmayız.
'KİMLİĞİMİ KAYBETTİM, HÜKÜMSÜZDÜR!' - CEMAL ERSEN (MİLLİYET)
Lige şampiyonluk iddiası ile başlıyorsun, ancak küme düşme bölgesindeki takımlarla puan farkın sadece iki. Çaykur Rizespor deplasmanı öncesi Trabzonspor’un bu sezon yaşadığı krizi başka hangi istatistik bu denli gerçekçi açıklayabilirdi ki? Bu maçta da yenilseniz, rakibin gerisinde kalacaksınız. Korku filmi senaryosu gibi değil mi? O filmi izledi Trabzonspor camiası. Düşünmek bile başkan ve teknik direktörünün tansiyonuna tavan yaptırmış, ilaçları yetersiz kalmıştır. Futbolcular mı? Geçin efendim, hangisinin umrunda. Aldıkları paraya bakıyor çoğu. Kaçında formayı sahiplenme duygusu var merak ediyorum!
Geçen sezondan bu yana yazıp çiziyoruz. Bu takımın dirençli bir orta sahası ve oyunu yönlendirecek şefe ihtiyacı var diye. Yapılan onca transferden sonra ne değişti? Kocaman bir hiç. Futbolun temel prensibidir; önce takım savunması yapacaksın. En önemlisi ikinci bölgeyi güvende tutacaksın. Aksi takdirde savunma sıkıntılarına önlem alamaz, basit gollere boyun eğersin. Ve yüz milyon euroluk kadron ile acınacak durumlara düşersin. Sözüm asla Şenol Güneş’e değil. O zaten bin pişmandır. Numaralar üzerinden lafı geveleyenleri dikkate almak yerine, daha hesaplı bütçelerle, isabetli transferler yapmak gerekirdi. Üzerine alınması gerekenler kusura bakmasın. Trabzonspor adına maça dair söylenecek fazla şey yok. Çaykur Rizespor kötü gidişin ardından “dişine” göre rakip bulup hakkıyla mücadele etti ve tehlikeli bölgenin dışına çıktı. Taraftarı da “Trabzonspor kümeye” tezahüratı” ile geçmişe yönelik ironi yaptı.
23 yıldır Trabzonspor’u ligde ve yurt dışında izlerim. Hiç bu kadar çaresiz, kötü ve açmaz içinde görmedim. Dört büyük diye anılan bordo-mavili renkler, sezonun 11. maçı sonrası küme düşme hattına selam çaktı. Kimse kusura bakmasın. Başkanı da, yöneticileri ve büyük bir istekle elini taşın altına koyan teknik direktörü de alınmasın. Trabzonspor tarihinin en ciddi krizlerinden biriyle karşı karşıya. Hem saha sonuçları, hem geleceğe dönük futbolcu taahütleri ile (maddi yükümlülüklerle) güç bir sürecin eşiğinde.
Acaba diye sormadan edemiyorum; Abdullah Avcı’yı ilk haftanın ardından taraftar istedi diye göndermeyerek, Şenol Güneş gibi camianın efsanesi olmuş bir ismi bu denli yıpratmasa idiniz, daha mı isabetli olurdu? Kafa karışıklığını sorgulamak, yakında gerçekleşecek Trabzonspor genel kurulunda delegelere düşer. Durumu özetlemem gerekirse; tıpkı 20 yıl önce “tasarraflu olsun” diye gazetelere kelime başı ücretle verilen küçük ilanlarda olduğu gibi yazardım; “Kimliğimi kaybettim, hükümsüzdür.”