Marmara Üniversitesi’nde ‘Siyonizmin Filistin’deki İnsanlık Soykırımı’ Paneli Düzenlendi

Marmara Üniversitesinde "Siyonizmin Filistin'deki İnsanlık Soykırımı" başlıklı panel düzenlendi.

Öğrenci kulüpleri tarafından Marmara Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi Konferans Salonu'nda organize edilen panelin oturum başkanlığını üniversitenin Teknoloji Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Gümüş yaptı.

Filistinli yönetmen Nawras Ebu Salih, buradaki "Hak İhlalleri ve Özgürlük Mücadelesinde Sinema" başlıklı sunumunda, Batı'nın sadece askeri bir işgal gerçekleştirmediğini, aynı zamanda kültürel hayatı da işgal ettiğini söyledi.

İsrail'in Filistin'i de İsrail yapmak için her türlü işgal politikasını yürüttüğünü belirten Ebu Salih, "Sadece arazimizi, topraklarımızı işgal etmiyorlar, sosyal medyamızı, dijital medyamızı tamamıyla ele geçirmiş durumdalar. Yani askeri işgal sadece sokaklarda ve arazimize değil, bütün kültürümüze ve eğitimimize de saldırdılar." dedi.

Filistin'de yaşananları siyonizmin ve Batı'nın gözünden anlatan birçok film ve dizi bulunduğunu dile getiren Ebu Salih, şiddeti ve işgali tüm yönleriyle yaşamış bir insan olarak gerçekleri anlatmak için film yönetmeni olduğunu ifade etti.

İsrail'in gerçekleri anlattıkları için sanatçıları ve gazetecileri katlettiğini söyleyen Ebu Salih, gördükleri baskı, sansür ve cinayetlere karşın Filistin'in sesini dünyaya duyurmaya devam edeceklerini vurguladı.

"Siyonizm modern Yahudi ulusal bağımsızlık hareketidir"

Yazar Semiha Karahan da "Yahudi Tarihi Teolojisi Bağlamında Siyonizm ve Soykırım" başlıklı sunumunda, Musevi inancı üzerinden Yahudilerin tarihi serüvenini anlattı.

Sürgünlerle birlikte Yahudilerin Müslüman toplumlar dışında dışlanarak yaşadıkları toplumlardan tecrit edildiğini söyleyen Karahan, şöyle konuştu:

"Siyonizm, Batı'ya entegre olmaya çalışan, bunu başaramayan, antisemitizmle mücadele eden, kendini Yahudi değil Batılı hisseden, Yahudilerden ve Yahudilikten utanan, Sion'a (Kudüs) dönüş yapmak istemeyip Batı'da kalmak isteyen Yahudiler tarafından, hayran oldukları Batı'nın takdirini kazanmak için kurgulanmış, 19. yüzyılda ortaya çıkmış, modern Yahudilik milliyetçiliğidir. Bir başka ifadeyle, modern Yahudi ulusal bağımsızlık hareketidir. Benim için en önemli tanımı da teolojik sömürge milliyetçiliğidir. Çünkü yapı taşları Yahudiliğin, Yahudi tarihinden, inancından değil, Batı'nın değerlerinin üzerinden kurgulandığını, sadece burada pragmatik nedenlerle Yahudi dininin içeriğe harmanlandığı bir teopolitik açıklığı gösteriyor."

Doktor Öğretim Üyesi Enver Arıkoğlu da "İsrail'in İnsanlığı ve Uluslararası Hukuku Katletmesi" başlıklı sunumunda, dünya savaşları sonrası egemen devletler tarafından insan haklarına saygılı bir sistem kurulduğunu ancak bunun hakikati yansıtmadığını söyledi.

Filistin'de uluslararası hukukun tüm kurallarının ihlal edildiğini belirten Arıkoğlu, "İsrail, çocukları, kadınları, herkesi terörist olarak nitelediği için iki devletli çözüm önerisine de karşı çıkıyor. Uluslararası Adalet Divanı, Birleşmiş Milletler (BM) ve ona bağlı organlar var ama sistem işletilmiyor. BM'nin insani yardım kuruluşları da yasaklanıyor." ifadesini kullandı.

İsrail'in ve Batılı devletlerin her durumda "İsrail'in güvenliği" savını ortaya koyduğunu vurgulayan Arıkoğlu, ancak devam eden işgal ve saldırıların İsrail'in güvenliğinin bir sınırı olmadığını gösterdiğini kaydetti.

Program kapsamında fakültenin fuaye alanında İsrail tarafından öldürülen gazeteciler anısına "İşgalin tanıkları" başlıklı fotoğraf sergisi ve karikatür sergisi açıldı.

Ayrıca salonda Nawras Ebu Salih'in "Özgürlüğün Gölgeleri" isimli kısa filmi gösterildi.