SanatSepet Ajanda: Bu hafta, üç büyük şehirde hangi sanat etkinlikleri var?

Her hafta cuma günü yayımlanan bu ajandada, o hafta İstanbul, Ankara ve İzmir’de yapılacak sanat etkinlikleri derleniyor

T24 Kültür Sanat

Türkiye’nin sanatla dolup taşan şehirlerinden İstanbul, Ankara ve İzmir’de bulunan tiyatro, sergi, atölye gibi etkinlikleri derleyen SanatSepet Ajanda, bu hafta üçüncü sayısıyla sizlerle. Bu hafta yayımlanan ajandanın odağında İstanbul’daki eşsiz sergiler, Ankara ve İzmir’deki sanat festivalleri var.

Her hafta cuma günü yayımlanan SanatSepet Ajanda’da bu hafta 12-18 Ekim tarihlerindeki etkinliklerine yer veriliyor.

İşte İstanbul, Ankara ve İzmir’de sizler için derlediğimiz kültür sanat etkinlikleri:

İstanbul'da bu hafta

-Saraydan Kız Kaçırma


İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin repertuvarında olan Wolfgang Amadeus Mozart'ın “Saraydan Kız Kaçırma” operası, klasik haline sadık kalınarak, farklı bir reji anlayışı ile sahnelenerek, Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi’nde sanatseverlerle buluşuyor.

Eserde, klasik konunun en önemli unsurlarından biri olan Türklerin kin tutmak yerine merhamete önem vermesi vurgulanıyor. Eserde ayrıca, yaşanmış 1918 İspanyol Gribi salgını da konu ediliyor. “Tarih tekerrürden ibarettir” sözünün başka bir kanıtı gibi, İspanyol Gribi’nde ve son senelerde dünya gündemine damga vuran salgında yaşanan paralellikler işleniyor.

Rejisör Caner Akın’ın sahneye koyduğu eserde, İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası’nı Zdravko Lazarov yönetiyor. Eserin dekor ve kostüm tasarımı Olcay Engin Kaymaz’a, ışık tasarımı ise Taner Aydın’a ait. Paolo Villa’nın koro şefliğini üstlendiği eserin koreografisi ise Tan Sağtürk’e ait. 2 perdelik bu opera, 15 ve 18 Ekim tarihlerinde seyircilerinin karşısına çıkacak.

Operanın kadrosu şu şekilde:

Libretto: J. G. Stephanie, Orkestra Şefi: Zdravko Lazarov, Sahneye Koyan: Caner Akın, Dekor ve Kostüm Tasarımı:  Olcay Engin Kaymaz, Işık Tasarımı: Taner Aydın, Koro Şefi: Paolo Villa, Koreograf: Tan Sağtürk 

-TK1663: Over The Salt Seas


Sanatçı Ece Bayram’ın son üç yıllık çalışmalarını bir araya getiren bu kişisel sergi epoksi reçine, alüminyum, seramik fayanslar ve mobilya gibi çeşitli materyallerle inşa edilmiş heykeller çevresinde vücut buluyor.

Hareketlilik ve durgunluk arasında konumlanan heykeller, beklenmedik bir eylem anında yakalanmış; nesneler kendileri için âdeta bir performans sergiliyor hissi yaratıyor. Sergi 4 Ekim-9 Kasım tarihlerinde ziyarete açık olacak.

-Drawing Rooms


Pierre Bergian’in sanatçı atölyelerini betimleyen ve son dönem eserlerinden oluşan sergi; mimari mekânlar, ışık ve tarihin etkileşimini konu ediniyor. Sanatçı özgün üslubu ile resmettiği iç mekânlarda, 17. yüzyılda popülerleşmiş tarihsel ‘nadideler kabinesi’ stilini, minimaliz ile harmanlayarak kendi koleksiyoner kişiliği ile birleştiriyor. Böylece sanatçı, geçmiş ile şimdiki zaman arasında çağdaş bir köprü kurmayı amaçlıyor. 

Serginin küratörlüğünü Zeynep Ugan üstleniyor. Sergi 1-30 Ekim tarihleri arasında ziyarete açık olacak.

-Stagehand


Sergi, sanatçının uzun süredir devam eden, temsil çerçevelerinin dışında tutulan destek yapıları ve süreçleri üzerine odaklandığı resimsel araştırmalarında, bu kez tiyatro üretimine odaklanan yeni bir aşamaya işaret ediyor.

Bir prodüksiyon için dekor, ışık, ses, sahne donanımı ve özel efektleri kurmak üzere sahne arkasında çeşitli rollerde çalışan kişilerin mesleğini tanımlayan ve Türkçeye “sahne görevlisi” olarak çevrilen "stagehand" terimini başlığına taşıyan sergisinde sanatçı, arşiv görüntülerinden ve tiyatronun destek yapılarından kesitler seçerek yeniden düzenlediği bir dizi büyük ölçekli resim ve asamblaj aracılığıyla, resimsel kompozisyon süreçleri ile teatral bir set değişiminin altında yatanlar arasında bir çeviri alanı açıyor. Sergi 28 Eylül-16 Kasım tarihleri arasında sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.

-Yan Rol


Bir kadının kendi hayatında başrol hissedememesi duygusu üzerin kurulmuş olan bu oyun karakterin yaptığı meslek ile ailesiyle yüzleşme hikayesini anlatıyor. Kendi hikayesinin kahramanı olma ve artık yan rol kontenjanından ayrılma çabalarını izleyeceğimiz “Yan Rol”. 12 ve 13 Ekim tarihlerinde sırasıyla Kartal Sanat Tiyatro Salonu ve Duru Tiyatro’da izleyicilerinin karşısına çıkacak.

-Polisiye Edebiyat Şenliği


Türkiye Polisiye Yazarları Birliği, konularında uzman yazar, yayıncı ve biliminsanlarının buluşacağı Polisiye Şenliği 2024’e tüm polisiye severleri bekliyor.

17-18 Ekim’de İstanbul Rami Kütüphanesi’nde düzenlenecek beş söyleşi ve bir yazarlık atölyesinin yer alacağı etkinliklere katılım ücretsizdir. Şenliğin ardından 19 Ekim'de Kristal Kelepçe Ödülü, sahibini bulacak.

Polisiye edebiyatımızın ilerlemesinde büyük katkı sağlayan Kristal Kelepçe Ödülleri, 19 Ekim Cumartesi günü saat 18.00’de İstanbul Rami Kütüphanesi’nin 172 numaralı salonunda düzenlenecek törenle bu yılki sahiplerini bulacak.

Ankara'da bu hafta

-Uluslararası Kent Tiyatro Festivali/Etimesgut (KentFest)


Etimesgut Belediye Başkanı Erdal Beşikçioğlu, sanatın iyileştirici ve dönüştürücü gücünü ilçeye taşıyor. Etimesgut Belediye Başkanı ve Kent Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Erdal Beşikçioğlu’nun teklifiyle, Övül Avkıran ve Mustafa Avkıran’ın eş sanat yönetmenliğinde hayata geçirilen Uluslararası Kent Tiyatro Festivali- Etimesgut (KentFest), bu yıl ilk kez 11-26 Ekim tarihlerinde gerçekleşecek. 

Gösteri sanatlarının tüm dallarının dahil edildiği program kent sakinlerine uluslararası bir şenlik yaşatmaya ve hem şehrin hem de ülkenin sanat takvimine yeni bir soluk getirmeye hazırlanıyor. Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından gelen hikaye anlatıcılarının gösterileri, yaratıcı atölye çalışmaları, ilham verici söyleşiler, konserler ve seyirci sohbetleriyle tiyatronun kalbi 15 gün boyunca Ankara’da, Etimesgut’ta atacak.

Festival süresince 8 ülkeden 15 etkileyici gösteri CKM Kent Tiyatrosunda seyirci ile buluşacak. Festivalde Kent Tiyatrosu;  Haldun Taner’in yazdığı; Erdal Ozan Metin’in yönettiği “Vatan Kurtaran Şaban” ile prömiyerini yapacak. 

KentFest kapsamında "39 Buçuk Basamak" oyunu da sahne alacak. Işık ve gölge oyunlarının yanı sıra dekoru ve özgün müzikleriyle öne çıkan oyunun olay örgüsü, karakter geçişleri ve yüksek temposu da dikkati çekiyor. John Buchan'ın "39 Basamak" adlı romanından ilham alan, Oğuz Utku Güneş'in yazıp yönettiği eser, yeni romanını kaleme almak üzere Pera Palas Oteli'ne yerleşen Buchan'ın başından geçenleri konu alıyor. Ayrıca oyun bu oyun ile yönetmen Oğuz Utku Güneş Afife Jale Ödülleri'nde "en iyi yönetmen" ödülünü kazanmıştı.

TIKLAYIN-Afife Tiyatro Ödülleri sahiplerini buldu: "Böyle zamanlarda oyun oynamak çok ağır; bir tarafta gözünüzün yaşını silip, öbür taraftan sahneye çıkmak zorundasınız"

Etimesgut İlçesinde ilk kez düzenlenecek olan Uluslararası Festival hakkında açıklamalarda bulunan Başkan Beşikçioğlu; “Fransa, Portekiz, Polonya, Brezilya, İngiltere ve Almanya’dan önemli oyunlar gelecek. Böylelikle Etimesgut Avrupa’ya ve Dünya’ya kapılarını açmış olacak. Toplamda 15 gün sürecek olan festival için hazırlıklar son hızla devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Kentfest’in etkinlik programına Etimesgut Belediyesi’nin internet sitesinden ulaşabilirsiniz.

-OYKNOCK KNOCK!


Galeri Siyah Beyaz, Fırat Engin’in 20 Eylül – 19 Ekim 2024 tarihleri arasında gerçekleşecek olan “OYKNOCK KNOCK!“ isimli solo sergisine ev sahipliği yapıyor. 

Birey-toplum ilişkisini ekonomik ve kültürel temsiller üzerinden ele alan Engin, hafızalarda yer eden bazı sembolleri ve anlamlarını yeniden yorumlayarak izleyiciyle buluşturuyor. Metal, neon, floresan, fotoğraf, hazır nesne gibi malzemelerle çalışan sanatçı, bu sergisinde gerçeğin peşine düşmeyi öneriyor. 

Gerçekliğin bulanıklığına referans veren sergi, sanatın kayıt altına alan doğası bağlamında bugünü not alıyor, kapital sistemden dolayı sürekli olarak dönüşen toplumsal, ekonomik ve kültürel yapıları odağında tutuyor. Sergi, içinde yaşadığımız çağdaki anlamsal kırılmaların metaforunu kurarken, bunu kültürel ve evrensel kodlardaki semboller üzerinden yapıyor.

-Bunu kendime neden yapıyorum?


Hayır diyememe hastalığı ve mesleki soru işaretlerinden muzdarip olduğunu belirten Melikşah Altuntaş; beklentiler, önyargı ve hayal kırıklığı üzerine batılı anlamda ilk Elazığlılık deneyimini, görsel ve işitsel bir anksiyete krizine dönüştürüyor. Yönetmen, senarist ve sinema yazarı Melikşah Altuntaş, stand up gösterisiyle 12 Ekim Cumartesi günü seyircisinin karşısında olacak.

-Rüya Oyunu


Yanımızda sohbet eden kişilerin doğallığında yazdığı diyaloglarının derinliği ve oyun akışlarındaki öngörülemezliği ile Avangart tiyatronun habercisi olan August STRINDBERG’in Rüya Oyunu, Yakın tiyatro tarafından sahneye iki kişilik olarak yeniden uyarlandı.

Uyarlamada, orijinal metnin rüyaların her şeyi mümkün kılan yapısı seyircinin hayatına taşınarak, bir anlamda rüyanın hayata sızmasına müsaade edilmeye çalışıldı.  

İşten yeni atılmış bir kadının, tanrının kızı ile karşılaştığı bir taksi durağında geçen oyun, ikilinin peş peşe gördüğü rüyalar yoluyla “Umut” ve “Karamsarlığın” münazarasına dönüşüyor. Oyun boyu, karşılaştığı kadın aracılığı ile insan yaşamına şahit olan tanrının kızı, “insan olmak ne garip şey” diye tanımladığı bizim durumumuzdan, bizi çekip çıkararak kötü rüyadan uyanmamızı sağlayabilecek mi? Rüya Oyunu 14 Ekim Pazartesi günü Yakın Tiyatro’da seyircileriyle buluşuyor.

-Tek Başına


Manal, Tibelya ve Yaşlı Kadın...Manal, Suudi Arabistan'da bir gün çocuğu hastalandığında onu hastaneye götüremez. Çünkü kadınların araba kullanması ve yanında erkek olmadan hastaneye gitmesi yasaktır. O gece çocuğunun ateşini düşürür ama sonra Mekke'nin caddelerinde araba kullandığı bir videoyu tüm sosyal medya kanallarında yayarak Suudi kadınlarına cesaret verir ve hapse mahkum olur. Tibelya ise şimdi Diyarbakır'da...Evlerin içinde kadınlara "kadınlık" adı altında "kadın olma"nın çilelerini çektiren geleneklerden o da payına düşeni yaşamış, bazen kıkır kıkır bazen ağlamaklı...Yaşlı Kadın... Bütün dünyanın öldürdüğü çocukları, neşeyle beklediği ölümünde içinde mırıldandığı şarkılarını avuçlarından bırakıyor... Ben; Nurtaç, bu kadınları sizin de olduğunuz bir sahneye davet ediyorum bir saatliğine...buluşmak dileğiyle... 3 kadının hayatlarında ataerkil sistem nedeniyle yaşadığı zorlukları anlatan bu tiyatro oyunu izleynlerini sistemi sorgulamaya itiyor. Bu eşsiz oyun 12 Ekim Cumartesi günü Farabi Sahnesi’nde izleyicilerinin karşısında olacak.

İzmir'de bu hafta

-4. İzmir Uluslararası Film ve Müzik Festivali


İzmir’de üç yıldır düzenlenen ‘Uluslararası Film ve Müzik Festivali’nin dördüncüsü bu yıl  30 Ekim – 3 Kasım tarihleri arasında düzenleniyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Kültürlerarası Sanat Derneği işbirliği ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteği ile düzenlediği festival bu yıl Bakanlığın ‘İzmir Kültür Yolu Festivali’ kapsamında gerçekleşecek.

Festival çerçevesinde, geçen yıl olduğu gibi Ulusal ve Uluslararası Yarışmalar ile yarışma dışı bölümler yer alacak. 2023-24 yapımı uzun metrajlı kurmaca ya da belgesel filmlerin katılacağı Ulusal ve Uluslararası yarışmaların yanı sıra, yılın En İyi Dizi Film Müziklerinin bestecileri de ödüllendirilecek. Ulusal Yarışmada En İyi Film ve yönetmeni, Jüri Özel Ödülü, En İyi Oyuncu, En İyi Besteci, En İyi Film Şarkısı, En İyi Ses Tasarımı ödüllerini, Uluslararası Yarışmada En İyi Film, Jüri Özel Ödülü ve En İyi Film Müziği ödüllerini kazananlar ile TV Dizi Müziği Ödüllerinde iki kategoride -açık kanallar ve dijital platformlarda gösterilen yapımlar arasında- En İyi Dizi Film Jenerik Müziği ve En İyi Dizi Şarkısı ödüllerini kazanan bestecilere ‘Kristal Flamingo’ ödülleri takdim edilecek.

Direktörlüğünü Vecdi Sayar’ın yaptığı Festivalde, Uluslararası Yarışma, Ulusal Yarışma, Özel Gösterimler, Onur Ödülü, Kültürlerarası Sanat Başarı Ödülü, Yaşam Boyu Başarı Ödülleri ile “iki Ustadan iki film”, “Anılarına”, “Sinemamızdan Portreler”, “Sınır Tanımayan Yönetmenler”, “Üç Kıtadan Üç Film”, “Müzik ve Yaşam”, “Her Yaştan Çocuklar İçin” bölümleri yer alıyor. İstinyePark Renk Sinemaları, Elhamra Sineması, Fransız Kültür Merkezi ve İzmir Sanat’taki tüm film gösterimleri ve söyleşilere katılım ücretsiz olacak.

-Sözleşme Sergisi


Globera Sanat İnisiyatifi tarafından düzenlenen ArtMeet Festivali'nin ikinci edisyonu ‘‘Sözleşme’’ sergisiyle 11 Ekim-15 Kasım 2024 tarihlerinde Tarihi Bıçakçı Han'da olacak. Etkinlik kapsamında sergi turu ve söyleşi gibi yan etkinlikler de yer alacak.

Doğa hakkı kavramından yola çıkan Sözleşme sergisi doğa ile aramızdaki ilişkiyi insan evrimi açısından değerlendiren bir bakış açısına sahip.

Sergide video mapping, film, ses gibi dijital işlerin yanı sıra seramik, heykel, kolaj, yerleştirme ve ileridönüşüm tekniklerinin kullanıldığı eserler yer alacaktır.

Sergide eserleri bulunan sanatçılar ise; Ali Kanal, Aycan Genlik, Cem Atmaca, Doğunun Cadıları, Dünya B. Atal, Ege Bulut, Etem Şahin, Ezgi Yakın, Habip Arkın Cihangir, Hande Zerkin, Nezaket Tekin, Onur Kocaer, Özgür Demirci, Sinan Kestelli, Şeyma Güzelaydın, Uğur Engin Deniz, Yiğit Özgür Ürkmez, Zarife Arslan şeklinde.

-Amy Hustoy


Çocukluğunda ve genç kızlığında yaşadığı travmalar nedeniyle çoklu kişilik bozukluğuyla mücadele eden genç bir kadının; biraz tatlı, oldukça acı ve ekşi hayat hikayesi ile seyircisi ile buluşuyor.

Danimarkalı bir Müslüman kadın, bir İngiliz genel ev kadını, 7 yaşında bir kız çocuğu ve William!

Hikayede; Chris Sizemore, Shirley Ardell Mason ve Mary Reynolds gibi dünyaca ünlü bir çok 'kadın çoklu kişilik bozukluğu hastasının psikoanalist raporları incelenerek, bu hastaların ortak travmaları ve bunların yarattığı ortak kişilik tiplemeleri işlenmiştir.

70’lerin sonlarında muayene olduğu psikoanalistlerin çoğunu zekasıyla şaşkına çeviren Amy Hustoy; kişiliklerinin doğuşuna neden olan travmaları açısından oldukça trajik bir hikayeye sahip.

-Yol Ayrımları


Yazdığı öykülerdeki karakterlerin yüzlerini görme merakı ile 1974 - 1975 yıllarında resim yapmaya başlayan Özuysal, yurtdışında açtığı 21 sergi ile birçok başarıya imza attı. Son sergisi olan Yol Ayrımları Sergisi’nin açılışı 10 Ekim saat 16:00’da Aryom Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Sergi 10 Kasım’a kadar ziyarete açık olacak.

-Kırlangıç Kırlangıç


"Kırlangıç Kırlangıç", sadece kuşlara adanmış bir sergi değil, aynı zamanda insanoğlunun modern şehirlerde doğayla kurduğu ilişkiye dair derin bir düşünme pratiği sunuyor. Anadolu’nun geleneksel mimarisinde kuşlar için yapılan özel pencereler ve İstanbul’un eşi benzeri olmayan kuş sarayları gibi hayvanlarla birlikte yaşamanın yollarını bulduğumuz yapılar varken; cam, metal ve beton yığınlarında kaybolmayı seçmeye başladık. “Kırlangıç Kırlangıç”, köpeklerin, kedilerin, kuşların birer şehir sakini olduğunu unutmamak gerektiğini vurguluyor.