Ölüme yakın deneyimlerdeki huzur ve mutluluğun nedeni ne?

Bugüne kadar ölüme yakın deneyim yaşayan çoğu kişi, sevdiklerini veya ilahi adlettikleri bir varlığı gördüğünü söylüyor. Bilim insanları buna neyin yol açtığını anlamaya çalışsa da doğrudan deney yapmak zor olduğu için çeşitli güçlükler yaşıyor.

Böyle bir deneyim yaşayan insanların aktarımlarının yanı sıra hayvanlar üzerinde yapılan deneylerle bir cevap bulmaya çalışıyorlar.

Bazılarına göre bu deneyimleri yaşayan kişilerin hissettiği huzur, beynin fani olduğunu kabul etmesiyle açıklanabilir.

Ölüme yakın deneyim yaşayanlar ne anlatıyor?

Independent Türkçe'nin aktardığına göre ölüme yakın deneyimlerden bahsederken meselenin iki yönü olduğu görülüyor: bir yandan gerçekte yaşanan şey, diğer yandan da kişinin o anı nasıl deneyimlediği.

Örneğin pek çok kişi ölüme yakın deneyimde zamanın yavaşlamış gibi geldiğini söylüyor.

Genellikle kalp krizi gibi fiziksel açıdan acı verici bu olaylarda, insanlar bu rahatsız edici hislerden uzaklaşıyor gibi görünüyor.

En azından hatırladıkları kadarıyla acı yerine, huzur duyuyorlar. Örneğin iş insanı Julia Nicholson, ölümle burun buruna geldiği bir trafik kazasında sevdiklerinin yüzünün canlı bir şekilde gözlerinin önünden birer birer geçtiğini söyleyerek ekliyor:

Hastaneye varana kadar herhangi bir acı hissettiğimi hatırlamıyorum.

Geçen yıl yayınlanan bir araştırmada kalbi duran ve ve kalp masajıyla hayata döndürülmeye çalışılan hastaların beyni tam bu sırada izlenmişti. Bilim insanları kalp masajının başlamasından bir saat sonrasına kadar, hastanın beyninde normalde konuşurken veya bir şeye konsantre olurken ortaya çıkan işaretler saptamıştı.

Bazı insanlar da ucunda parlak bir ışık olan tünel gördüğünü ya da yüce bir varlık, uzaylılar ya da ölmüş bir yakınıyla karşılaştığını bildiriyor.

Beyinde neler oluyor?

Beynin nasıl böyle deneyimlere yol açtığını bulmaya çalışan bilim insanları 2022'de nadir bir fırsat elde etti.

2016'da beyindeki elektrik aktivitesini ölçen EEG cihazına bağlı 87 yaşındaki bir kişi, aniden kalp krizi geçirip hayatını kaybetmişti.

Tam olarak ölüme yakın deneyim sayılmasa da birkaç yıl sonra adamın beyin taramalarını inceleyen araştırmacılar, soruların yanıtına biraz daha yaklaştı.

Kalp krizinden önceki 15 saniye boyunca, anıların yaratılıp hatırlanmasında rol oynadığı düşünülen yüksek frekanslı beyin dalgaları kaydedilmişti.

Hakemli dergi Frontiers of Aging Neuroscience'ta yayınlanan makalenin başyazarı Dr. Ajmal Zemmar, "Tek bir vakayla bir şey öne sürmek çok zor" diyerek ekliyor:

Ancak ölümden hemen önce ve kalp durduktan hemen sonra, sağlıklı bir insan rüya gördüğünde, bir şey ezberlediğinde veya meditasyon yaptığında meydana gelenlere benzer sinyaller görüldüğünü iddia edebiliriz.

İnsanlardan ölüme yakın deneyimini hatırlarken alınan taramalar, beynin hafızadan duygulara kadar çeşitli şeylerle ilişkili bölgelerinin aktive olduğunu gösteriyor.

ABD'deki Ulusal Louis Üniversitesi'nde ölüme yakın deneyim üzerine çalışan Dr. David San Filippo, özellikle sesin işlenmesi ve anıların kodlanmasından sorumlu temporal lobun, bu deneyimler sırasında bedenden uzaklaşma ve anıların hatırlanmasıyla ilişkili olduğunu düşünüyor.

Dr. San Filippo, "Bu durum bazılarının, ölüme yakın deneyimlerin beynin ölmesine verilen biyolojik, kimyasal tepkiler olduğuna inanmasına yol açtı" diyor.

Bazı araştırmacılar bu olayların biyolojik olduğu kadar ruhani bir deneyim olduğunu düşünüyor.

Fareler üzerinde yapılan 2011 tarihli bir çalışmadaysa ölümle burun buruna gelen kişilerin beyninin mutluluk hormonu serotonini salgıladığı kaydedilmişti.

Dr. San Filippo'ya göre beyin bu şekilde öfori ve ağrı kesici duyguları tetikleyerek vücudu yavaş yavaş ölüme hazırlıyor olabilir.

Virginia Üniversitesi'nden psikiyatr ve ölüme yakın deneyim araştırmacısı Dr. Bruce Greyson, hayvan deneylerinin bir fikir verebileceğini ancak başka çalışmalara da ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

Ölüme yakın deneyimlerin daha iyi anlaşılması, ölümden korkan kişilere de yardım edebilir.

Dr. San Filippo bu deneyimleri yaşayan kişilerin huzurlu hissetmenin yanı sıra ölüm korkularının da geçtiğini söylediğini ifade ediyor.

Staten Island Üniversite Hastanesi'ndn Dr. Jonathan Rasouli de şöyle diyor:

Rahat, huzurlu ve olumlu bir ölüme yakın deneyime neyin yol açtığı hakkında daha fazla şey öğrenebilirsek, muhtemelen kargaşa veya sıkıntı içindeki kişiler için güçlü bir terapi geliştirebiliriz.

Dr. Rasouli, bu sayede ölüm kavramının herkes için "daha az gizemli ve dolayısıyla daha az korkutucu" hale gelebileceğini düşünüyor.