Mavi gözlere dair en eski kalıntılar bulundu

17 bin yıl önce kalp rahatsızlığı nedeniyle erken yaşta hayatını kaybeden bir çocuk, insanlık tarihindeki en eski mavi gözlü bireylerden biri olabilir. İtalya’da bulunan kalıntılar üzerinde yapılan genetik analizler, bu çocuğun mavi gözlü, koyu tenli ve koyu kıvırcık saçlara sahip olduğunu ortaya koydu.

Bologna Üniversitesi’nden arkeolog Owen Higgins ve ekibi, Grotta delle Mura mağarasında bulunan çocuğun sadece 82 santimetrelik iskeletine dayanarak, yaşam süresinin 7,5 ile 18 ay arasında olduğunu belirledi. Dişlerindeki histolojik analizler ve köprücük kemiğindeki iyileşmiş bir kırık, çocuğun zor bir doğum geçirdiğini ve yaşamı boyunca birçok fizyolojik stres yaşadığını gösteriyor.

Higgins, “Analizler, modern Avrupa popülasyonlarından daha erken gelişim gösterdiğini ve doğum öncesi dönemde üç, toplamda dokuz stres dönemine dair izler taşıdığını ortaya koydu” dedi. Bu bulgular, çocuğun hipertrofik kardiyomiyopati adı verilen kalıtsal bir kalp rahatsızlığına sahip olduğunu da destekliyor.

MAVİ GÖZLER NASIL OLUŞUR?

Mavi gözler, melanin üretimini azaltan OCA2 genindeki bir mutasyondan kaynaklanıyor. Araştırmacılar, bu mutasyonun izlerini bu çocukta tespit etti. 


Mavi gözlere dair bilinen en eski kanıt, 14 bin yıl öncesine ait Villabruna Adamı’na dayanıyordu. Ancak bu yeni keşif, mavi gözlerin evrimsel geçmişine dair daha derin bir anlayış sunuyor.

ANNESİ ZORLU BİR YAŞAM SÜRMÜŞ

Floransa Üniversitesi’nden moleküler antropolog Alessandra Modi, genetik analizlerin çocuğun ebeveynlerinin muhtemelen birinci dereceden kuzenler olduğunu gösterdiğini belirtti. Bu tür yakın akraba evlilikleri, Paleolitik dönemde nadir olmakla birlikte, Neolitik dönemde daha yaygın hale geldi.

İzotop analizi, annenin hamileliğinin son döneminde aynı bölgede sabit kaldığını ve muhtemelen yetersiz beslenme yaşadığını ortaya koyuyor. Bu, çocuğun hem genetik hem de çevresel zorluklarla mücadele etmek zorunda kaldığı bir yaşam sürdüğünü gösteriyor.


1998 yılında Siena Üniversitesi arkeologları tarafından keşfedilen bu kalıntılar, İtalya’nın güneybatısındaki Monopoli bölgesindeki bir mağarada, kaya levhalarının arkasına özenle yerleştirilmiş şekilde bulundu. Çocuğun yanında herhangi bir eşyaya rastlanmaması, dönemin gömme ritüellerine dair farklı bir bakış açısı sunuyor.