Sabah Yalan Söylüyor
Aslında başlık “yalan söylüyor” değil de “söyledi” olmalı.
Ama haberi birkaç saat önce gördüğüm ve benimle ilgili ya da ilgisiz sayısız örneğe de tanık olduğum için “söylüyor” dedim.
Genellikle böyle net, köşeli ifadelerden kaçınırım. Ben de yanılıyor olabilirim diye.. Ola ki metni yanlış anlamışımdır diye..
Ama hayır! Sabah’ın benimle ilgili haberi A’dan Z’ye.. Tepeden tırnağa.. Noktasına virgülüne YALAN!
*. *. *
Haber, internette bambaşka bir şey ararken karşıma çıktı. Başlık “Ayşenur ablası devreye girdi” olmasa geçip giderdim belki. Ama hak verirsiniz, Ayşenur ve Abla denince akla benden başka kimse gelmez!
Haberi okuyunca, doğrudan benden söz ettiğini de anladım zaten.
Peki ben ne için, kim için, nasıl devreye girmişim?
Buyurunuz:
Efendim, bendeniz oturduğum sokaktaki bir villayı gözüme kestirmişim.
Gerçekte kim olduğu hakkında hiçbir fikrim bulunmayan Hayri Kundura’nın sahibi Bahattin Yıldız’a ait olduğunu ya biliyormuşum ya da öğrenmişim.
Yetmemiş, villanın borç nedeniyle banka tarafından satışa çıkarıldığını haber almışım.
Haberi de yememiş içmemiş, ev aradığını -aşkolsun- bana hiç söylemeyen Cafer Mahiroğlu’na yetiştirmişim
Ve satılık olduğunu bilmediğim villa için hiç tanımadığım insanlarla temasa geçmiş, hatta Sabah’ın haberine göre banka tarafından satılan villa için -nasıl oluyorsa- ben aracı olup pazarlık yapmışım.
Yeter mi? Yetmez! Villada çalışmalar sırasında gürültü olunca yine pelerinimi takıp patronum için göreve koşmuşum. Komşulara “az biraz daha dişinizi sıkın, bizim patron gelecek oraya” demişim.
*. *. *
Sabah’taki haberin her cümlesi “öğrenildi” diye bitiyor. İmza da Barış Savaş diye genç bir muhabire ait.
Barış Savaş bunları nereden öğrendi, sormak lazım değil mi!
Belki aradan bir yıl geçtiği için unutmuştur. Çünkü haberin tarihi 14 Ekim 2023.
Yani benim evden terörle mücadele polisleri tarafından alınıp savcılığa götürüldüğüm.. Ve sorgu sualde hiçbir suçlama olmamasına rağmen “gözdağı” verilerek programın bitirildiği günün iki hafta sonrası.
Sabah yöneticileri Cafer Mahiroğlu’na vuracak ya.. “Hazır Ayşenur Arslan hedefteyken oradan yürüyelim” demişler anlaşılan.
Ben o günlerde başıma gelenleri hazmetmeye çalışırken bu müthiş HABERİ atlamışım. Tüh!
*. *. *
O pespaye yalanı okur ve bu yazıyı yazarken şunu düşündüm:
Velev ki villa sahiplerini tanıyor olsam ve pazarlık falan yapsam.. Ne var bunda!
Ama her cümlesi yalan olan bir “ŞEYİ” insan nasıl yazar, basar? Neden?
Ayrıca..
Cafer Mahiroğlu’nun villasına ve villanın çatısına saplantı düzeyinde ilgi gösteren bir gazete, neden New York’taki Türkevi hakkındaki rüşvet / yolsuzluk iddialarını duymaz, görmez?
Dünyanın Erdoğan’ın BM çıkarmasını değil New York gibi küresel ekonominin başkentini sarsan bu haberi konuştuğunu “bilemez”.
Bence bir göz atsalar iyi olur.
Çünkü konu çok renkli.. FBI’ın ve ABD’nin dünyaca ünlü ulusal gazetelerinden New York Times’ın radarına girecek kadar da kritik..
Yakında daha da ısınır.. Ve karşı saldırıya geçmek için “kaçak inşaat” ürünü saraydan talimat gelir nasılsa!