Macaristan, İsveç’in NATO Üyeliğini Onaylamama Konusunda Son Ülke Oldu
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) dün İsveç'in NATO üyeliğini onaylamasının ardından, İskandinav ülkesinin ittifaka katılması için son engel olarak Macaristan kaldı.
Macaristan, Türkiye ile birlikte, ama farklı nedenlerle İsveç’in NATO üyesi olma girişimlerini engelliyordu.
İsveç'in NATO üyeliği konusunun TBMM gündemine alınacağının duyulmasının ardından Macaristan’da da tırmanan siyasi gündem dün Viktor Orban’ın İsveç Başbakanı Ulf Kristersson’u, Budapeşte'ye davet etmesiyle hızlandı. Orban’a göre görüşme gündemi İsveç'in NATO üyeliği konusu olacaktı.
Ancak diplomatik ilişkilerde pek görülmemiş bir hızla İsveç bu çağrıya yanıt verdi: İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström daveti reddetti ve İsveç'in Macaristan ile ülkenin NATO üyeliği konusunda görüşebileceği yeni bir gündemin bulunmadığını söyledi.
Günün ilerleyen saatlerinde Ankara'dan gelen olumlu haberlerin ardından İsveç NATO üyeliği için Türkiye’den vize alınca Macaristan da, baştan beri hiç arzu etmediği bir konumda, yani İsveç'e NATO üyeliği için onay vermeyen son ülke konumunda kalmış oldu.
Bu noktaya nasıl gelindi?
Türkiye’nin İsveç'in NATO üyeliğine karşı kaygıları ve gerekçeleri malumdu. Ankara bir yandan "terör örgütü" olarak tanımlanan kuruluşlara ve onlarla bağlantılı kişilere İsveç’te serbest faaliyet hakkı tanındığını belirliyor ve bu kuruluşlara karşı daha sıkı denetim talep ediyordu. Bu talepler arasında aranan bazı kişşilerin Türkiye’ye iadesi de vardı.
Ancak uluslararası diplomasi yorumcuları Türkiye’nin, İsveç’in NATO üyeliğini onaylama sürecini bir koz olarak kullanma arzusunu, bu konuyu ABD silah ambargosuna karşı bir pazarlık unsuru olarak görüşmeler masasına taşımak niyetini de vurguluyorlardı.
İlk başlarda pazarlıklar dolaylı olarak gündeme gelse de, 2023 yılının sonlarına doğru iki konu birbirine açık olarak bağlandı, İsveç’in NATO üyeliğine TBMM’nin onayı ve Amerikan F-16 savaş uçaklarının Türkiye’ye satılmasına Amerikan Kongresi'nin onayı birlikte konuşulmaya başlandı.
Macaristan’ın devreye girmesinde en önemli etken ise Budapeşte ve Ankara arasındaki stratejik ilişkilerdi. Macaristan bu önemli konuda Türkiye’nin yanında tavır almayı, Ankara’yı yalnız bırakmamayı tercih etti.
Ankara, İsveç’in kabulüne malum nedenlerle "Hayır" derken, Macaristan da kendince "Hayır" gerekçeleri üretti.
Buna göre İsveç, Macaristan’daki demokrasiyi küçümsüyor ve Macar geleneklerine dayalı bazı uygulamaları hukuk dışı ilan ederek Macaristan’ın içişlerine müdahale ediyordu.
Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto, İsveçli mevkidaşına bir mektup yazarak, İsveç’te 2019 yılında demokrasi konusunda okul müfredatına giren bir videoda Macaristan hakkında kötü şeyler söylendiğini gerekçe göstererek, Macaristan’ın bu koşullarda İsveç’i NATO üyesi olarak görmek istemediğini belirtiyordu.
Macaristan üzerindeki baskılar yoğunlaşıyor
Macaristan diplomasisinin Türkiye ile olan stratejik ilişkileri en üst düzeye çıkarmasına paralel olarak kararlı bir şekilde sürdürdüğü İsveç'in NATO üyeliğini sürüncemede bırakma çabası elbette tepkiler de alıyordu.
Batılı başkentlerin bu konudaki girişimlerine Budapeşte'nin verdiği yanıt açıktı: Macaristan "Hayır" demiyordu ama "Evet" demesi için de İsveç’in bazı konularda tavrını değiştirmesi gerekiyordu.
Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto'nun, ülke üzerinde yoğunlaşan baskıları bertaraf etmek için çok kez tekrarladığı bir vaat vardı:
"Macaristan, İsveç’in üyeliğini parlamentosunda kabul eden son ülke olmayacak".
Ve dünkü gelişmelerin ardından Macaristan şimdi hiç istemediği bir konumda kaldı, yani İsveç’in NATO üyeliğine onay vermeyen son ülke oldu.
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson'un, Macaristan'ın davetini reddetmesi ve aynı saatlerde NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in Macaristan'a Türkiye'yi örnek göstererek "bir an önce İsveç'in üyeliğini parlamentoda onaylama" çağrısını yapması, Macaristan'ın bu konuda manevra imkanının artık iyice daraldığını gösteriyor.