Savaş, barış ya da felaket
Suriye kuzeyinde YPG/PKK için sadece iki seçenek olduğunu defalarca yazmıştık. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere Türk yetkililer ve Suriyeli yetkililer de bu iki seçeneğin altını çizdiler: YPG/PKK ya silah bırakacak ve Şam’ın idaresi altına girecek, ya da Türk Silahlı Kuvvetleri ve Suriye güçleri bölgeye operasyon başlatacak. Üçüncü bir yol yok mu? Elbette var: YPG/PKK devletinin kurulması, federasyon, özerklik, eyalet, kanton yapılanması, sorunun çözümsüzlüğe terkedilmesi ve daha birçok seçeneği
Suriye kuzeyinde YPG/PKK için sadece iki seçenek olduğunu defalarca yazmıştık. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere Türk yetkililer ve Suriyeli yetkililer de bu iki seçeneğin altını çizdiler: YPG/PKK ya silah bırakacak ve Şam’ın idaresi altına girecek, ya da Türk Silahlı Kuvvetleri ve Suriye güçleri bölgeye operasyon başlatacak.
Üçüncü bir yol yok mu? Elbette var: YPG/PKK devletinin kurulması, federasyon, özerklik, eyalet, kanton yapılanması, sorunun çözümsüzlüğe terkedilmesi ve daha birçok seçeneği “Üçüncü Yol” başlığı altında toplayabiliriz.
Örneğin ABD ve Avrupa’nın yoğun baskısıyla süreç böyle bir üçüncü yola girebilir. DAEŞ tehdidi ve DAEŞ hapishaneleri gerekçe gösterilerek YPG’ye bölgede ihtiyaç olduğu söylenebilir. Türkiye ve Suriye güzellikle ya da zorla ikna edilebilir. ABD’nin yakın geçmişte yaptığı, Mazlum Abdi’nin de son röportajında söylediği gibi, PKK güçleri başta olmak üzere yabancı unsurların bölgeden çıkacağı vaadi verilebilir. Öcalan resimleri, PKK sembolleri gizlenir. YPG’ye statü verilir. Konu soğumaya bırakılabilir.
Böyle bir üçüncü yol mümkün mü? Evet mümkün. Ancak bunun Türkiye içinde korkunç yansımaları olur.
Üçüncü bir yol, yani YPG’nin bir şekilde varlığını koruması, Suriye’de üniter yapının kurulmaması, hatta meselenin çözümsüzlüğe terkedilmesi mümkündür ama sonuçları Türkiye ve Suriye için felaket anlamına gelir.
Bu bir “savaş çığırtkanlığı” yazısı değil; meselenin geldiği nokta budur. Eğer YPG Öcalan’ın yapacağı çağrıyla, güzellikle, suhuletle, silah bırakmazsa, Türkiye’nin, değil YPG, İsrail ve ABD ile bir savaşı dahi göze almaktan başka seçeneği kalmamıştır. Aksi bu aşamadan sonra tahayyül dahi edilemez. Bu seviyeye yükseltilmiş (iyi ki de yükseltilmiş) retorik ve siyasetten ric’at etmek, yok oluşa eşdeğerdir.