Öcalan’la yeni süreç ve TUSAŞ saldırısı dış basında nasıl yankı buldu?

Öcalan'la yeni süreç ve TUSAŞ saldırısı dış basında nasıl yankı buldu?

Ankara'da Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ'nin (TUSAŞ) Kahramankazan'daki tesislerine düzenlenenen saldırı, ardından Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye ve Irak’taki hedefleri vurması ve bütün bunların PKK ile olası barış görüşmeleri gölgesinde gerçekleşiyor olması yabancı basının da gündeminde.

PKK'nın saldırıyı üstlenmesinden önce yapılan yorumlarda New York Times “Can alan saldırıya rağmen, Türkiye Kürt militanlarla açılım arayışında” başlıklı bir analiz yayımladı.

Analiz, “Türk liderlerin son tavırları, Kürtlerin özerkliği için savaşan grupla yeni bir barış görüşmesi olasılığını gündeme getirdi. Bu hafta, Türkiye'nin en güçlü politikacılarından biri, uzun zamandır ‘bebek katili’ ve ‘terörist başı’ olarak nitelendirdiği militan lidere şaşırtıcı bir teklifte bulundu” cümleleriyle başlıyor.

Ardından MHP lideri Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’a, TBMM’de yapacağı konuşmayla örgütü lağvetmesi koşuluyla, cezaevinden çıkmasının yolunun açılabileceğine ilişkin sözlerine yer veriliyor.

Bu açıklamanın hemen ardından Ankara'da Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ'nin (TUSAŞ) Kahramankazan'daki tesislerine bir saldırı düzenlendiği ve hükümetin bu saldırının sorumlusu olarak PKK’yı gösterdiği belirtilirken, “Saldırı olumlu ivmeyi sekteye uğratmış gibi görünmüyor” deniliyor.

76 yaşındaki Bahçeli’nin siyasi kariyeri boyunca, “Kürt azınlığa taviz verilmesine karşı çıkan sadık bir Türk milliyetçisi” olduğu belirtiliyor ve “bir zamanlar teröre karşı sert imajını güçlendirmek için seçim mitinglerinde idam ilmiği salladığı” hatırlatılıyor.

“Milliyetçi Hareket Partisi artık Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın en büyük koalisyon ortağı ve uzun süredir aşırı sağcı bir çizgiyi takip ediyor, hatta Meclis salonunda Kürt yanlısı partiden milletvekillerinin yanına oturmayı bile reddediyor” deniliyor.

Bu nedenle Meclis ay başında açıldığında, MHP’li milletvekillerinin DEM Partili milletvekillerinin yanına oturmalarının ve Bahçeli'nin DEM Parti eş başkanları ile tokalaşmasının "Türkler arasında şaşkınlık yarattığı" belirtiliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Bahçeli’nin Öcalan çıkışını 'tarihi fırsat penceresi' olarak nitelendirdiği ve Öcalan’a 3 yıl sonra ilk kez görüş izni verildiği hatırlatılıyor.

Görüşe giden Abdullah Öcalan’ın yeğeni ve DEM Parti milletvekili Ömer Öcalan, PKK liderinin "Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim" dediğini aktarmıştı.

New York Times, “Elbette, barış istemek uzun ve acımasız bir çatışmayı sona erdirmek için şartları belirlemekten çok daha kolay. Devam eden şiddet tehdidi, cezaevi ziyaretinden sadece birkaç saat sonra beş kişinin ölümüne yol açan havacılık şirketine yapılan saldırıyla açıkça ortaya kondu” yorumunu yapıyor.

Gazete, DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan’ın hükümetin müzakere olasılığını görüşmek için kendilerine ulaşmadığını, partinin buna açık olduğunu, ancak birçok ayrıntının çözülmesi gerektiğini söylediğini yazıyor.

Makaleye göre Bakırhan, "Türkiye'nin, Öcalan'ın PKK ve diğer destekçileriyle iletişim kurmasına izin vermesi ve silahsızlanma karşılığında PKK'ya ne teklif edeceğini tanımlaması gerekeceğini "söyledi.

Bakırhan, ”Örgüt neden silahlarını bıraksın? Türkiye bu silahların bırakılması için hangi adımları atacak?" dedi. "Bu sorular ortada duruyor ve hâlâ cevapsız."

Makalede, son dönemdeki jestlere rağmen, liderlerin kamuoyu önünde yeni bir barış süreci çağrısında bulunmadığı kaydediliyor.

Türkiye’deki bazı uzmanların bu adımı “Erdoğan'ın mevcut üçüncü dönemi 2028'de sona erdiğinde tekrar cumhurbaşkanlığına aday olmasına izin verecek bir anayasa değişikliği için Kürt desteğini kazanma manevrası olabileceğini düşündüğü” belirtiliyor.

Gazeteye konuşan Alman Marshall Fonu'nun Türkiye direktörü Özgür Ünlühisarcıklı da bölgesel ve yerel gelişmelerin de hükümeti PKK ile olan çatışmaya yeni bir gözle bakmaya zorladığını söylüyor, “Orta Doğu'nun diğer yerlerindeki çatışmalar, Türkiye liderlerini içeride istikrarı sağlamaya teşvik etti” diyor.

Times: Ankara saldırısı PKK'nın Türkiye'deki barış görüşmelerini baltalama girişimi miydi?

İngiliz Times gazetesi “Ankara saldırısı PKK'nın Türkiye'deki barış görüşmelerini baltalama girişimi miydi?” başlıklı yazısında, saldırının barış görüşmelerinin yeniden başlayacağı iddialarının ortaya atıldığı bir dönemde düzenlendiğine dikkat çekiyor.

Geçmişte, bu tür saldırıların “yakınlaşma ihtimallerini baltaladığı” belirtilen yazıda, “Bu sefer, Çarşamba gecesi Türkiye'nin Suriye ve Irak'taki PKK üslerine düzenlediği ve en az 12 kişiyi öldürdüğü misilleme hava saldırılarına rağmen, işler farklı olabilir” deniyor.

Makale şöyle devam ediyor:

“Türkiye siyasetinde ve genel olarak Ortadoğu'daki yeniden alınan pozisyonlar, bu uzun süredir devam eden anlaşmazlığın çözülmesi için yıllardır olduğundan daha fazla teşvik sağladı.”

Times yazısını, “Artık kilit soru, Erdoğan'ın görüşme sürecini mi ilerleteceği yoksa Çarşamba gecesi görülen türden misilleme hava saldırılarına mı devam edeceği” sözleriyle bitiriyor.

SDG'nin 'hava saldırılarında 12 sivil öldü' iddiası

Amerikan Wall Street Journal gazetesi ve Katar merkezli El Cezire televizyonu ise TUSAŞ saldırısıyla ilgili haberlerinde, Türk Ordusu'nun ardından Suriye ve Irak’taki hedefleri vurduğunu belirtiyor ve saldırılarda sivillerin öldüğü iddiasına yer veriyor.

Wall Street Journal, ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) komutanı Mazlum Abdi’nin Perşembe günü Türkiye'yi "ayrım gözetmeksizin ve haksız bir şekilde” saldırı düzenlemekle, sağlık merkezleri de dahil olmak üzere sivil hedefleri vurmakla suçladığını belirtiyor.

SDG’nin ayrı bir açıklamada hava saldırılarında 12 sivilin öldüğünü ve fırınların, elektrik santrallerinin, petrol tesislerinin ve kontrol noktalarının vurulduğunu söylediği kaydediliyor.

El Cezire ise Milli Savunma Bakanlığı’nın Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyindeki hava harekatlarında 47 hedefin vurulduğu ve ilk belirlemelere göre “59 teröristin etkisiz hale getirildiği”ne ilişkin açıklamasına yer veriyor.

SDG’nin bu saldırılarda 2’si çocuk 12 sivilin öldüğü ve 25 kişinin yaralandığı iddiası da gündeme getiriliyor.

Milli Savunma Bakanlığı’nın saldırılar sırasında sivil hedefleri vurmamak için “gerekli tüm önlemlerin” alındığını kaydettiği de haberlerde yer alıyor.