TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu… Bakan Tekin: “Chp’liler ‘Mülakata Karşıyız’ Diyor Ama CHP’li Belediyelerin Mülakat İlanları Var”
Haber: MELİS YILDIRIM - EREN CESUR
(TBMM) - Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçe görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Tekin, "Mülakatlarda kamera kaydından tutanağa kadar bir sürü başlıkta tedbir aldık. CHP'liler itiraz ediyorlar, 'Mülakata karşıyız' diyorlar. Resmi Gazete'de yayınlanan CHP'li belediyelerin ilanları var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı mülakatlarla ilgili önce siz bir değerlendirin" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM), Yükseköğretim Kalite Kurulu ve üniversiteler 2025 yılı bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları üzerine Komisyon üyesi olan ve Komisyon üyesi olmayan milletvekillerinin görüşleri dinlendi. Ardından milletvekilleri Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve YÖK Başkanı Erol Özvar'a sorularını yöneltti.
"Vakıf yükseköğretim kurumlarına öğrenim ücretlerinin güncellenmesi konusunda hareket etmelerini tavsiye ettik"
Özvar, vakıf yükseköğretim kurumlarının eğitim ücretlerine dair soru üzerine, "Son yıllarda enflasyon, hayat pahalılığı gibi sebeplerden dolayı öğrenim ücretlerinde farklılaşmaya yol açması sebebiyle gelen şikayetleri dikkate alarak bu sene içerisinde tüm vakıf yükseköğretim kurumlarına Yürütme Kurulu kararımızı gönderdik. Bu konuda enflasyon oranını dikkate almak suretiyle öğrenim ücretlerinin güncellenmesi konusunda hareket etmelerini tavsiye ettik. Aynı zamanda YÖK olarak bir kanun değişikliği teklifi hazırlıyoruz" yanıtını verdi.
Anayasa'nın rektör seçimlerinde yetkiyi Cumhurbaşkanı kararına bağladığını ve dekanların seçimini YÖK'e bıraktığını belirten Özvar, "YÖK hem vakıf hem devlet üniversitelerinde üçer aday arasından gizli oylamayla dekan seçimini yapar" ifadelerini kullandı.
Özvar, öğrenci aflarına ilişkin sorulara yanıtında, "05/07/2023 tarihinde Yükseköğretim Yürütme Kurulu tarafından alınan kararla gerek ön lisans, gerek lisans düzeyinde bütün programlar dahil olmak üzer, başvuran arkadaşların sınavlara girmek suretiyle başarılı olduğu takdirde eğitimlerinin tamamlanması konusunu bütün üniversitelerimize bildirdik. Vekil arkadaşlarımdan gelen vakaları da teker teker inceleyerek bütün üniversitelerle paylaştığımızı bilmenizi isteriz" ifadelerini kullandı.
"2022-2023'te ise toplam öğrenci sayısında dikkat çekici bir düşüş yaşanıyor"
Üniversite eğitimini tamamlamadan üniveriteden ayrılan öğrencilerin sorulması üzerine Özvar, şu cevabı verdi:
"2013-2014 öğretim yılında 5,5 milyon öğrenci, 2021-2022 öğretim yılında 8,3 milyona yaklaşan öğrenci sayımız var. 2022-2023'te ise toplam öğrenci sayısında dikkat çekici bir düşüş yaşanıyor. Bu düşüşün nedeni 17 Nisan 2020 tarih ve ilgili kanunda yapılan düzenlemede yer alan 'açık öğretim sisteminde üst üste dört dönem katkı payı ve öğrenim bütçesi ödemeyenlerin ilgili programla ilişiği kesilir' hükmü gereğince, 2022-2023 eğitim öğretim yılında açık öğretim sisteminde milyonu geçen öğrencilerin kayıtlarının silinmesiyle ortaya çıkmıştır. 2023 yılında iradi olarak üniversiteyi bırakan öğrenci sayısı 160 bindir. Bunu toplam öğrenciye oranladığınız zaman yüzde 2,3'lük bir oran ortaya çıkar."
Tekin: 'İtfaiye memurluğu öğretmenlikten daha önemlidir diyorsanız' bir şey demeyeceğim
Milli Eğitim Bakanı Tekin, soruları yanıtlamak üzere söz almasının ardından milletvekilleri kendisine soruları yanıtlamadığını belirtti. Milletvekillerinin görüşlerini belirtirken dile getirdikleri eleştirilerde kendisine yönelik kullanılan kavramları not ettiğini belirten Tekin, "Bu ifadeler kullanıldığı zaman bizler burada bu tür ifadelerden etkileniyoruz ve doğal olarak tepki koymuş olabiliriz. O yüzden biz de orantısız bir cevap verdiğimiz arkadaşımız onlardan şimdiden özür diliyoruz. Ama bu ifadeler normal ifadeler değil" dedi.
CHP grubundan öğretmen atamalarında mülakat yapılmasıyla ilgili yoğun eleştiri geldiğini kaydeden Tekin, "Kabul ediyorum. Ben mülakatla ilgili dedim ki, 'Ben öğretmenliği çok önemsiyorum ve vatandaşlarımızın çocuklarını emanet edecekleri öğretmenleri mülakatla almak istiyoruz'. Kamuoyuna da şu açıklamayı yaptım. Dedim ki, bakın bu mülakat komisyonlarında alacağımız tedbirleri sıralıyorum, kamera kaydından tutanağa kadar bir sürü başlıkta biz tedbir aldık. CHP'liler itiraz ediyorlar. Bir taraftan 'Mülakata karşıyız' diyorlar. Bana bunu söyleyen CHP'lilerin Resmi Gazete'de yayınlanan CHP'li belediyelerin ilanları var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı mülakatlarla ilgili önce siz bir değerlendirin. Eğer şunu diyorsanız, 'İtfaiye memurluğu öğretmenlikten daha önemlidir diyorsanız' bir şey demeyeceğim. Öğretmenlik mülakatıyla ilgili olarak yaptığım şey bu" diye konuştu.
"Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanı için İstanbul'da 688 kişi mülakata girdi, 51 kişi dışarıda kaldı"
Tekin, mülakatlarda haksızlık yapıldığı iddialarına ilişkin ise şu değerlendirmede bulundu:
"'Mülakatlarda adaletsizlik ya da torpil olduğuna dair hiçbir kuşkumuz yok' diyenler oldu. Ben bu konuda ısrarcıyım. Şimdi eleştiri şu; deniyor ki, bazı komisyonlarda yüksek notlar verildi, bazı komisyonlarda düşük notlar verildi. Benim elimde bütün komisyonların raporları var. Benimki sizlerinki gibi tek tek adayların 3-5 tane arkadaşın bir araya getirdiği toplam rakam içerisinde çok aslında anlamı olmayan veya doğru analiz yapmamızı sağlayacak rakamlar değiller.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi'nde bir komisyonda 193 kişi mülakata girmiş, 3 kişinin yeri değişmiş. Yani atanabilecekken atanamayacak hale gelmiş sıralamayla. Bir başka ilimizde 682 kişi girmiş, 11 kişinin yeri değişmiş."
Bakan Tekin, muhalefet milletvekillerinin "5 bin kişi oldukları iddia ediliyor" ifadeleri üzerine, "Yanlış, benim elimde rakamlar var, il bazlı rakamlar var" karşılığını verdi. Tekin, Bursa'da Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanı için 197 kişinin, İstanbul'da ise 688 kişinin mülakata girdiğini ve Bursa'da 23 kişinin, İstanbul'da 51 kişinin dışarıda kaldığını söyledi.
"Kurtla beraber öldürüyor, çobanla yiyor, sahibiyle de yas tutuyorlar"
Halk Eğitim Merkezleri'ndeki usta öğretici eksikliği ile ilgili gelen soruya Bakan Tekin şöyle cevap verdi:
"Burada söz alan tüm hatipler, Halk Eğitim Merkezi'nde tasarruf tedbirleri kapsamında usta öğreticilerin görevlendirilmediğini söylediler. Bunu söyleyenler içerisinde CHP'li milletvekillerimiz de var. Bu bana şu atasözünü hatırlattı: 'Kurtla beraber öldürüyor, çobanla yiyor, sahibiyle de yas tutuyor.' Mevzu bu. CHP'nin geçtiğimiz yıl bütçeyle ilgili açtığı bir iptal davası neticesinde AYM'nin bütçe üstü ödeme konusu bizi çok sıkıntıya soktu. Yıl içerisinde gerek Halk Eğitim Merkezi'nde gerekse özel eğitime ihtiyaç duyan gölge öğretmen diye tanımlanan kişiler arasında kullandığımız bir marj var. Her yıl bütçe kanununa tahmini bir rakam konur saat bazlı olarak. Biz yıl içerisinde kaç saat kurs açacağımızı bilemediğimiz için bu bazı kullanırız. Kurslar açıldıkça ödemeler yapıldı. AYM'nin iptal kararı sonrasında biz 2 ay usta öğreticilerimiz maaşlarını ödeyemedik çünkü bu kota dolmuş oldu. 64 milyon saati aştığımız için yeni kurs açamadık, bunun sebebi de AYM'nin verdiği iptal kararı."
"Herhangi bir STK ile imzaladığımız hiçbir protokolde hiçbir tüzel kişiliğe ödenmiş bir kamu kaynağı yoktur"
Cemaat ve vakıflarla yapılan protokollere tepki gösteren muhalefet milletvekillerine protokol yaparken dikkat ettikleri kuralları açıklayan Bakan Tekin, bakanlığın bütçesinden tüzel kişilere ayrılan pay içinse payın büyük bir kısmının Maarif Vakfı'na ayrıldığını söyledi. Tekin'in açıklamaları şöyle:
"'Cemaat ve tarikatlarla protokol yapıyorsunuz' dediler, 'Hukuki olarak cemaat veya tarikat diye bir tüzel kişilik var mı' dedim. Tüzel kişilik olmayınca biz bakanlık olarak kiminle protokol imzalayabiliriz? Ben ya gerçek kişilerle protokol imzalayacağım ya da bir tüzel kişilikle. Bizim yaklaşık 5 bin civarında devam eden protokolümüz var. Burada isimlerini saymak istemediğim çok farklı STK'lar ile protokollerimiz var. Bunlarla protokol imzalarken bir tek şeye bakıyoruz: İçişleri Bakanlığı Dernekler Masası tarafından kabul edilmiş bir STK mıdır, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onaylanmış bir vakıf mıdır. Onun dışındaki konular beni ilgilendirmez.
Herhangi bir STK ile imzaladığımız hiçbir protokolde hiçbir tüzel kişiliğe ödenmiş bir kamu kaynağı yoktur. Bahsi geçen 5 milyar 895 milyon TL'yi AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü'nün uluslararası eğitim ve işbirlikleri ile yurt dışı eğitimleri kapsamında UNESCO Türkiye Milli Komisyonu için ödediğimiz para 31 milyon TL. Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü'nün ortaöğretim programına ait Mesleki ve Teknik Eğitime Yönelik Eğitim ve Öğretim hizmetleri kapsamında Mesleki Yeterlilik Kurumu'na yönelik ödediğimiz aidat ödemeleri 364 bin TL. Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün Yönetim ve Destek Programı'na ait Genel Destek Hizmetleri faaliyetleri kapsamında öğle yemeği giderleri için 161 milyon TL. Yüksek Öğretim ve Yurt Dışı Genel Müdürlüğü'nün Türkiye Maarif Vakfı için ayırdığı rakamın önemli bir kısmı orasının önemli bir kısmı. Dolayısıyla bu para Türkiye Maarif Vakfı'na aktarılması için konmuş bir paradır. Siz bundan sonra bu parayı 'Cemaatlere, vakıflara aktardınız' derseniz bunu duyduğumda benim rahatsız olmam çok doğal.
Bu konularla ilgili olarak yaptığımız bütün protokollerde protokollerin fesih hakkı bizdedir. Protokolde yazılan ilkeye aykırı davranan bir STK varsa protokolü iptal ederiz. Protokol yaptığımız kuruluşlar eğer okullarımızda bir eğitim verecekse bu eğitimi kimin vereceği, hangi içerikli eğitimi vereceği tanımlanmıştır."
Okullarda yaşanan temizlik ve güvenlik personeli eksikliğine ilişkin konuşan Bakan Tekin, belediyelerin okulları temizleme çağrısının protokol kapsamında uygulanabileceğine dikkat çekerek şunları söyledi:
"Bizim 65 bin civarında okulumuz var ve yaklaşık 55 bin civarında temizlik personelimiz var. Fakat kadrolu temizlik elemanlarımız yeterli olmadığından her yıl Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın TYP diye tanımladığı istihdam türüyle bakanlığımızda personel istihdam ediyoruz. Yaz aylarında Çalışma Bakanlığı İUP kapsamındaki istihdam türüyle ilgili kovidden sonra gelişen istihdam türleri açısından farklı bir model deneyeceklerini ifade etti. Biz de dedik ki 'Kısmi zamanlı çalışma usulü getireceğiz. Bu çalışma usulüyle size geçtiğimiz yıl ihtiyaçlarınızı gidermek için verdiğimiz 60 bin ilave 60 bin kadro vereceğiz. İşgücü uyum programı kapsamında kendileriyle uzlaştık. Biz 1 Eylül tarihinde başvuruları aldık. Hangi belediye olursa olsun, 'Kimlerle yapacaksınız, hangi tür malzeme kullanacaksınız' bunları öğrenmek ve bilmek zorundayız."
"Kürtçe derslerine ve kurslara ilgi yok"
Anadilde eğitim ve Kürtçe derslerinin engellendiği iddialarını cevaplayan Bakan Tekin, Kürtçe için yeterince başvuru olmadığına dikkat çekerek şöyle konuştu:
"Anadillerini çocuklarımız öğrensinler ama resmi diilimiz Türkçe. Türkçe dışında bir dil öğrenmek istiyorsa çocuklarımız bizim devlet olarak üstümüze düşen vazife, bu alanın sağlanması. 2011'den sonraki yaşayan diller ve lehçeler adı altında Kürtçe ve Kırmançi dillerinin okutulmasıyla ilgili yasal düzenlemeleri yaptık. Bu dersleri seçen yok. Bunu özel okullarda da seçen öğrenci sayısı sınırlı. Özel eğitim kursları kapanmak üzere öğrencisizlikten. Daha önceki yıllarda öğretmen atandı ama sonra bunlardan vazgeçildi. Biz il, ilçe bazlı olarak derslerin kaç saat okutulduğuna bakıyoruz. Normalde biz Kürtçe için bizim atama takvimizde ihtiyaç olmadığı gözüküyor ama biz bunlar için yine de 10'ar öğretmen ataması yaptık."
Bakan Tekin'in soruları cevaplamasının ardından; Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM), Yükseköğretim Kalite Kurulu ile üniversitelerin 2025 yılı bütçe ve kesin hesapları AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi.