Leipzig’de Can Atalay için eylem: Can’ın giremediği Meclis’e adalet giremez

"Bu fiili durumun kabullenilmesi haklarımızdan vazgeçmeye ve hukuk güvencesinden yoksun kalmaya razı olmak demektir"

T24 Dış Haberler - Leipzig / Almanya

Gezi davasından 18 yıl hapis cezası alan ancak Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) Hatay Milletvekili seçildikten sonra Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen tahliye edilmeyerek vekilliği düşürülen avukat Can Atalay'ın tutukluluğunun birinci yıldönümünde Almanya'nın Leipzig şehrinde basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, "Can'ın giremediği Meclis'e adalet giremez" denildi.

Leipzig Augustusplatz'ta "Can'ın Leipzig'den Arkadaşları" imzasıyla yapılan basın açıklamasının Türkçesini Avukat Yusuf Akşeker okudu.

Akşeker, açıklamada, bugünün Can Atalay'ın tutukluluğunun ikinci yılı olduğunu hatırlatarak, Atalay'ın iki yıldır haksız yere cezaevinde tutulduğunu söyleyerek, "Kendisini bir başka ülkeden selamlamak ve can çekişen adaletin kanatlarını eliyle tutmaya çalışan arkadaşımızın derhal serbest bırakılmasını ve milletvekili mazbatasının geri verilmesini talep etmek için burada bulunmaktayız" dedi.

Akşener, Can Atalay'ın yanı sıra Çiğdem Mater, Mücella Yapıcı ve Osman Kavala gibi kentin ve toplumun hukukunu savunanları savunmak için de toplandıklarını belirtti, bu isimlerin "doğrularından başka hiçbir şeyi arkalarına almadıklarını" söyledi.

"AYM'nin Can Atalay kararı adli mahkemeler eliyle ihlâl edilmiştir"

Akşeker açıklamanın devamında şunları söyledi:

"İnsanlığın, kendilerini yönetenlere karşı bin yıllık mücadele ile elde ettiği haklarının ve özgürlüklerinin tanınması ve gerektiği zaman etkili bir şekilde korunması için tüm dünyada önce kuvvetler ayrılığı prensibi benimsenmiş, bununla devlete tanınan yetkiler birbirinden bağımsız hareket edebilecek farklı organlar arasında bölüştürülmüştür.

Vekillerin değil bizatihi yurttaşların kabul ve onayı ile yasaların üstünde bir toplumsal mutabakat belgesi olarak bilinen anayasalar ile herkesin hakları ve özgürlükleri tanınmış, daha sonra bu tanıma da yeterli görülmeyerek, haklarımızın ve özgürlüklerimizin siyasi iktidarlardan korunması gereği bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmıştır. Bunun için de en etkin koruma mekanizması olarak Anayasa Mahkemeleri kurulmuştur. Anayasa Mahkemeleri kararlarının, diğer mahkemeler, parlamentolar, hükümetler ve idari kurumlar dahil toplumdaki bütün kurumları ve kişileri bağlayacağı, herkesin bu kararlara uyması ve gereğini yerine getirmesi gerektiği anayasalara açık bir şekilde yazılmıştır.

Hâl böyleyken, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği Can Atalay kararı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının bu konudaki açık ve net emrine karşın hem de anayasaya, hukuka, hakka, adalete en başta uyması beklenen adli mahkemeler eliyle ihlâl edilerek, karara uyulmamış ve gereği yerine getirilmemiştir."


"Fiili durumun kabullenilmesi, hukuk güvencesinden yoksun kalmaya razı olmak demek"

"14 Mayıs 2023 tarihindeki genel seçimde milletvekili olarak seçilen Avukat Can Atalay'ın, Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali ve tahliye kararına rağmen tutsaklığı devam ettirilmektedir. Bu fiili durumun kabullenilmesi demek, anayasa ile güvenceye alınan haklarımızdan, haklarımızın korunmasından vazgeçmeye ve hukuk güvencesinden yoksun kalmaya razı olmak demektir.

Tüm bu nedenlerle, aramızdaki farklı görüş ve ayrımları bir kenara bırakarak hepimizin ortak yaşamının temeli olan anayasaya, anayasal haklarımıza bugün sahip çıkmak geleceğimiz için hayati bir meseledir. Her birimiz üzerimize düşen sorumluluklarımızı hatırlamalı ve ulaşabildiğimiz her yere, her şekilde ve her yerde meşru yollardan tepkimizi ve sesimizi duyurmalıyız."


"Can'ı Soma, Ermenek davalarından, Bitmez'in hatırası önünde eğilmesinden tanıyoruz"

"Can'ı sadece yargılandığı Gezi Parkı'nda verdiği mücadeleden tanımıyoruz. Can'ı Soma ve Ermenek davalarında maden işçilerinin katillerinden senelerce hesap sormasından, tren katliamında ölen işçilerin ailelerinin davasından, kimsenin önünde eğilmez iken sadece Hasan Bitmez'in hatırası önünde eğilmesinden tanıyoruz.

Can'ı savunmanın sömürüye, baskıya, ihmâllere, katliama ve soykırıma karşı çıkmak, suçluların cezalandırılmasını istemek, gerçekleri ve halkları savunmak demek olduğunu biliyoruz."

"Can'ı savunmanın celladın yüzüne tükürmek olduğunu biliyoruz"

"Can'ı savunmanın kitap ile iş ile tırnak ile diş ile umut ile sevda ile dayanmak; fırsatçının fesatçının celladın yüzüne tükürmek olduğunu biliyoruz.

En çok bildiğimiz ise Can'ın giremediği meclise adaletin giremeyeceğidir."

"Can'ın mazbatasının derhal geri verilmesini talep ediyoruz"

"Burada, Leipzig'den Can'ın dostları olarak TBMM'ye sesleniyor, HATANIZDAN DÖNÜP adil, eşit ve demokratik bir Türkiye ülke için Can'ın özgür bırakılmasını ve mazbatasının derhal geri verilmesini talep ediyoruz.

Siyasi iktidarın yargıya müdahaleleri ile cezaevlerinde tutulan tüm tutuklular için Mahkemelerden özgürlük ve adil yargılanma hakkının gereğini talep ediyoruz. Tüm Türkiye ve Almanya halklarından yoldaşımız Can Atalay'a yönelik hukuksuzlukların gidermesi için sesimizi yükseltmelerini talep ediyoruz.

Can'ın Leipzig'den Arkadaşları - Can's Freunde aus Leipzig."