Osmanlı Geleneği: Tespih Ustalığı ve Çağdaş Eğitimi
OSMANLI döneminde padişahlara tespih yapan ustaların el verdiği çıraklar, zanaatlarını, Ahilik müessesesinin temelini oluşturan usta-çırak geleneğiyle sürdürüyor. Osmanlı Sarayı'na tespih yapan Akgerdan Mehmet Efendi ile başlayıp, Mehmet Efendi'nin ...
OSMANLI döneminde padişahlara tespih yapan ustaların el verdiği çıraklar, zanaatlarını, Ahilik müessesesinin temelini oluşturan usta-çırak geleneğiyle sürdürüyor. Osmanlı Sarayı'na tespih yapan Akgerdan Mehmet Efendi ile başlayıp, Mehmet Efendi'nin çırağı Beylerbeyli Galip Usta'nın ardından silsile halinde devam eden asırlık gelenek, Niyazi Sayın, Eymen Gürtan, Dede Emrah ve son olarak İrfan Ünver (44) ile Bursa'da yaşatılıyor. Dede Emrah'ın çırağı İrfan Ünver, 6 yıldır, asırlık Ahşap Han'daki atölyesinde, doğal malzemeleri, tespih tanelerine dönüştürüyor.
Osmanlı döneminde el işçiliğiyle sanat eserine dönüştürülen, Türk kültüründe önemli bir yere sahip olan tespih, ibadetin yanı sıra bugünün de vazgeçilmez aksesuarları arasında yer alıyor. Padişahlara tespih yapan ustaların el verdiği çıraklar ise zanaatlarını, Ahilik müessesesinin temelini oluşturan usta-çırak geleneğiyle sürdürüyor. Osmanlı Sarayı'na tespih yapan Akgerdan Mehmet Efendi ile başlayıp, Mehmet Efendi'nin çırağı Beylerbeyli Galip Usta'nın ardından silsile halinde devam eden asırlık gelenek, Niyazi Sayın, Eymen Gürtan, Dede Emrah ve son olarak İrfan Ünver ile Bursa'da yaşatılıyor. Tespihe olan ilgisi çocukluk yıllarında babası sayesinde başlayan, gençlik yıllarında tespih alıp satarak, ticaret hayatına atılan Ünver, zamanla ilgisinin artmasıyla Dede Emrah'ın çırağı olarak tutkusunu ustalığa çevirdi. Bilecikli tespih ustası Dede Emrah'ın çırağı olan İrfan Ünver, 6 yıldır, asırlık Ahşap Han'daki atölyesinde kehribar, kuka, yılan ağacı, abanoz ağacı, pelesenk ağacı ve öd ağacı gibi doğal malzemeleri, tespih tanelerine dönüştürüyor.
'TESPİH BİR TUTKU VE SEVDADIR'
Zanaatının özünde sabır ve sevgi olduğunun altını çizen Ünver, "Tespihe olan sevdamız babadan geliyor. Daha sonrasında ustamız olan Dede Emrah ile tanıştık. Ona çırak olmak istedik, kendisi de kabul etti. Daha öncesinde tespih alım ve satımı yapıyorduk, ustadan çıraklık alınca imalatını yapıyoruz. Tespih bence bir tutku ve sevdadır. Tespih işini yapmak ise sabırdır. Sabırsız insan yapamaz. Biz ustamıza ilk çırak olduğumuzda, bir tespihi 10 kere yeniden yaptırdığını hatırlıyorum. Burada bize sabrı öğretti" dedi.
'BİZ DE BİR BAŞKASINA EL VERECEĞİZ'
Asırlık geleneğin sürmesi için kendisinin de bir çırak yetiştireceğini dile getiren İrfan Ünver, atölyesinin baş köşesine astığı fotoğrafı göstererek, "Bu fotoğrafta silsile halinde en başta Niyazi Sayın ile Eymen Hocamız var ve yanında Dede Emrah var. Alttaki yerde ise ben ile hocam Dede Emrah var. Biz de bir başkasına el vereceğiz ve bu şekilde devam edecek" ifadelerini kullandı.
FİYATLARI 50-60 BİN LİRA ARASINDA DEĞİŞİYOR
Fiyatı 50 ila 60 bin lira arasında değişen tespihlerini, koleksiyonerlere satan Ünver, tespih yapımında kullanılan malzemelerin önemine de dikkat çekti. Üretim sürecinde kullanılan doğal malzemelerin önemine değinen İrfan Ünver, "Biz ağırlıkla doğal malzemelerle ve daha çok kuka ağacıyla çalışıyoruz. En pahalı antika tespihler ve fiyatları ortalama 50 bin ile 60 bin lira arasında" diye konuştu.