Sabıkalıların serbest gezip suç işlemesi, cezasızlık konusunu gündeme taşıdı

Türkiye’de son günler cinayet olayları nedeniyle adli ve hukuki süreçlerde yavaşlık ve cezasızlık sorunları gündemde. Sabıkası olan kişilerin serbest bırakılmaları sonucu suç işlemeleri gündemdeyken cezaların infazındaki düzenlemelere ilişkin soru işaretleri de oluştu. Hukukçular, infaz yargı sistemine düzenlemeler getirilmesi gerektiğini ve denetim mekanizmasının kuvvetlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Cumhuriyet’e konuşan avukat Çağla Gül Bulut, “Ülkemizde cezasızlık olgusunun da etkisiyle insanlar adalete güvenmiyorlar. Her ne kadar ülkemizde cezalar yüksek olsa cezaların infazındaki düzenlemeler nedeniyle veya cezaevlerinde yer olmadığı için bile çıkan aflar nedeniyle alınan cezanın tümünün yatarı yoktur. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar sanığa 2 yıl altı hapis cezalarında verilen, 5 yıl suç işlemediği zaman düşen bir karardır. Caydırıcılıktan uzak, mağdur açısından uygun giderim sağlamadığı gerekçeleriyle Anayasa Mahkemesi tarafından geçen sene iptal edildi. Ancak uygulamaya henüz başlanmadı. TBMM’nin bu iptal gerekçeleri ışığında yeni bir düzenleme yapması gerekecek” dedi.

‘ISLAH EDİLMESİ GEREKİYOR ‘

Bulut sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Cezanın amacı sadece sanığın cezalandırılması değildir. Aynı zamanda sanığın ıslah edilmesi, topluma geri kazandırılması, bir daha suç işlemesini önleme amacı da vardır. Ancak sanığın ıslahına yönelik eğitim, psikolojik çalışmalar yapmadıkça, ıslah olan sanığı dışarı çıktığında takibini yapıp, izlemedikçe bu amaca ulaşılamamaktadır. Haliyle de ıslah olmamış sanıklar, cezaevine hiç girmedikleri veya kısa süreli kaldıkları için suç işlemekten çekinmemektedirler.”

İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Görevlisi Avukat Özlem Şen ise “Suç işleyenlerin yeni suçlara karışmasını engelleyecek bir infaz yargı sistemi güncellemesi ve özellikle denetim mekanizmasının kuvvetlendirilmesi gerekiyor. Çünkü hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararından itibaren 5 yıl denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü değiştirmeden açıklar. Yeniden hüküm kurulabilmesi için kasten işlenen yeni suç bakımından verilecek cezanın kesinleşmesi gerekir. Ne yazık ki mevcut infaz yasa ve mevzuatı ihtiyaçlara karşılık vermiyor. Denetimli serbestlikle erken tahliye, açık cezaevi izni, şartla salıverme sürelerini kısaltma gibi uygulamalar derin toplumsal sorunları beraberinde getiriyor. Bu algıyı yok etmek için, insanların yargıya güveninin tekrar tesisi için ciddi yapılandırmalara ihtiyaç var” dedi.