‘Tehâfüt ve Geleneği’

Tehâfüt , ’bir nesne üzere bi’l-ihtiyar peyderpey düşüşmek manasınadır. Ekseriya şerr hususunda kullanılır; pervanenin çerağa tehâfütü gibi’ (Kâmusu’l-Muhît Tercümesi). Entelektüel ortamda (anlama ve anlamlandırma düzeyinde) tehâfüt dendiğinde akla ilk gelen İmam Gazâlî ’nin (rahimehullah) Tehâfütü'l-felâsife adlı eseridir. Gazâlî, eserine verdiği bu isimle onu ilmen, felsefecilerin birer kelebek insiyakıyla ışığına düşüşdükleri/üşüşdükleri ve dolayısıyla kanatlarını yaktıkları yani öldükleri bir

Tehâfüt
, ’bir nesne üzere bi’l-ihtiyar peyderpey düşüşmek manasınadır. Ekseriya şerr hususunda kullanılır; pervanenin çerağa tehâfütü gibi’ (Kâmusu’l-Muhît Tercümesi).
Entelektüel ortamda (anlama ve anlamlandırma düzeyinde) tehâfüt dendiğinde akla ilk gelen
İmam Gazâlî
’nin (rahimehullah)
Tehâfütü'l-felâsife
adlı eseridir.
Gazâlî, eserine verdiği bu isimle onu ilmen, felsefecilerin birer
kelebek
insiyakıyla ışığına düşüşdükleri/üşüşdükleri ve dolayısıyla kanatlarını yaktıkları yani öldükleri bir çerağ/kandil/mum olarak konumlandırmıştır.
Böyle güçlü bir
iddia
nın hem taraftarlar hem de muarızlar kazanarak yeni zamanlara taşınması doğal olduğundan Tehâfüt de böylece düzünden ve tersinden işleyen bir
geleneğe
ad olmuş; böylece söz konusu geleneğin incelenmesi de ilgili birçok kitabın incelenmesi anlamına gelmiştir.
Nitekim
Ömer Faruk Erdoğan
‘ın
Tehâfüt ve Geleneği
–Müellifler, Eserler, Meseleler adlı kitabı söz konusu tarzın son örneği olarak geçtiğimiz ay
Ketebe Yayınları
’nca okurlara sunulmuştur. Biz de Erdoğan’ın incelemesi sayesinde bu yazımızda daha birkaç kitabın yayım bilgisini ileteceğiz.

Erdoğan, Tehâfüt ve Geleneği adlı incelemesinin İkinci Bölümü’nde, söz konusu gelenekle doğrudan bağlantılı olarak Kutbüddin er-Râvendi, İbn Rüşd, Alâeddin Ali et-Tûsî, Muslihuddin Hocazâde, Hakim Şâh el-Kazvinî, Kemalpaşazâde, Muhyiddin el-Karabâği, Abdu'l-vehhâb Çelebi, Yahyâ Nev'i Efendi, Mehmed Emin Üsküdâri, Hasbî Süleyman Efendi’nin eserlerini ve ilişkileri itibariyle de Takıyyüddin İbn Teymiyye, Abdurrahmân el-Câmi, Molla Lutfi, Mestçizâde Abdullah Efendi ile Mûsâ Kâzım Efendi’nin ilgili eserlerini ele almıştır.

Okurlarımızın kolayca erişebilecekleri ilk tehâfüt’ün yayım bilgisi şöyledir:

1-Gazâlî, Tehâfütü'l-felâsife -
Filozofların Tutarsızlığı
, trc.: Mahmut Kaya – Hüseyin Sarıoğlu, YEK Başkanlığı, İstanbul 2014
2-Mehmet Emin Üsküdarî, Telhîsu Tehâfüti’l-Hukema -
Tehâfüt Özeti
, trc.: Kâmuran Gökdağ; YEK Başkanlığı, İstanbul 2014
3-Hasbî Süleyman Efendi’nin,
Terceme-i Tehâfütü’l-Felâsife li-İmâmi’l-Gazzâlî
, Latinize eden: Hikmet Akpur, İBER, İstanbul 2022

Tehâfüt’le ilgili kolaylıkla ulaşılabilecek ilişkili kitaplardan bazıları şunlardır:

1-Gazzâlî, Makâsidü’l-Felâsife –
Filozafların Maksatları
, trc.: Cemalettin Erdemci, Endülüs, İstanbul 2021
2-İbn Rüşd, Tehâfütü’t-Tehâfüt –
Gazzâlî’ye Reddiye
, trc.: Kemal Işık – Mehmet Dağ, Ankara Okulu, Ankara 2021
3-İlhan Kutluer,
Akıl ve İtikad
Kelâm-Felsefe İlişkileri Üzerine Araştırmalar, İz, İstanbul 1996;
Yitirilmiş Hikmeti Ararken
, İz, İstanbul 2012; Gazzâlî ve Felsefe, ‘
Gazzâlî Konuşmaları
’ içinde, Küre, İstanbul 2012
4-Zeynep Gemuhluoğlu,
Teoloji Olarak Yorum
-Gazzâlî ve İbn Rüşd’de Te’vil, İz, İstanbul 2010
5-Gulâmhüseyin İbrahimî Dînâni,
İslam Dünyasında Felsefî Düşüncenin Serüveni,
trc.: Tahir Uluç, Ketebe, İstanbul 2019
6-Frank Griffel,
Gazâlî’nin Felsefî Kelâmı
, trc.: İbrahim Halil Üçer – Muhammed Fatih Kılıç, Kalsik, İstanbul 2021
7-İsmail Hakkı İzmirli,
Âlim ve Mütefekkir İmâm Gazzâlî
, haz.: Muhammet Çınar – Nedim Aydın, Endülüs, İstanbul 2022
Mehmet Emin Üsküdarî Telhîs’nin mütercimi
Kâmuran Gökdağ
’ın “…İlk tehâfüt kitabını yazma önceliğine sahip olan düşünür Gazzâli olsa da İslam dünyasında bir tehâfüt geleneği oluşmasının
İbn Rüşd
ile başladığını” söylemesine ve gerek Erdoğan’ın zikrettiği müelliflerden bazılarının gerekse bizim zikrettiğimiz İbrahimî Dînâni’nin Şiî oluşlarına dikkat çekerek, tehâfüt geleneğinde asıl muarızların ya da muhaliflerin de -İbn Rüşd’ten daha çok- Batıniler olduğunu belirtmemiz gerekir.

Zira Şiî/Batıniler’in akidevî saçmalıklarını ürettikleri en kullanışlı alan felsefedir ve bu sebeple ilgili müelliflerin kendilerini Gazâlî’nin Tehâfüt çerağında can veren kelebekler gibi hissetmeleri normaldir.

Bu bilgileri iletmemize sebep olan Erdoğan’ın incelemesine tekrar dönecek olursak:

Kitabını, Kavramsal ve Tarihsel Çerçeve; Müellifler ve Eserler; Meseleler ana başlığı altında üç bölüm halinde yapılandıran Erdoğan, ilk bölümde Gazâlî’nin kısa özgeçmişiyle birlikte Tehâfüt’ünü; ikinci bölümde tehafüt geleneğinin birinci ve ikinci derecedeki müellifleriyle eserlerini; üçüncü bölümde ise Alemle İlgili Meseleler; Allah ile İlgili Meseleler; Tabiat ve İnsan ile İlgili Meseleler’i incelemiştir.

“İslam düşüncesinde din ile felsefe arasındaki ilişkiyi belirlemeye çalışanlar, dinden felsefeye doğru olmak üzere kelâmcılar, felsefeden dine doğru ise filozoflardır.” diyen Erdoğan, Gazâlî’nin başlattığı tartışmada
Fahreddin er-Râzî’
nin tamamlayıcı rolüne ve tehâfüt geleneğinden söz edebilmek için asıl Osmanlı düşünce hayatına bakılması gerektiğine işaret etmiştir.