TBMM Kadına Karşı Şiddeti ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu Toplandı.
(TBMM) - TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu Başkanı Hulki Cevizoğlu, "Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'nden çekildikten sonra da kadına yönelik şiddetle mücadelede kararlılığını yapılan düzenlemelerle ortaya koymuştur. İnfaz ...
(TBMM) - TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu Başkanı Hulki Cevizoğlu, "Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'nden çekildikten sonra da kadına yönelik şiddetle mücadelede kararlılığını yapılan düzenlemelerle ortaya koymuştur. İnfaz düzenlemeleri ile kadın ve çocuğa yönelik işlenen suçlarda caydırıcılığın sağlanması amacıyla düzenlemeler yapılmıştır" dedi. CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç ise "Sizleri dinleyince sanki bu ülkede hiç sorun yokmuş da bu komisyon boşa kurulmuş gibi geliyor. Hele İstanbul Sözleşmesi konusundaki fikirlerinizde... Ama bakıyoruz ki sadece Ekim ayında bile 48 kadın katledilmiş bu da son 14 yılın en yüksek verisi" ifadelerini kullandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 3 Aralık'ta komisyona davet edildi.
TBMM'de Kadına Karşı Şiddeti ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu AK Parti İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu başkanlığında toplandı. Komisyonda çalışma takvimi belirlenerek komisyonda görevlendirilecek uzmanlar ve davet edilecek kişilerin planlaması yapıldı. Komisyonun görev süresi 3 ay, gerek duyulursa ilave 1 ay olarak belirlendi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 3 Aralık'ta komisyona katılarak bilgi verecek.
"Bu konuda müstakil bir kanun yapan başka hiçbir ülke yok"
Komisyon Başkanı Hulki Cevizoğlu, yaptığı konuşmada, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'ne değinerek, şunları söyledi:
"Tartışılan bir İstanbul Sözleşmesi vardı. Elimizdeki bilgilere ve son verilere göre Avrupa Birliği'ne üye ülkeler İstanbul Sözleşmesi'ni imzalamalarına rağmen, kadına yönelik şiddetle mücadelede kendi ulusal iç mevzuatlarında hiçbir düzenleme yapmadıklarını bize gösteriyor, Estonya, Finlandiya, Letonya, İsviçre, Norveç gibi ülkeler. Bazı ülkeler ise bu konuda daha kısmi düzenlemeler yapmışlar, örneğin Belçika, Hollanda, Almanya gibi ülkeler. İstanbul Sözleşmesi'ni 45 ülke imzalamasına rağmen imzalayan bazı ülkeler ise çekince koymuş. Türkiye ise İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine rağmen sözleşmede yer alan her uygulamayı yerine getirmiş. Çok enteresan, hem de sadece sözel olarak değil yasal olarak da. Türkiye hem iç hukuk mevzuatında hem de 6284 sayılı Kanun ile konuyu kapsamlı şekilde ele almış ve ikincil mevzuatla bu mücadeledeki eksiklerini tamamlamıştır. Avrupa Birliği üye ülkeler arasında bu konuda müstakil bir kanun yapan başka hiçbir ülke yok.
"Türkiye bu noktada hep örnek ülke olmuştur"
Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'nden çekildikten sonra da kadına yönelik şiddetle mücadelede kararlılığını yapılan düzenlemelerle ortaya koymuştur. İnfaz düzenlemeleri ile kadın ve çocuğa yönelik işlenen suçlarda caydırıcılığın sağlanması amacıyla düzenlemeler yapılmıştır. Failin mahkemede kılık kıyafetine özen göstermesi indirim sebebi olmayacak. Israrlı takip fiilleri müstakil suç olarak düzenlenmiş. Bunları söylerken en son verilere göre; Avrupa'da 2 bin 300 kadın eşleri ya da önceki eşleri tarafından öldürülüyor, haftada 45 kadın. Avrupa'da her üç kadından biri fiziksel ya da cinsel tacize maruz kalıyor. Dünyanın her yerindeki şiddete biz Türkiye'de daha etkin düzenleme yaparak öneri sunacağız. Türkiye bu noktada hep örnek ülke olmuştur. Biz İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmışız orada olan tüm tedbirleri aldık. Bütün bu önlemleri alan tek ülke de Türkiye olmuş."
"Beni kadın vekillerimiz seçti"
TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder'in komisyon üyelerinin belirlendiği Genel Kurul birleşiminde söylediği, "Kadın komisyonunda erkek başkan olmasaydı keşke" ifadelerine yanıt veren Cevizoğlu, "Eski komisyonları inceledim, çoğunda kendisi de üye olarak yer almış. Burada 5 erkek vekilimiz var, bütün erkek vekillerimiz bana oy verse bile seçilmem mümkün değildi. Beni kadın vekillerimiz seçti. Sırrı Bey'e de buradan selam gönderiyoruz" dedi.
"Sadece hukuk metinlerine bel bağlamak doğru bir yaklaşım değil"
Gelecek-Saadet Partisi Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun da "Sadece hukuk metinlerine bel bağlamak doğru bir yaklaşım değil. Hukuk metinlerinin elinde sihirli bir güç yok. Sorunları mucizevi bir şekilde çözemeyiz veya sorunların tek sebebi olarak da yorumlanamaz. Hukuk metinleri ancak sorunların çözümünü güçleştirebilir ya da kolaylaştırabilirler" dedi.
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya ise şunları söyledi:
"Dün Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde kadınlar polis şiddetiyle karşılaştı. Kadınlar hakları için mücadele ettikleri için sokaktalar, artık bunların olmaması lazım. İktidarınızın yaptığı iki önemli iş var; İstanbul sözleşmesi ve 6284. Çok kıymetli bir sözleşmeydi ancak yürürlükte olduğu dönem de uygulanmıyordu ne yazık ki. Yöntem olarak ise doğru yöntemle yapılmışlardı. Kadın sivil toplum örgütlerinin ortaklaşmasıyla yapılmıştı. Yine bu iktidar döneminde yapılan bu iki belgenin uygulanması için mücadele veriyoruz. Kadınlar bugün yaşam tarzları, inançları, kıyafetleri üzerinden yaklaşılarak bir kez daha şiddete maruz kalıyorlar. Bir diğer sebep ise suç ve cezaya indirgeyerek çözmeye çalışmak bir yanılgı. Şiddetin normalleştirilmesi halini biz mahkum etmeliyiz. Asıl mesele kanunun uygulanmayışı yoksa hiçkimse yeni bir ceza düzenlemesi beklemiyor, uygulanmasını bekliyor."
"En iyi yasayı da yapsanız hiçbir sonuç elde edemeyiz"
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç da "Sizleri dinleyince sanki bu ülkede hiç sorun yokmuş da bu komisyon boşa kurulmuş gibi geliyor. Hele İstanbul Sözleşmesi konusundaki fikirlerinizde... Ama bakıyoruz ki sadece Ekim ayında bile 48 kadın katledilmiş. Bu da son 14 yılın en yüksek verisiymiş. Demek ki hala çok ciddi bir sorun var. Demek ki İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması aslında kadına şiddet konusunda bizi rahatlatmamış tam tersine sorunları büyütmüş. En iyi yasayı da yapsanız uygulayıcılar ve toplumun bakış açısını düzeltemezsek hiçbir sonuç elde edemeyiz bu komisyonlar da her dönem kurulmaya devam eder" dedi.
"Kadınlar neden sadece kadın oldukları için öldürülüyorlar?"
AKP Diyarbakır Milletvekili Suna Kepoğlu Ataman ise "Kadına şiddet uygulayan erkeklerin de neden şiddet gösterdiğinin araştırılması gerekiyor" dedi.
DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki de şöyle konuştu:
"'Eksik varsa düzeltelim' deniliyor. Eksik olmadığını düşünüyorsanız neden bu komisyondasınız? Durumun ciddiyetinin farkında değilsiniz. Senaristlere değil 22 yıldır ülkeyi yönetenlere bakmayı tercih ederim. 'Bir de erkeklere bakalım' derseniz önce savaş politikalarınıza bakın. Erkek ve kadının öldürülme nedenleri arasında ciddi farklılıklar var. İçişleri Bakanlığı butona basma oranları verilerek kadına şiddetle mücadelesi anlatılıyor. Kadınlar defalarca koruma başvurusunda bulundukları, uzaklaştırma kararı aldıkları halde kadınlar öldürülüyor. Kadınlar sistematik olarak öldürülüyor. Bunlar yaşanırken 'eksik mi var' denilince sizi ciddiyete davet ediyorum. Tüm hafifletici tavırların bu komisyonda olmaması gerektiğini düşünüyorum. Kadınlar neden sadece kadın oldukları için öldürülüyorlar? Öncelikle kadın örgütlerini dinlemek zorundayız.
İstanbul Sözleşmesi'nin arkasında dünya çapında, devasa bir kadın hareketinin mücadelesi var öyle 'Cumhurbaşkanımız istedi' falan değil. Bu da kadın mücadelesini değersizleştiren bir anlatım. İstanbul Sözleşmesi şiddetin ihtimali varken bile herkese sorumluluk yüklüyor. Nefret saldırılarına maruz kalanlar için de çok önemli. Bu komisyon İstanbul Sözleşmesi'nin geri getirilmesini önermek zorunda."
"Sizin üslubunuzun yumuşak olması kapsayıcı olduğunu göstermiyor"
AKP'li kadın milletvekilleri Saki'nin sözlerine tepki göstererek, "Bu komisyona yakışmayan bir uslüp sergiliyorsunuz" dedi. AKP Diyarbakır Milletvekili Suna Kepoğlu Ataman'ın "Biz geleneklerimize uygun düzenlemeler yapıyoruz başka ülkelere gerek yok" sözleri üzerine, DEM Partili Saki "Sizin üslubunuzun yumuşak olması kapsayıcı olduğunu göstermiyor" ifadelerini kullandı.
"Ülkemizde kadınlar kendilerini güvende hissetmiyor"
CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, "Öncelikle şiddeti yalnızca fiziksel olarak gören anlayışa karşılık bu komisyon olarak sadece bu bağlamda değerlendirmemeli. BM raporuna göre Türkiye 156 ülke arasında 124. sırada. Biz de eğer hem şiddet hem ayrımcılık konuşuyorsak İstanbul Sözleşmesi'ni masaya yatırmak zorundyaız. Bunun ekonomik, kültürel nedenleri olsa da burada esas sorun toksik erkeklik. Neden bu cinayeti işlediği sorunsunun yanıtı toksik erkekliğe çıkıyor. Kök nedenlere daha fazla eğilen bir tarzı benimsemiz lazım. Başına hiçbir şey gelmemiş olsa bile ülkemizde kadınlar kendilerini güvende hissetmiyor" dedi.