Özgür Özel: Siyasi Yasak İstinafta Onanacak Ama Yargıtay Aşaması Kalacak

(ANKARA) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na siyasi yasak getirilmesi davasına ilişkin "Bu cezayı normalleştirmememiz lazım. Böyle bir kararın okunmaması lazım, alınmaması lazım. Alındığı takdirde zaten o anda yargı aşaması var. O davayla ilgili kanaatim bir şey yok. Sözüme değer veren herkese şunu söylüyorum. Bence siyasi yasak istinafta onanacak  ama Yargıtay aşaması kalacak. 'Acaba Ekrem İmamoğlu'na siyasi yasak gelecek mi, Cumhurbaşkanı adayı olabilecek mi, olamazsa kim olacak, olursa o mu olacak' tartışmasının içinde bizi tutmaya çalışan bir akıl var bu oyuna gelmeyelim" dedi.

CHP Genel Başkanı  Özel, TV100'de Kübra Par ile Ana Haber programına katılarak soruları yanıtladı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili  "ahmak davası" ve siyasi yasak ile ilgili soru üzerine Özel, şöyle konuştu:

"Bununla ilgili alt düzeyde arkadaşlar toplantılar yaptı. Birkaç kez Ekrem Bey'le de bir araya geldik. Böyle bir şey olduğunda kademe kademe, gün gün ne yapacağımızı da konuştuk. Orada da bir genel mutabakatımız da var. Ama bunu şimdiden açıklamak doğru bir şey olmaz. Bu cezayı normalleştirmememiz lazım O yüzden de sanki karar normalmiş de okunması bekleniyormuş… Böyle bir kararın okunmaması lazım, alınmaması lazım. Alındığı takdirde zaten  o anda yargı aşaması var. O davayla ilgili kanaatim bir şey yok. Sözüme değer veren herkese şunu söylüyorum, bence siyasi yasak istinafta onanacak ama Yargıtay aşaması kalacak. 'Acaba Ekrem İmamoğlu'na siyasi yasak gelecek mi, Cumhurbaşkanı adayı olabilecek mi, olamazsa kim olacak, olursa o mu olacak' tartışmasının içinde bizi tutmaya çalışan bir akıl var bu oyuna gelmeyelim."

Ekrem Bey'in bana kendi ifadeleriyle de söylediği 'İnsanlar bana İstanbul'a bir beş yıl daha hizmet etmem için görev verdiler. İstanbul'a odaklıyım. Işimi en iyi şekilde yapmak istiyorum. Bu tartışmaların içinde olmak istemiyorum.' Bugün Mansur Bey de benzer bir açıklama yaptı. 'Bizi de bu tartışmaların içine çekiyorlar' diyor. Bir gün aday belirleneceğinde, en katılımcı şekilde olacak. Ben bir kere her bir CHP üyesinin görüşünü alarak, en doğrusunu… Tüzüğümüzde de var. Belki hatta halk yoklamaları yapar. En doğru adayı, en doğru şekilde belirleyeceğiz. Bir tane adayımız olacak ve o adayımızın etrafında hep birlikte kenetleneceğiz. Bu noktada  kime görev düşerse tarihi sorumluluğu onurla, gururla taşıyacak."

İktidarı seçim yoluyla değiştirip ardından bu ülkede yeniden demokrasiyi kurmak istiyoruz"

Partinin hedefinin çok net olduğunu vurgulayan Özel, şöyle devam etti:

"Biz bu ülkede bu iktidarı seçim yoluyla değiştirip ardından bu ülkede yeniden demokrasiyi kurmak istiyoruz. Bizim nihai hedefimiz zaten tarafsız bir cumhurbaşkanı, tarafsız, partisiz bir cumhurbaşkanı. Bu, Türkiye'de bütün tartışmaları ortadan kaldıracak. ve devamında güçlü bir parlamento, güçlü bir yürütme, güçlü bir Başbakan ve arzumuza ulaştığımızda Türkiye'de bugün AK Parti'ye oy verenlerin de çok memnun olacağı büyük bir zenginleşme. Bizim hedefimiz Türkiye Cumhuriyeti'ni Avrupa Birliği'ne sokmak. Kuvvetler ayrılığını tesis etmek ve Türkiye'yi zenginleştirmek, kalkındırmak. CHP'nin ilk birinci yüzyıldaki ilk iktidarı bu ülkeyi uçurdu. İkinci yüzyıldaki ilk iktidarı da uçuracak. Biz bu ülkeyi zenginleştirmeye geliyoruz. Yeniden kalkındırmaya gidiyoruz. ve bu güçlü bir parlamentoyla, kuvvetler ayrılığıyla ve bir tek adamla değil, ortak akılla olur.

"Gerçek bir Cumhuriyet Halk Partili, Cumhurbaşkanımız olacak"

Bir başka soru üzerine Özel, "Ben burada en doğru adayın en geniş mutabakat ve en ortak akılla belirlenmesi teminatıyım. Ben buna talibim. Dünyanın en güzel şeyi seçim, 47 yıl sonra TRT ekranlarına CHP'yi birinci partiye yazdırabilmek. Bunu ilk seçimde de yaptıracağım. Bu olduğunda ben zaten zaferlerin en büyüğünü kazanmış oldum. Bir Cumhuriyet Halk Partili, gerçek bir Cumhuriyet Halk Partili Cumhurbaşkanımız olacak. Ha ama biz belki de o adayın, adaylıktan sonra partiyle bağını kesmesini konuşabiliriz. Bunların hepsini oturacağız, konuşacağız. Bunun mutabakatla yapacağız. Ama esas hedefimiz Türkiye'yi güçlü bir parlamentoya dönüştürmek, bu dünyanın en zengin ilkeleri, güçlü parlamentolarla yönetiliyor. En yoksul ülkeleri de başkanlık ve yarı başkanlıkla" diye konuştu.

"Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının en somut vaadi, Avrupa Birliği'ne tam üyeliktir"

4 - 9 Eylül'de yaptıkları kurultayı anımsatan Özel, şöyle devam etti:

"Bundan sonraki 6 ayda Cumhuriyet Halk Partisi 81 il 973 ilçede hem kendi üyeleriyle kapalı hem de meslek kuruluşlarıyla, kanaat önderleriyle, sendikalarla, temasları kurarak ilk önce sorunları zaten tespit ettik. Bütün cevapların olacağı parti programımızı sekiz ay sonra veya işte altı ila sekiz ayda bitireceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının en somut vaadi, Avrupa Birliği'ne tam üyeliktir. Avrupa Birliği'ne tam üyelik noktasında yol yürüdüğünüzde, yani hukuku çözdüğünüzde, kuvvetler ayrılığını çözdüğünüzde, parlamentonuzu güçlendirdiğinizde, yargıyı güçlendirdiğinizde ve şeffaflaştığınızda siyasi ahlak yasanız, kriterlerini de açtığında millet peşinizden dolaşacak. O gün belki bambaşka şeyler konuşulabilir. AK Parti Türkiye'yi Avrupa'dan ve Avrupa ideallerinden kopardı  ama bizim anketlerimizde vatandaşların yüzde 65'i Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olmasını istiyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin içinde olduğu iktidarın sonunda alım gücü on kat artacak. AK Parti paradan altı sıfır attı. Ama onlar hem etiketlerden attı hem maaşlardan attı. Biz sadece etiketlerden atacağız. Bugünkü maaşı aldığınızı ama dana kıymanın 55 lira olduğunu kuzu pirzolanın 80 lira olduğunu düşünün.

"Eğitim AK Parti'nin en başarısız olduğu alandır"

Okullardaki temizlik sorunu konusunda da Özel, şunları kaydetti:

"Ben Belediye Başkanım Mansur Yavaş'ın verdiği rakama güveniyorum, inanıyorum. Ama bu konuda hemen Milli Eğitim Bakanı'yla birlikte hemen o birini görevlendirsin, ben birini görevlendireyim. Gitsinler koordinasyon çağrısı yaptı. Dedi ki bize eğer söylerlerse, çünkü okullara çat kapı gidiyorlar, biz temizlik görevlisiyiz diye geliyorlar. Güvenlik nedeniyle alınamayabilir. Lütfen bizimle koordine etsinler dedi. O  zaman doğrusunu söyleyeyim. Bir kere bu nereden çıktığını anlatalım. Ben Amerika'ya giderken açıkladım, dedim ki okulları çocuk mahremiyetine saygı göstererek video çekmeden, fotoğraf paylaşmadan okul müdürünü aşmadan ve belli kuralları ihlal etmeden, belli bir heyetle ziyaret edip, bu eğitim başkanı il eğitim sorumlusu, hepsi emekli öğretmen, emekli öğretmenlerden, ağırlıklı olarak öğretmenlerden kadın kolları ve gençlik kollarından olsun,  okulları ziyaret edin. Eğer bir hijyen sorunu, bir kriz varsa belediyemizin olduğu yerlerde o belediye olmayan yerlerde en yakın belediyemize haber verin. Bütün hepsinin temizliğine falan talip değil, talep edene yardım taahhüt ediyor. Niye? Ben okullara gönderiyorum ve o talebe göre öyle elde fırça kova okullar temizlemeye gitmiyoruz, yetişemeyiz zaten. Biz okula örgütümüzü yolluyoruz ama net olarak da yazımız şu, bu bir okullarla dayanışma. Eğer okul müdürü, okul aile birliği, hijyenle ilgili bir sorundan, temizlikle ilgili bir eksikten bahsediyorsa giderilene kadar belediyemize haber verin. ve belediyeler bizde ondan sonra gidiyor. Çağrılmadığımız yere gitmiyoruz.

Eğitim AK Parti'nin en başarısız olduğu alandır. Milli Eğitim en çok bakan değiştirilen, Kültür ile birlikte iki bakanlıktan birisidir. Her gelen reform yapar, bir öncekini kötüler. Ama hepsini Tayyip Erdoğan atar. O yüzden esas bu bakanları değil de bu bakanları atayanı değiştirmeden bu iş çözülmeyecek. Ama biz o güne kadar Cumhuriyet Halk Partisi olarak onların yetişemediği yerde iş birliği teklif ediyoruz. Koordinasyonsa açık yüreklilikle söylesinler. Biz en yakın belediyemizi yönlendirelim ama engel olmaya çalışıyorlar. Bu eksik yokmuş gibi. Bu 'akan dedi ki Kübra Hanım 'okullarınız beş yıldızlı otel gibi.' Iki gün sonra çıktı ki berbat durumda okullar. Bir öğün sıcak yemek verelim demiştik. Biz de vereceğiz dediler. Önce okul öncesi deyip çevirdiler seçimden sonra. Geçen eylül onu da kaldırdılar. Milli Eğitim Bakanlığı çok ciddi bir tutarsızlığın içinde. Okullarda çok çiddi temizlik ve hijyen sorunu var."

"AK Parti eğer seneye Kasımda seçimden kaçarsa bir daha peşimizden koşmasınlar erken seçim için"

AK Parti seçimlere 6 ay kala seçim isterse tutumlarının ne olacağına ilişkin Özel, "Altı ayı bekleyin diyeceğiz. AK Parti eğer seneye kasımda seçimden kaçarsa bir daha peşimizden koşmasınlar erken seçim için" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Meclis'in açılışında İsrail ile ilgili yaptığı açıklamayla ilgili soru üzerine Özel, şöyle konuştu:

"Bir ülkenin Cumhurbaşkanı diyorsa çok önemli bir mesele, derhal Meclis bir kapalı oturumda, bir gizli oturumda Cumhurbşkanı Erdoğan ve görevlendireceği bakanların yanında onun ne demek olduğunu bütün Meclis'le paylaşmak durumunda. Nasıl bir tehdit görüyorsunuz da anlatmıyorsunuz? Ha şunu yapıyorsanız, ekonomi kötü, işleri kötüye gidiyor, yakın savaş tehdidi milleti arkama toplar diyorsanız onu da görelim. Gelsinler anlatsınlar. Öyle 'İsrail Türkiye'ye saldıracak birlik olalım' deyip oradan kendilerine milletin gönlünden düşmüşken herkesin birden sahipleneceği bir mutabakatı istismar etmelerinden de endişe ederim."

"Mevcut Anayasaya uysunlar, yeni anayasayı gelsinler konuşsunlar"

Özel, yeni anayasa tartışmaları konusunda da "Mevcut Anayasa'ya uysunlar, yeni anayasayı gelsinler konuşsunlar. Can Atalay içerde, Gezi'den arkadaşlarımız içeride. AİHM kararlarına uymuyorlar. Anayasa Mahkemesi'ni tanımıyorlar 'kapatacağız' diyorlar. Anayasa Mahkemesi kararlarına birinci kademe mahkemesi uymuyor. Sırtını sıvazlıyorlar. Ondan sonra dönüyorla,  yeni anayasa yapalım diyorlar Mevcuduna uy, mevcuduna" değerlendirmesini yaptı.

"Esat'la görüşmeyle ilgili arka kapı diplomasisiyle sorduk ve olumlu bakıyoruz dediler"

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşme konusundaki soruya Özel, şu yanıtı verdi:

"Esad ile görüşmeyle ilgili arka kapı diplomasisiyle sorduk ve 'olumlu bakıyoruz' dediler. 'Resmi talepte bulunun cevaplayalım' dediler. Resmi talep yazımızı yolladık. O aşamada Erdoğan 'ben de görüşeceğim' dedi. Eskiden Esad ile görüş deyince 'elleri kanlı Esed'le sen git görüş...' Dünyanın lafını ediyordu bize, 'ben de görüşeceğim' dedi. Tahmin ediyorum, bir bilgiye dayanarak değil. Şimdi Erdoğan'ın görüşmesi olunca, Putin'in aracılık edeceği olunca, bu işin Moskova'da falan olması, orada burada olması gibi şeyler gündeme gelince Suriye tarafı bir durdu gibi geliyor bana.  Bize resmi yazı isteyip gün bitireceğiz demişlerdi. Bu konuda kendilerinden gün bekliyoruz. Ama Esad'la görüşme noktasında benim bu adımım Erdoğan Esad görüşmesini başlatıyorsa ve bu Türkiye'deki sığınmacı sorunu çözecek, ordan bir genel aftan bahsediliyor,  ben bütün Avrupa'nın bu taşın altına elini koyması gerektiğini, Avrupa'nın bütün liderlerinin gözünün içine baka baka söylüyorum. En sonunda SPD'nin Genel Başkanı geldiğinde, açık toplantıda da söyledim, Avrupa'nın da elini taşın altına sokup bu sığınmacıların Suriye'ye bir an önce dönmesi lazım. Biz bunu yapmak istiyoruz. Bizim bunu yapmak istediğimiz şeyde Erdoğan 'ben de yapacaktım' diyorsa aman yapsın. Aman yapsın destekliyorum. Hatta yani benim bir kolaylaştırıcılığım olacaksa ben onu yapayım.

"İsrail Dışişleri Bakanlığı'ndan uçuş onayı bekliyoruz"

Filistin'e ziyaret konusunda da Özel, " Mahmud Abbas zaten açık davette bulundu, telefon görüşmemizde. İsrail'in bu saldırıları hava sahası ile ilgili  şeyden İsrail Dışişleri Bakanlığı'ndan uçuş onayı bekliyoruz. Ayrıca Sosyalist Enternasyonal Başkanlar Kurulu'nun  bir sonraki toplantısının, hatta olağanüstü bir toplantıyla hemen Rahmallah'ta yapılmasını söyledim. Gittiğimde Mahmud Abbas'la onu da konuşacağım. Mahmud Abbas'tan zaten çağrı var, beklenti var. İsrail izin verecek, uçuşumuzu yapacağız ama görüyorsunuz saldırılar var şu anda oraya uçamayız." şeklinde konuştu.

(Bitti)