TAYSAD: Otomotiv üretimini 2 milyon 400 binlere çıkarmamız lazım

Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), yılın son üye toplantısını gerçekleştirdi.

Dernekten yapılan açıklamaya göre, 530'un üzerinde üyesiyle Türk otomotiv tedarik sanayisini temsil eden TAYSAD'ın son üye toplantısı, Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar ve Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) Genel Sekreteri Fatih Ay'ın katılımıyla gerçekleştirildi.

Toplantıda konuşan Ticaret Bakan Yardımcısı Ağar, jeopolitik gerilimler, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar, ticarette artan korumacılık ve tedarikte yaşanan aksamaların küresel ticaretin büyüme hızının yavaşlamasına yol açtığını bildirdi.

Böyle bir ortamda Türkiye ekonomisinin her şeye rağmen dinamik ve esnek üreten yapısıyla büyümeye, istihdam oluşturmaya ve ihracata devam ettiğini anlatan Ağar, şu açıklamalarda bulundu:

"2023 yılında yüzde 5,1 oranında güçlü büyüme kaydeden ekonomimiz, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,3, ikinci çeyreğinde yüzde 2,4, üçüncü çeyreğinde ise yüzde 2,1 büyüdü. İlk 9 ay sonunda yıllıklandırılmış milli gelirimiz 1 trilyon 260 milyar dolarlık rekor seviyeye yükselirken büyüme performansımız kesintisiz olarak 17 çeyrektir sürüyor. Bir diğer sevindirici husus ise 9 ayda yüzde 3,2'lik büyüme oranına net mal ve hizmet ihracatımızın katkısı 1,9 puan. Yani ihracat hala büyümenin lokomotifi. Hedefimiz, Türkiye’nin ve ekonomimizin itici gücü olan ihracatımızın büyümeye katkısının artarak devam etmesi. Türkiye, küresel ticaretteki bu kırılganlıklara rağmen ihracatta önemli başarılar elde ediyor. 2023'te 255,6 milyar dolarla bugüne kadarki en yüksek ihracat seviyesine ulaştık. Kasım ayı itibarıyla yıllık ihracatımız 261,4 milyar dolara ulaştı. İnşallah 2024'ü de 2023'ten çok daha fazla bir ihracat rakamıyla kapatacağız."

"Otomotiv üretiminde dünya 11'incisiyiz"

TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Albert Saydam da dünya otomotiv üretiminin 2023 yılında 94 milyonu aştığını belirterek, bu yılın ise 92 milyon seviyesinde kapanacağını bildirdi.

Esas küçülmenin, Türkiye'nin de en büyük pazarı olan Avrupa'da gerçekleştiğini vurgulayan Saydam, Avrupa'da üretimin 2023'te 18,8 milyon iken şu anda 17,6 milyona gerilediğini belirtti.

Saydam, Türkiye'deki üretimin ise 1 milyon 570 binden, 1 milyon 450 bine düştüğünü kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Burada asıl dikkat çekici nokta, yılbaşında yapılan tahminlerde çok büyük oynamaların olduğu. Bunun, özellikle bölgesel olarak etkileri çok ağır. Dünya ve Avrupa üretimlerinin 2025 yılında büyüyeceği tahminleri olsa da yine 2024'ün altında kalacağı görülüyor. Türkiye üretiminin ise 2025'te 1 milyon 400 bin adede gerileyeceği yönünde öngörüler de var. Bardağın dolu tarafına baktığımızda ise 2024'te tüm olumsuzluklara rağmen dünyada 11. büyük üretici konumundayız. Son 5 yılda 15'incilikten 11'inciliğe kadar yükseldik fakat bu kritik bir eşik. 10. sıraya çıkabilmemiz için üretimimizi 1 milyon 400 binlik rakamlardan 2 milyon 400 binlere çıkarmamız lazım. Bunun için de bazı adımlar atmamız, bazı ciddi düzenlemeler ve değişiklikler yapmamız şart."

"İç pazarda yerlilik oranını artırmalıyız"

Albert Saydam, sektördeki sorunlardan bahsederek, "Türkiye'nin 1,5 milyon adetlik pazar ve bu pazarda da en az yüzde 70 yerlilik oranına ulaşmasını sağlamak için tüm yönetmelikleri bunu destekleyecek şekilde düzenlememiz gerekiyor. Çünkü bunu yaptığınızda fabrikalarımız da biz de rekabetçi oluruz. Bir değer yaratırız, değeri paylaşırız ve toplum mutlu olur." ifadesini kullandı.

Şu anki 1 milyon 196 binlik iç pazarın yüzde 70'inin ithal olduğunu kaydeden Saydam, bunun tersine çevrilmesine odaklanmaları gerektiğinin vurguladı.

Saydam, 4-5 sene öncesine kadar 1 milyonun üzerinde araç ihraç ederken bu sayının 800 binlere düştüğünü kaydederek, şu bilgileri verdi:

"Tedarik sanayicileri tarafında ise yılı 15 milyar dolar seviyesinde ihracatla kapatmayı bekliyoruz. Bu değer, geçen yıla göre yaklaşık yüzde 6'lık büyüme anlamına geliyor. Bu bir başarıdır. Öte yandan 2025'te ihracatımızda yüzde 10'luk küçülme olacağını düşünüyoruz. Bunların alt nedenleri arasında AB'nin regülasyon değişiklikleri ve rekabetçi olamamamız, ana sanayinin kendi içerisindeki firmalardan yeni platform siparişleri alamaması gibi etkenler yer alıyor."

Saydam, BYD'nin Türkiye'de yapacağı yatırımın ülke için ciddi bir fırsat olduğunu belirterek, bu şirketin en kısa sürede imalata geçmesi için ellerinden geleni yapmaları gerektiğini aktardı.

Albert Saydam, "BYD ile işbirliği fırsatlarının yanı sıra, BYD'ye üretim yapan Çinli şirketlerle de temasa geçin. Böylece çift taraflı bir kazan-kazan ortamı yaratmak mümkün olur." değerlendirmesinde bulundu.