TMMOB’dan 6 Şubat depreminde mühendislerin tutuklanmasına tepki: Gerçek sorumluların cezalandırılmıyor, karar alıcılar aklanıyor
"Afetin tüm sorumluluğu teknik elemanların üzerine yıkıldı"
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu ve bağlı 26 Şube Başkanı, ''6 Şubat depremlerinin ardından meslektaşlarının haksız yere tutuklu olarak yargılanmasına'' tepki gösterdi.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu ve bağlı 26 Şube başkanı, Ankara'da bir araya geldi, 6 Şubat depremlerinin ardından meslektaşlarının tutuklanmasına tepki gösterdi. Yönetim kurulu adına ortak açıklamayı okuyan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Nusret Suna, "Kamuoyunda oluşan tepkiler meslektaşlarımıza yönlendirilerek gerçek sorumluların cezalandırılması engellenmekte; bu durum mesleğimizin ve meslektaşlarımızın topyekun cezalandırılması haline dönüşmektedir" dedi.
"Karar alıcılar adeta aklandı"
Yönetim Kurulu adına açıklamayı okuyan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Suna, şunları söyledi:
"6 Şubat depremlerinin ardından başlayan soruşturma ve yargı süreçlerinde evrensel hukuk ilkeleri ayaklar altına alınarak, somut delillere dayanmaksızın adeta günah keçisi ilan edilen meslektaşlarımız tutuklu yargılanmaktadır. Bu yargı süreçlerinde ülkemizin depreme hazırlanması konusunda yıllardır hiçbir eylemde bulunmayan, imar aflarıyla risk üzerine risk yaratan, yapıların nihai denetimini yapan temsilciler ve karar alıcılar adeta aklanırken afetin tüm sorumluluğu teknik elemanların üzerine yıkılmaktadır.
15 Mart- 13 Aralık 2023 tarihleri açıklamalarımızda yıkılan ve hasar gören on binlerce yapının sorumluluklarının hem cezai hem de hukuki yönden meslektaşlarımızın omuzlarına yıkılmaya çalışıldığı belirtmiştik. 6 Şubat depremlerinin yaratmış olduğu yıkımda sorumluluğu bulunan herkesin yargı önüne çıkartılması ve bu kişilerden hukuk nezdinde hesap sorulması gerekmektedir.''
"Bilirkişi raporları dikkate alınmıyor"
Suna, konuşmasında ''Başlayan yargı süreçlerinin seyrine bakıldığında gerçek kusurluların ortaya çıkartılmasından uzaklaşıldığı, eksik ve hatalı yaklaşımlar içerdiği, odamızın 3 Kasım 2023 tarihinde yayınladığı Şubat 2023 depremlerinde binaları hasar görerek yıkılan statik proje mühendislerinin yargılanmalarında esas alınacak bilirkişi raporların çalışmasının üniversitelere ait bilirkişi raporlarında dikkate alınmadığı yönündeki tespitlerimizi ve pek çok statik proje mühendisi meslektaşımızın tutuklanarak günah keçisi ilan edilmeye çalışıldığı; gerçek sorumluların ise gizlenmeye çalışıldığına dair kaygılarımızı dile getirmiştik. Soruşturmaların başlamasının üzerinden geçen 16 aylık süre, tespit ve kaygılarımızın haklılığını ortaya koymuştur'' ifadelerine yer verdi.
"Mühendislerin imar planını değiştirme yetkisi yok"
Suna, mühendislerin imar planını değiştirme yetkisi olmadığını hatırlatarak şöyle konuştu:
''6 Şubat depremlerinin kendisine özgü öngörülemez niteliğine yönelik devam eden bilimsel çalışmalar yapı, deprem ve yapıldığı dönemde geçerli olan mevzuat ilişkisi ile odamız başta olmak üzere ilgili tüm tarafların konuya ilişkin bilimsel ve hukuki çalışmaları soruşturma ve kovuşturma aşamalarında dikkate alınmamıştır.
Hukuki ve teknik gerekliliklere uymayan bilirkişi raporları doğrultusunda meslektaşlarımızın hukuksuz şekilde tutuklu yargılanmaları ile adalet sağlanamayacağı gibi kamuoyunda oluşan tepkiler meslektaşlarımıza yönlendirilerek gerçek sorumluların cezanlandırılması engellenmekte; bu durum mesleğimizin ve meslektaşlarımızın topyekün cezanlandırılması haline dönüşmektedir.
Ülkemizdeki riskli yapı stokunu varlığının hemen herkes tarafından bilinmesi, biz dahil tüm kuruluşların önlem alınması gerektiğini söylemesi ve bu önlemlerin neler olduğunu söylemesine rağmen 20 yıldır hiçbir eylemde bulunmayan, imar aflarıyla risk üzerine risk yaratan, yapıların nihai denetimini yapan yöneticiler ve karar alıcılar aklanıyor. Deprem nedeniyle yıkılan binada can kaybı oluşmuşsa ne zaman, hangi koşullarda, hangi mevzuata göre proje hazırlandığı, kontrol ettiği, uyguladığı önemli olmaksızın mühendisler tutuklu yargılanıyor.''
TMMOB Başkanı sözlerini ''Sadece yapıda sonradan projeye aykırı şekilde yapılan kolon kesme, duvar yıkma gibi değişikliklerin yapıldığının ispatı halinde tahliye ediliyorlar. Oysa ki proje müellifi mühendisin görevi, proje tarihindeki mevzuata uygun proje hazırlamak, uygulamacı ve denetçi mühendislerin görevi ise projeye uygun denetim yapmaktır. Mühendislerin imar planlarını değiştirme, deprem haritalarını güncelleme, yapılara kullanma izni verme gibi yetkileri bulunmamaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki deprem yargılamalarında binanın inşa edildiği tarihte mühendisin yaptığı proje kusurlu bulunsa dahi kusurlu olduğu hususların yıkımda ne şekilde ve ne derecede etken olduğunun ortaya çıkartılması, adil yargılama hakkının gereğidir'' şeklinde tamamladı.