Konteyner kentlerdeki yaşam travmaları derinleştiriyor

Konteyner kentlerdeki yaşam travmaları derinleştiriyor

T24 Haber Merkezi

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıla yakın bir süre geçti, ancak depremzedelerin büyük bir bölümü hâlâ konteyner kentlerde yaşamlarını sürdürüyor. Bu geçici barınma alanlarının zorlu koşulları, deprem sonrası yaşanan travmaları daha da artırıyor.

Travma ve Afet Ruh Sağlığı Çalışmaları Derneği (TARDE) tarafından UNICEF iş birliğiyle hazırlanan ve Bahçeşehir Üniversitesi’nde düzenlenen toplantıda açıklanan “Afetin Ruhsal ve Toplumsal Etkileri” başlıklı raporda, bu durumun çarpıcı detayları ortaya çıktı. BirGün'de yer alan habere göre, Rapor, Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adıyaman illerinde yapılan araştırmalara dayanıyor.

Raporun öne çıkan bulguları

Raporda, konteyner kentlerdeki yaşam koşullarının travmayı nasıl etkilediği şu ifadelerle açıklandı:

“Halen sınırlı imkânlara sahip konteyner kentlerdeki koşullar travmaların sürmesine yol açmakta. Geçici denilen barınma merkezlerindeki kalış süreci uzadıkça gelecek umutları da azalmakta.”

Başlıca sorunlar ve bulgular:

21 metrekarede yaşam zorluğu: Beş kişilik bir ailenin 21 metrekarelik bir konteynerde yaşamaya çalışması, mahremiyet kaybına ve ruh sağlığı problemlerine yol açıyor.

Sosyal alan eksikliği: Konteyner kentlerde sosyalleşme olanaklarının yetersiz olması, aile içi ilişkilerde bozulma ve şiddet gibi sorunlara neden oluyor.

Sağlık sorunları: Kronik hastalıklar ve solunum sorunlarında artış gözlemleniyor.

Deprem tetikleyicileri: Elektrik kesintisi, artçı depremler, gök gürültüsü gibi olaylar, güvensizlik hissi ve panik atakları tetikliyor.

Psikolojik etkiler: Katılımcıların yüzde 67,8’i orta ve şiddetli depresyon, yüzde 64,9’u orta ve şiddetli anksiyete yaşıyor.

Ergenlerde süregelen yas tepkileri

Raporda, çocuk ve ergenlerde devam eden sorunlara da dikkat çekildi:

Yas tepkileri: Kayba bağlı sorunlar ve derinleşen travmatik etkiler.

Davranışsal sorunlar: Öfke, yeniden yaşantılama, aşırı uyarılmışlık ve kaçınma gibi belirtiler yaygın.

Ruhsal bozukluk oranları yüksek

Depremin üzerinden 16 ay geçmesine rağmen, yapılan araştırmalar ruhsal bozukluk oranlarının hala çok yüksek olduğunu gösteriyor:

Travma sonrası stres bozukluğu: yüzde 43.6

Anksiyete: yüzde 64.9

Depresyon: yüzde 67.8

Katılımcıların birçoğu geleceğe dair umutlu olmadığını belirtirken, yaşam koşullarının iyileştirilmemesi durumunda bu sorunların daha da artacağı vurgulanıyor.


"Doğal gıdaya ulaşmanın bir yolu var!"