Medya baronlarına son ödev!


Bugün, İsrail’den Almanya’ya uzanan bir medya skandalını yazacağım. Mahallemize ibret, Medya Baronlarına selam olsun diye!! Ama önce Türkiye’nin halini hatırlatacağım.. Ki, aradaki farkı fark edebilesiniz!

Birkaç hafta önce yazmıştım. Saray’ın gözdelerinden Rasim Ozan, Erdoğan ile Bahçeli ikilisinin gücünü anlatırken düşüncelerini fazlasıyla açık dile getirmiş.. Cumhur liderlerinin ortak “kudretinin” Fatih’ten bugüne kadar kimseye nasip olmadığını iddia etmişti.
Günümüz Türk Devleti’nin önünde -tarihte ilk kez- ne engel ne sınır vardır. Oy, moy, seçim, meçim; sansürsüz ve tam dürüst olmak gerekirse Türk Devleti için artık bunlar TOGG otomobilindeki şanzımandır..”

Nagehan Alçı, evliliklerinin son zamanlarında her türlü şiddetine maruz kaldığını söylediği Rasim Ozan’ı geçmişte “müthiş bir entellektüel” olarak nitelemişti, hatırlarsınız belki.
Müthiş olmasını geçtim.. İki buçuk kitap okumuş birinin yukarıdaki cümleleri kurması utanç verici.. Aptalca.. Ve iktidar tarafından ciddiye alındığı için de çok vahim.
Üstelik TEK değil.
Erdoğan’a “Allah’ın lütfu”, Bahçeli’ye de “Bilge lider” yakıştırması yapan daha bir sürü kalem sahibi var.
Onlar da utanmıyorlar. Önlerine konulan her şeye “eyvallah” deyip imzalarını atıyorlar.
Son örnek, pek çok mecrada “MİT’ten hassas / büyük operasyon” başlıklarıyla duyurulan bir haberdi. Habere göre, MİT, Dubai’de bir Haham’ı öldüren üç Özbek vatandaşını nefes kesen bir takiple yakalamıştı. Başlıklar ve spotlar böyle bir hikaye vaat ediyordu!
Ancak okuduğunuzda şunu görüyordunuz.
Yani muazzam başarı öyküsü bundan ibaretti.
*. *. *
Neredeyse aynı günlerde dünya İsrail’in MİT’i, Shin Bet’i konuşuyordu.
Hem de bu kez, istihbarat tarihine geçecek bir olayla!
Olayın manşeti, 2010 ve sonrasında dünyayı sarsan Wikileaks belgelerine ithafen “BİBİLEAKS” diye atıldı hep. “BİBİ”, malum, Netanyahu’nun isminden türetilen lakabı. Skandalın merkezinde de o var.
Şöyle:
* ) “Geçen yıl Eylül’de Hamas tarafından öldürülenlerin cansız bedenleri bir tür rehineye dönmüştü. Ve İsrail her akşam hem cenazelerin hem de sağ olarak rehin tutulanların alınması için gösterilere sahne oluyordu. Sokağa dökülenler, Netanyahu’dan takas anlaşmasına uymasını talep ediyordu.”
* ) Yaklaşık bir hafta sonra Almanya’nın en çok satan gazetesi Bild bir “belge” yayınladı. Buna göre Hamas lideri Yahya Sinvar “İsrailli rehinelerin aileleri üzerinde psikolojik baskı kurulmasını” istiyordu. Sokak gösterilerinin, bu konuda önemli olduğu için desteklenmesini öneriyordu.
* ) “Sonrasında ne oldu dersiniz? Netanyahu’nun sözcüsü “işte gördünüz” minvalinden bir açıklama yaptı. Netanyahu yanlısı medya da Bild’in haberini alladı pulladı, manşetlere, TV tartışmalarına taşıdı.”
* ) Ancak harekete geçen bir kurum daha vardı: Shin Bet. İstihbarat servisi, adım adım belgenin izini sürdü. İlk kaynağa ulaşıldıktan sonra gerisi çorap söküğü gibi geldi.
* ) “Shin Bet’in ortaya çıkardığı şuydu: Evet bir belge vardı. Ancak Sinvar’dan değil Hamas içindeki düşük seviyede bir isimden gelmişti. Dahası, rehine anlaşmasıyla ilgili bölüm tamamen uydurmaydı!”
* ) DURUN! Öykü daha bitmedi. İstihbaratın raporu sümenaltı edilmedi. Aksine, Netanyahu’nun sözcüsü Eli Feldstein, protesto gösterilerini önlemeye / bastırmaya yönelik bir komplo hazırlama iddiasıyla tutuklandı, cezaevine gönderildi. Şimdi bir hücrede, intihar şüphesi nedeniyle 24 saat gözetim altında.
*. *. *
Savaşın ilk haftalarında Netanyahu’nun yanında yer alan.. Hatta protesto gösterilerinin Hamas’a yaradığını savunan iktidara yakın medya da haberi saklamadı. Görmezden gelmedi. Shin Bet’i “Sen kim oluyorsun da bunu karıştırıyorsun” diye suçlamadı. Alman Bild Gazetesi’ne Hitler / Nazi göndermesi yapmadı.
*. *. *
Türkiye Suriye’de ateşi harlamaya başlamışken İmamoğlu’nun üniversitede -tamamen yasalara uygun- yatay geçişini köpürten yazarları okurken düşündüm bunları!
Hani bırakın yatayını dikeyini, Erdoğan’ın diplomasını ya da okul arkadaşlarıyla tek bir fotoğrafını göremeyen biz değiliz sanki.
Zaten diplomayı görsek ne olacak ki!
“Ben ekonomistim” dedi. Artık dilini tutmakta zorlanan ekonomi uzmanları yokuş aşağı gidişin tüm belirtilerini fosforlu kalemle yazıp ilan ediyor.
“Erdoğan dünyanın kıskandığı lider” dediler, Orta Doğu politikası ortada! Sisi‘yi hakarete varan söylemlerinden sonra devlet töreniyle karşıladı. Esed aniden yine Esad oldu. Ama bir türlü Erdoğan’ın elini sıkmadığı için Esed’e dönüldüğü gibi, Halep de feda edildi. Üstelik tam da İsrail öte taraftan saldırırken.. Ve açık açık Türkiye’nin kurup desteklediği Suriye Milli Ordusu’nun himayesindeki katil sürüleriyle!
Rusya kızgın.. Trump “yüz verecek” mi, belirsiz!
Bugünlerde gencecik askerler bir yandan şehitlik vaatleriyle sınır ötesine gönderiliyor.. Bir yandan da “Atatürk’ün askerleriyiz” dedikleri için hayatları üzerine hesaplar yapılıyor.
Bunları meşrulaştıran..
Gündemi değiştirme aparatı olarak kullanılan..
Erdoğan’ı olmadık vasıflarla “Allah’ın seçtiği lider” ilan eden..
Uyuşturucu Baronlarının gençlerin bedenini, aklını zehirlediği gibi, MEDYA BARONLARI da bir toplumun zihnini zehirliyor. Kirletiyor.
Şimdilerde önlerine konulan son raporu çalışıyorlar.
Hazırlayan Saray başdanışmanı becerikli Bay Mehmet Uçum.
Geçenlerde şöyle buyurdu:
“Erdoğan milli bir değerdir. Adaylık yolu İSTİSNAİ OLARAK açıktır.”
Medyanın müstesna isimleri herhalde çabasını esirgemez. Müstesna bir yol bulup Erdoğan’ın “bir kez daha aday olabilmesinin yolunu yordamını gösterir”.