Münevver Karabulut davasında güçlü FETÖ izleri mi mevcut?

Erkek arkadaşı Cem Garipoğlu tarafından 2009’da vahşice parçalanarak öldürülen Münevver Karabulut’un cinayetine ilişkin bir çok dava daha açıldı. Bunlardan biri de, olay gecesi villada inceleme yapan 6 polisin buldukları 700 bin Euro’yu tutanağa geçirmedikleri ve kamera kayıtlarını sildikleri iddiasıyla açılan dava oldu. Cinayetin üzerinden geçen 8.5 yılda polislerin davası hariç tüm davalar karara çıktı. Hatta davanın sanığı Cem Garipoğlu cezaevinde intihar etti. Polislerin yargılandığı Küçükçekmece

Erkek arkadaşı Cem Garipoğlu tarafından 2009’da vahşice parçalanarak öldürülen Münevver Karabulut’un cinayetine ilişkin bir çok dava daha açıldı. Bunlardan biri de, olay gecesi villada inceleme yapan 6 polisin buldukları 700 bin Euro’yu tutanağa geçirmedikleri ve kamera kayıtlarını sildikleri iddiasıyla açılan dava oldu. Cinayetin üzerinden geçen 8.5 yılda polislerin davası hariç tüm davalar karara çıktı. Hatta davanın sanığı Cem Garipoğlu cezaevinde intihar etti. Polislerin yargılandığı Küçükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan 24. duruşmada Karabulut Ailesi’nin avukatı Rezan Epözdemir, davanın 26 Nisan 2018’de zamanaşımına uğrayacağını belirterek karara bağlanmasını talep etti. Avukat Rezan Epözdermirin bu konuda önemli bir iddiası da ‘’Bu davanın ‘’Bu davanın 8,5 yıl sürmesinin ana nedeni FETÖ’nün soruşturma dosyasına müdahale ettiğine yönelik iddiası olmuştu.

700 BİN EVRO’YU TUTANAĞA GEÇİRMEDİKLERİ İDDİA OLUNAN POLİSLERİN AVUKATI FÖTÖ’NÜN YARGI İMAMI OLARAK ARANDIĞINI 15 TEMMUZ’DA ÖGRENMİŞLERDİ?

Avukat Epözdemir, dosyanın kasten geciktirildiğini iddia ederek şunları söyledi: “Mahkeme dosyayı TÜBİTAK’a göndererek incelenmesini talep etti. Aylar sonra nitelikli personel yok denilerek dosyayı incelemeden gönderdiler. Adli Tıp Kurumu’na gönderdi onlar da aylar sonra aynı bahaneyle geri yolladılar. İTÜ ve ODTÜ’de bu dosyayı aylarca bekletti ancak nitelikli personel yok diyerek incelemedi. Bu dosya sürüncemede bırakıldı. En son Jandarma Kriminal Dairesi mahkemeye yazdı ve hard disk imajlarının bulunamadığını söyledi. Mahkeme de halen bunları bulabilmiş değil. O dönem biz bu olanlara bir anlam verememiştik. Sonra 17-25 Aralık oldu, 15 Temmuz oldu. Bir baktık ki polislerin avukatı Halil İbrahim Koca FETÖ’nün yargı imamı olarak aranıyor. Şike Kumpas, MHP’lilere kaset komplosu gibi davalarda da ismi geçiyor. Şimdi anlıyoruz neden dosyanın böyle geciktirildiğini şeklinde düşünmüşlerdi!

FETHİ KABİR İŞLEMİ YAPILDI! CEM GARİPOĞLU MEZARDA MI?

Türkiye’nin gündemine oturan olay 3 Mart 2009’da meydana geldi. Lise öğrencisi 17 yaşındaki Münevver Karabulut, sevgilisi Cem Garipoğlu tarafından vahşice katledildi. Cem Garipoğlu, parçalanmış cesedi Etiler’deki bir çöp konteynerine attıktan sonra tam 197 gün firar etti. Ardından kendi isteğiyle teslim olan cani tutuklanarak cezaevine gönderildi. Garipoğlu’nun 10 Ekim 2014’te kaldığı koğuşta intihar ettiği belirtildi. Ancak üzerinden 10 yıl geçse de Cem Garipoğlu’nun ölümüyle ilgili şüphe hiç bitmedi. Ölen kişinin Cem Garipoğlu olmadığı yönünde çeşitli iddialar gündeme geldi. Hatta Münevver Karabulut’un ailesi de bu konuda talepte bulunup fethi kabir işlemi istedi. Bunun üzerine Garipoğlu ailesinin mezarın açılması için savcılığa yaptığı başvuru Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kabul edildi. Savcılık, mezarının açılması için Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na talimat verdi.

MEZARI 10 YIL SONRA AÇILDI

Savcılık, Üsküdar’daki Karacaahmet Mezarlığında bulunan Cem Garipoğlu’nun kabrinin 3 Ekim Perşembe günü saat 11.00’de açılmasına karar verdi.Cem Garipoğlu’nun mezarında kazı başladı! Bugün gerçekleşecek fethi kabir işlemi için Garipoğlu’nun yattığı iddia edilen mezarlığın çevresinde hareketli dakikalar yaşandı. Mezarın açılması aşamasında alınan savcılık kararlarınca, delil kaybının olmaması için ve mezar açılma işlemi boyunca adli heyetin güvenliğini sağlanması için emniyet görevlileri ve Garipoğlu’nun yakınları mezarlıkta yerini aldı. Görevli Cumhuriyet Savcısı da olay yerine gitti. Münevver Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir de fethi kabir işlemini takip etti. Açıklama yapan Epözdemir, şunları söyledi: Özellikle dişler, kaldıysa saçlar ve sırt kemiği gibi uzun kemikler üzerinden DNA parçaları alınmak suretiyle biyolojik ve kimyasal inceleme yapılacak.2 yıldır çok ciddi bir hukuki mücadele yürütüyorduk. Geçen hafta da savcı taleplerimizi kabul etti. Bugün itibarıyla fethi kabir işlemi yapılacak. Bu fethi kabir klasik bir fethi kabir olmayacak. Mezarlık açılacak, cesedin tamamı alınacak. Adli Tıp Kurumu’na götürülecek.

CEM GARİPOĞLU ÖLDÜ MÜ YAŞIYOR MU? İNTİHAR SONRASI OTOPSİYE GİREN PROF. DR SERMET KOÇ VE DÖNEMİN SAVCISI METİN ARDA KONUŞTU

Kamuoyu Adli Tıp’tan gelecek raporu beklerken, Garipoğlu’nun intihar ettiği dönemde görev yapan iki önemli isim açıklamalarda bulundu. Habertürk yayınında konuşan Koç, “Fiziksel benzerlik ve diğer bütün hususlar gözümüzün önünde gerçekleşti.” dedi. O dönem aileden alınan örneklerle yapılan DNA incelemelerinin, Garipoğlu’nun kimliğini doğruladığını anlatan Koç, iple boğulma iddialarını da yalanladı

BAYILINCA ÖLÜM GERÇEKLEŞTİ ELLERİ SERBEST HALDEYDİ NEDEN POŞETİ ÇIKARMADI?

Garipoğlu’nun başına poşet geçirip, kendini havasız bırakarak bayıldığını ve ölümün de böyle gerçekleştiğini söyleyen Koç, otopside kamera kaydı yapıldığını ve fotoğraflar çekildiğini de anlattı. Garipoğlu’nun ölümüne ilişkin dönemin Silivri Cezaevi’nden sorumlu Cumhuriyet Savcısı Metin Arda ise intiharın ardından yıllar sonra ilk kez konuştu. Arda, intiharın sabah sayımını yapan personel tarafından fark edildiğini söyledi. Haberi almalarıyla birlikte kurum müdürüyle beraber koğuşa gittiklerini anlatan Arda, savcı gelene kadar Garipoğlu’nun başındaki poşete hiç dokunulmadığını ifade etti.

Garipoğlu’nun ellerinin serbest halde olduğunu, havasız kaldığında can havliyle poşeti neden yırtmadığını olay yerinde görevli Adli Tıp personeline sorduğunu anlatan Arda, “Uyuşma ve baygınlık diye anlattı bana.” ifadesini kullandı. Eski savcı Metin Arda, Cem Garipoğlu’nun başına poşet geçirmeden önce başka yöntemleri denediğini de söyledi.

Arda, “Pencerede ip kalıntısı vardı. Onu bir denemiş. Onda sanırım cesaret edememiş olabilir. Bu poşet yöntemini denemiş.” ifadelerini kullandı.

Bu deliller ışığında ADLİ Tıp’tan gelecek rapor mezardaki iskeletlerin Garipoğlu’na ait olduğunu açıkça belirtecek sanırım?