Kur’an ışığında ‘bilgi’lenme
Hayat rehberi Kur’an’ın, insanlara yol göstermesi belli bir metot içerisindedir. Kur’an anlattığı konuyu baştan sona anlatmaz. Bize ipuçları vererek örneklendirir. Sonuca ulaşma bize bırakılır ve bu konuda çalışma yapmamız istenir.
Kur’an, Allah’ın Hz. Peygamber aracılığı ile bize gönderdiği ilahi vahyin toplandığı kitaptır. Aynı zamanda inanan insanlar için hayat rehberi, yaşam kılavuzudur. Başka bir deyişle sadece okumak ve sevap kazanmak amacında değil aynı zamanda içinde bize verilen emir ve yasaklar bulunduğunu da fark ederek anlamını da okumak gerekir. Çünkü günlük hayatta yapmamız veya yapmamamız başka bir deyişle helal ve haram olan emirleri bilmemiz dini hayatımız açısından son derecede önemlidir.
Kur’an’ın yol göstermesi belli bir metot içerisindedir. Kur’an anlattığı konuyu baştan sona anlatmaz. Bize ipuçları vererek örneklendirir. Buradan hareketle sonuca ulaşmayı bize bırakılır ve bu konuda çalışma yapmamız istenir. İşte yapılan bu çalışmaların toplandığı ilmin adı tefsirdir. Ancak hadis, fıkıh, kelam, mantık, felsefe, biyoloji, fizik, astronomi gibi ilimlerden de hali değildir. Bütün bunların bileşiminden tefsir ortaya çıkar ve Kur’an’ın rehberliği daha iyi anlaşılır. Ancak bütün bu bilgilerin elde edilebilmesi için belli bir metot kullanmak gerekir. Bu metotlardan biri belki de en önemlisi doğru bilgi elde etme yöntemidir. Ancak bilginin ne olduğu ve insanın bilgisinin sınırı var mıdır? Sorusunu cevaplamak gerekir.
Kur’an, “Size zor geldiği halde savaş üzerinize farz kılındı. Hakkınızda hayırlı olduğu halde bir şeyden hoşlanmamış olabilirsiniz. Sizin için kötü olduğu halde bir şeyden hoşlanmış da olabilirsiniz. Yalnız Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara, 216) ayet-i kerimesi bizim sahip olmayacağımız ancak sadece Allah’a ait bir bilgiden söz eder. Bu ayetten anlaşılan en önemli bilgi, insan her bilgiye ulaşamaz. İnsanın ulaştığı bilgilerin tümü ya geçmişe ait ya da yaşadığı zaman dilimine ait bilgilerdir. Geleceğe ait bilgi insanın için mümkün olmayan bir bilgi türüdür. Aynı zamanda tanrısal bir bilgidir. Ayrıca bu ayetin sonunda ifade edilen “Yalnız Allah bilir, siz bilmezsiniz” cümlesi bu ayrışımı açık bir şekilde ifade eder. Bu ayetin bize verdiği başka bir mesaj, insanın bilgisi Allah’ın var ettiği mümkün varlıklar dünyası içinde kaldığı gerçeğidir. İşte ayet bu gerçeği açıklar. Dikkat edilmesi gereken şey bu ayet insanın hiçbir bilgiye ulaşamayacağını vurgu yapmadığıdır. Çünkü insanın sahip olduğu bilgilerin tümü Allah’ın bilgisi açısından bilgi değildir. Sadece insan cinsi içinde bilgidir. Başka bir deyişle ayet, insanın asla Allah’ın bilgisine ulaşamayacağını ifade ediyor.
“O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun?” (Mülk, 3). Ayette ifade edilen “Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun?” gerçek aslında göz ile bakma yanında aynı zamanda elimizdeki tüm bilimsel imkanları kullanarak deney ve bilimsel araştırma yapmamızı tavsiye ediyor.
Hz. İbrahim’in “Gecenin karanlığı onu kaplayınca bir yıldız gördü. “Rabbim budur” dedi. Yıldız batınca da “Batanları sevmem” dedi. Ayı doğarken görünce, “Rabbim budur” dedi. O da batınca, “Rabbim bana doğru yolu göstermezse elbette yolunu şaşırmış kimselerden olurum” dedi. Güneşi doğarken görünce, “Rabbim budur; zira bu daha büyük” dedi. O da batınca dedi ki: “Ey kavmim! ben, sizin (Allah’a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım.” “Ben, O’nun birliğine inanarak yüzümü, gökleri ve yeri yoktan yaratana çevirdim ve ben müşriklerden değilim.” (Enam, 76-78) ayetlerinde inananlara bilgi elde etmede metodik şüpheyi kullanarak paradigma geliştirme ve sonuca ulaşıncaya kadar paradigmayı yenileme metodunu tavsiye ediyor.
“De ki: Yeryüzünde dolaşın da daha öncekilerden çoğu ortak koşan (müşrik) olanların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.” (Rum, 42) ayeti ile gezi ve gözlem metodu ile doğru bilgiye ulaşmamızı tavsiye ediyor.
“Andolsun, size içinde sizin için öğüt bulunan bir kitap indirdik. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?” (Enbiya, 10) ayeti ile aklımızı kullanmamızı tavsiye ediyor.
Sonuç olarak Kur’an, bize bilgi elde etme yöntemi olarak bilimsel çalışma ile deney, gezi gözlem, metodik şüphe ve aklımızı kullanmamızı tavsiye ederek, tek bir metotla değil, gerekli görülen tüm metotlarla gerçeğe ve doğruyu ulaşmamızı tavsiye etmektedir.