Özgür Özel: MİT Başkanı İbrahim Kalın CHP’de sunum yapacak

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Gazeteci Özlem Gürses'in YouTube kanalına konuk oldu. Gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunan Özel, önümüzdeki hafta MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın CHP'de bir sunum yapacağını söyledi.

Özel söz konusu açıklamasında, "Sayın MİT Başkanı, CHP'ye gelerek bir sunum yapacak ve bizim sorularımızı yanıtlayacak. Bir gündem belirlemedik."ifadelerine yer verdi.

Özel, "Cumhurbaşkalığı değişikliği olur mu Kıbrıs'ta?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Olabilir. Anketlerde CTP'nin adayı Tufan Bey önde. Mevcut Cumhurbaşkanıyla yarışıyorlar. Tabii Kıbrıs siyaseti kendi haline bırakılırsa çok farklı ama Türkiye'nin müdahaleleri her zaman etkili oluyor. Çok çekişmeli bir yarış olacak. CTP bizim kardeş partimiz. Sosyalist Enternasyonel'de birlikte olduğumuz partimiz ama CHP olarak şöyle CTP ile kardeşiz ama bütün Kıbrıs'la da akrabayız.

"NEDİR NORMALİ OLAN? MESELA CHP GENEL BAŞKANI'NIN KIBRIS BARIŞ HAREKATI’NA GİTMESİ"

Özel, "Uzun zamandır CHP olarak ve CHP genel başkanlığınızdan başlayarak meselelere biraz daha yukardan bakmaya çalışan bir vizyon mu demeliyim bir bakış açısı mı demeliyim geldi. Bunu normalleşme olarak da anlattınız. Oralardan geri mi dönülüyor?" sorusuna da şu yanıtı verdi:

"Bir kelimenin içine her şeyi sıkıştırma hastalığından dolayı normalleşme üzerinden 'Bunlarla mı normalleşeceksin' diye bir hatta böyle ilk duyduğunuzda çok haklı bir soru geliyor. Bu normalleşme kelimesinin patenti bana ait Türkiye siyasetinde yakın zamanda. Tayyip Bey bunun yerine yumuşamayı tercih ediyordu. Hatta muhalefetin yumuşaması gibi laflar söylüyordu, ben de buna itiraz ediyordum. Benim dediğim şu, normali bu. Nedir normali olan? Mesela CHP Genel Başkanının Kıbrıs’ın Cumhuriyet Bayramı’na, Kıbrıs Barış Harekatı’na gitmesi, Azerbaycan ile iyi ilişkilerinin olması, Azerbaycan ile çatışmaması, dünyadaki Sosyalist Enternasyonal’de başkan yardımcılığı yapması, aktif bir dış politika izlemesi. Türkiye’de ana muhalefet partisi olup yurtdışında elbette iktidarın hatalarını savunacak bir pozisyonda değil ama Türkiye’nin menfaatlerini savunacak bir pozisyonda olması normaldir. Normali bu.

"TAYYİP BEY'İN 22 YILLIK HATALARINA ORTAK OLMAK... BÖYLE BİR ŞEY YOK"

"Mesela Kıbrıs'a gittiğinizde o dönemin Büyükelçisi sizi karşılamaya gelmedi. Siz hiçbir zaman fikrinizi bakışınızı değiştirmediniz" ifadeleri üzerine de Özel şöyle devam etti:

"Bugün geldiler. Mesela o zamanın büyükelçisi gelmedi, o şimdi başka bir yerde. Bugünün büyükelçisiyle de Türkiye’de o Bakan Yardımcısıyken ciddi çelişkilerimiz vardı ama bugün bu sefer büyükelçilik personeli bizi havaalanında karşıladı, eşlik etti ve uğurladı. Normal olan bu. Aksini kabul etmem mümkün değil. Ben Türkiye’nin ana muhalefet partisiyim. Ana muhalefet lideriyim. Bir sene sonranın iktidar partisinin genel başkanıyım. Beni karşılamayacak Kıbrıs’ta, böyle bir şey yok. O yüzden kavga etmeden, tepkimi göstererek, gittiğimde Cumhurbaşkanı'na gidiyorum, Meclis Başkanı'na gidiyorum, ana muhalefet liderine gidiyorum. Diğer muhalefet partilerine gidiyorum. Yani normali bu.

İç siyasette de ülkenin birinci partisi ile genel seçimler için ana muhalefet partisinin ya da yerel seçimler için birinci partisi ile ikinci partisinin genel başkanları el sıkışmayacak Anıtkabir’de. En büyük yas gününde. Ya da bir şehit cenazesinde birbirlerine ters ters bakacaklar, el sıkışmayacaklar. Ben bunu normal bulmuyorum. Tayyip Bey bugüne kadar bulmuştu. Ben bulmuyorum. Dedim ki ben madem ki ben bu ülkenin birinci partisi oldum 47 yıl sonra. madem ki Tayyip Beyi 22 yıl sonra ikinci parti yaptık, bu bayramda aramak bana düşer dedim. Normali bu dediğim bu.

"NORMALLEŞME TAYYİP BEYE RAĞMEN AK PARTİ’NİN SEÇMENİ İLE KONUŞABİLMEKTİR"

Dedim ki bu ayağa kalkmama, evet bir partinin genel başkanına ayağa kalkmama tercihimizi başta ben de savundum veya ben de uyguladım bunu. Ama millet kendine hakaret kabul ediyor. Algısını kapatıyor. 'Yüzünü çeviriyor, kulağını tıkıyor bize’ dedim. O yüzden yani şahsın kendisine filan değil onu seçene hürmeten, onu seçen ile bir ilişki kurabilmek için bir diyalog içinde olmak. Bu uzlaşmak değil. Eleştirmemek değil. Hele böyle birilerinin dediği gibi, yok yumuşamak, yumuşak muhalefet yapmak. Ne münasebet.