Teğmen Ebru Eroğlu’nun savunması: Sonuç ne olursa olsun göğsümüzdeki Harp Okulu rozetini alamayacaklar!
"Bizler Atatürk'ün önce sıra arkadaşı, sonra silah arkadaşı olduk"
30 Ağustos’ta Kara Harp Okulu mezuniyeti resmî töreni sona erdikten sonra kılıç çatarak Subay Andı okutan ve TSK’dan ihracı istenen okul birincisi Ebru Eroğlu’nun teknik savunması ortaya çıktı. Eroğlu, disiplinsizlik amacı olmadığını vurgulayarak, “Bu olay yaşanırken basın yayın organlarını davet etmedim. Mikrofondan da bu yönde bir anons yapmadım. Ben protokol, tören alanını terk ettikten sonra basının da protokolle hareket ettiğini düşünüyordum. Çünkü bugüne kadar haber kanalları Cumhurbaşkanı alanı terk ettikten sonra yayını kestiler, törenin tamamını veya sonrasını yayımlamadılar. Bu faaliyette basını ilgilendiren hiçbir şey yoktur, bir fotoğraf veya video çekimi olmasını isteseydim en başında ailemi oraya davet ederdim” ifadelerini kullandı. Teğmen Eroğlu, sözlü savunmasında ise "Bugün sonuç ne olursa olsun, bizim ve sizlerin göğsündeki Harp Okulu rozetini alamayacaklar. Bizler Atatürk'ün önce sıra arkadaşı, sonra silah arkadaşı olduk. Hayatımızın geri kalanında da bu minvalde hareket edeceğiz şüphesiz” dedi. Avukatlar, Eroğlu’nun savunması sırasında salondakilerin ağladığını aktardı.
30 Ağustos’ta gerçekleştirilen Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde kılıçlarını çekerek ant içen ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atan teğmenlerin içindeki 5 teğmen hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış ve dosya, Yüksek Disiplin Kurulu’na (YDK) gönderilmişti. Teğmenlerin ihracı istenirken YDK, soruşturma dosyasını yeniden sınıf okullarına göndererek “olumsuz” kanaat yazılmasını istemişti. Teğmenlerin dosyası ikinci kez YDK’ya gönderilirken sicil amirleri kanaatlerini değiştirdi ve teğmenlerin “YDK’ya sevk edilmeleri gerektiği” yönünde kanaat beyan etti.
Teğmenler için uzman görüşü: “Atatürk’ün askerleriyiz” ifadesine başka anlamlar yüklemek açıkça Anayasa’ya aykırılık
Yazılı savunmaları tamamlanan teğmenler Ebru Eroğlu, Talip İzzet Akarsu, Batuhan Gazi Kılıç, Serhat Gündar ve Deniz Demirtaş’ın sözlü savunmaları tamamlandı. Heyet başkanı, savunmaların ardından yönetimin sağlıklı geçmesi nedeniyle teşekkür etti. YK’nin başkanlığını ise Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Korgeneral Tevfik Algan yaptı. Eroğlu’nun teknik savunmasına T24 ulaştı.
Teğmenlerin yazılı savunmasını alan heyet bilgisi “Bilgi Edinme Kanunu” gerekçesiyle avukatlara verilmedi: “Soruşturma güvenliği bahane ediliyor”
“Resmî tören sonrasına dair herhangi bir emir yok”
Eroğlu, disiplinsizlik amacı olmadığının altını çizerek şunları söyledi:
“Ben teklifimi iletirken sadece resmi tören için iletmiştim. Resmi tören sonrasına yönelik herhangi bir sözlü veya yazılı bir emir yoktur, hatta bu konu en ufak şekilde bile gündeme gelmedi. 20 Ağustos 2024 tarihinde Tabur Komutanımız tarafından tören provası icra edilirken, tüm tabur önünde, ses yayından tören yönetmeliğinin değiştiği ve bu sebeple yine tören esnasında bu andı okuyamayacağımız tebliğ edildi. Biz de bu emre uyduk ve törende hiçbir şekilde bu emrin hilafında hareket etmedik, böyle bir girişimde dahi bulunmadık.”
Teğmenlerin dosyası ikinci kez YDK’da: Sicil amirleri kanaat değiştirdi, teğmenlerin savunmaları ortaya çıktı
Avukat Tokatlı’dan teğmenler açıklaması: Disiplinsizliğin sebebi ‘subay andı’ okunması, YDK’ya sevki gerektirecek durum yok
“Harbiye'ye yakışır bir asker olduğumu düşünüyorum”
Harbiye’ye yakışır bir asker olduğunu düşündüğünü belirten Eroğlu, şöyle devam etti:
“Bizler zaten Harp Okulu'na 27.09.2019 tarihinde Menteş Tören Alanında askerlik yeminini okuyarak girdik. Atatürk'ün de mezun olduğu okuldan mezun olurken de geleneksel kılıç atma esnasında son kez birlik beraberlik içinde subay andının benim tarafımdan okunmasının devre birincisi olarak benim üzerine düşen bir sorumluluk olduğunu düşünerek hareket ettim. Kesinlikle disiplinsizlik gibi bir amacım yoktur. Harp Okulu safahatım incelendiğinde Harbiye'ye yakışır bir asker olduğumu düşünüyorum. Yapılan bu eylemde kesinlikle derinden bağlı olduğum Türk Silahlı Kuvvetleri'ni tartışmaya açmak, itibarını zedelemek, ayrıştırıcı bir tavır takınmak gibi amacım yoktur, olamaz.”
“Bu olay yaşanırken basın yayın organlarını davet etmedim”
Basını kendisinin davet ettiği iddialarına ise teğmen Eroğlu, şu yanıtı verdi:
“Bu olay yaşanırken basın yayın organlarını davet etmedim. Mikrofondan da bu yönde bir anons yapmadım. Ben protokol, tören alanını terk ettikten sonra basının da protokolle hareket ettiğini düşünüyordum. Çünkü bugüne kadar haber kanalları Cumhurbaşkanı alanı terk ettikten sonra yayını kestiler, törenin tamamını veya sonrasını yayımlamadılar.Bu faaliyette basını ilgilendiren hiçbir şey yoktur, bir fotoğraf veya video çekimi olmasını isteseydim en başında ailemi oraya davet ederdim. Hatta ailemin elinde bu ana ait hiçbir video yok. Basın yayın organlarının oraya gelişi bizim davetimizle değil, aksine koşarak ve oluşturduğumuz çemberi yararak girmeleriyle olmuştur.”
Eğitim süreci boyunca katıldığı etkinlikleri ve bu etkinliklere bakanlık onayıyla katıldığını söyleyen Eroğlu, konuya dair şunları belirtti:
“Ben Harp Okulu'na 1'inci olarak girdim ve 1'inci olarak bitirdim. Öğrencilik sürem boyunca; Tabur Onur Teşkilatı üyesi, Bölük Kıdemli Yardımcısı, Harbiyeli Bölük Komutanı, Harbiyeli Tabur Komutanı, Harbiyeli Alay S1/S4, Bölük Ceza Sorumlusu, Kadın Harbiyelilerin kıdemlisi gibi görevlerde bulundum. Başarılı bir personel olduğum için Kayseri'de icra edilen kayak kursuna katıldım, Menteş'te yapılan dalgıçlık kursuna katıldım ve dalgıç sertifikam bulunmakta, İtalya'da düzenlenen Harp Okulları Arası Silahlı Çatışma Hukuku konulu yarışmaya Bakanlık onayı ile katıldım.
“Disiplin kurallarına uymak konusunda asla tereddüt göstermedim”
Harp Okulu'nda icra edilen 13 Mart gösterisi, 29 Ekim yürüyüşü, 27 Aralık koşusu, 30 Ağustos tören görevi gibi çeşitli faaliyetlere gönüllü olarak katıldım. İntibakta yapılan İngilizce sınavını başarıyla geçerek ikinci yabancı dil okuma hakkı kazandım. Hava Harp Okulu'nda icra edilen Harp Okulları arası koşu yarışmasında katıldım ve 1'inci olduk. Atış ve spor başarı rozetim vardır. Komando Temel Kursunu erkek harbiyelilerin de dahil olduğu sıralamada 58'inci olarak bitirdim. Sıralı amirlerimden askerlik ve akademik eğitim ile disiplin konularında takdirler aldım. Harp Okulu hayatım boyunca TSK'ya ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yakışır bir Harbiyeli ve subay olmaya çalıştım, bunun için çabaladım. Disiplin kurallarına uymak konusunda asla tereddüt göstermedim.”
Eroğlu’nun sözlü savunması: Bizler Atatürk'ün önce sıra arkadaşı, sonra silah arkadaşı olduk
Teğmen Ebru Eroğlu, sözlü savunmasında ise şunları söyledi:
"Bugün sonuç ne olursa olsun, bizim ve sizlerin göğsündeki Harp Okulu rozetini alamayacaklar. Bizler Atatürk'ün önce sıra arkadaşı, sonra silah arkadaşı olduk. Hayatımızın geri kalanında da bu minvalde hareket edeceğiz şüphesiz.”
Avukat Öztürk bilinmeyen o olayı örnek verdi!
Teğmenlerin avukatı Serdar Öztürk, sözlü savunmada daha önce ortaya çıkmayan detayları örnek göstererek şunları aktardı:
“KKK Eğitim ve Doktrin Komutanlığı’nda yakın geçmişte şu olay yaşandı. EDOK’ta görevli tarikatçı bir tuğgeneral evrakları imzalatmak için mesai saati içinde subayları camiye çağırdı. Ancak bir binbaşının gitmediğini, tuğgenerale ‘makamınıza geçtiğiniz zaman evrakları getiririm’ dedi. O general binbaşının sicilini bozdu. Generalin yaptığının sonuna kadar disiplinsizlik. Bu yaptığının müslümanlıkla İnançla imanla bir ilgisi yok. Derhal silahlı kuvvetlerden atılması gerekirken emekli edildi. Bu generalin yaptığı disiplinsizlik karşısında teğmenlerin emre uygun gerçekleştirdikleri törenin disiplinsizlik kabul edilmesi mümkün değil. Buna rağmen atılmaya çalışmalarının hukuki saiklerle yapılmamıştır.”